| Konu: | İstanbul Tahkim Merkezi Kanunu Tasarısı |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 16 |
| Tarih: | 19.11.2014 |
FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; muhtemelen oylamadan sonra bizim önerimiz yine reddedilmiş olacaktır ama ben, kanunla birlikte değişiklik önergemizi değerlendirmenize imkân vermek üzere okumak istiyorum. Eğer akıl varsa, mantık varsa, izan varsa, vicdan varsa bunu değerlendirirsiniz diye düşünüyorum.
2'nci madde şu: "Bu Kanunun uygulanmasını sağlamak ve Kanunla kendisine verilen görevleri yerine getirmek üzere tüzel kişiliği haiz, özel hukuk hükümlerine tabi İstanbul Tahkim Merkezi kurulmuştur." Zaten niçin kuruluyor bu tahkim merkezi? Kanunla kendisine verilen görevi yerine getirmek üzere. Malumu ilamın bir anlamı var mı? Yok. Kanunla bir görev veriliyor ki bu merkez kuruluyor.
Dolayısıyla maddeden ve "Kanunla kendisine verilen görevleri yerine getirmek üzere" ibaresinin metinden çıkarılmasını sağlamak üzere önergeyi vermiş bulunuyoruz. Büyük bir ihtimalle -niyet okumuyorum, hep "Niyet okuyor." diye ifade ediyorsunuz ama- önerge reddedilecektir çünkü bu kanunun ne getireceğini, ne götüreceğini ciddi bir şekilde incelemediğinizi düşünüyorum. Verilmiş olan talimatların, alınmış olan kararların gereği olarak parmaklar kalkacak, inecek ama neticede, Türkiye, tahkim konusunda çok ciddi sorunlar yaratacak bir düzenlemeyle karşı karşıya kalacaktır.
Bunun ceremesini Türkiye çok çekmiştir; AKP'nin talimatla, biatle, emirle milletvekillerini kontrol ederek çıkarmış olduğu yasalarda ne kadar çamların devrildiğini, ne kadar yanlışlıklar yapıldığını çok acı tecrübelerle ödemiştir. Burada da o acı tecrübeleri hep birlikte yaşayacağız ama ders almanız için ifade ediyorum. 2010 Anayasa değişikliğinde yapılmış olan yanlışlıklar bu kanunun içerisinde aynen var. 2010 tarihinde yüksek yargıya yapılacak seçimlerde baroların genel kurul kararı yerine, ucube bir yöntemle, baro başkanlarının oylarıyla seçilecek kişiler yüksek yargıya taşındı. Taşınan o kişilerin daha sonra bizzat AKP tarafından istiklal mücadelesi verilecek kadar vahamette bir sorun yarattığını hepiniz ikrar ediyorsunuz ve o mücadelenin içerisinde Türkiye'yi bir türbülansa sürüklüyorsunuz. Bu kanunun içerisinde de aynı madde bulunmaktadır. Geçmişten ders almazsanız gelecekte hata yapmak mukadderdir.
Dolayısıyla, biz ilk maddelerde bu önerilerimizi, bu eleştirilerimizi tekrar ederek aklın, vicdanın, izanın harekete geçmesini ve doğruyu, Türkiye'ye yakışan bir kanunu, bir tek Türkiye'ye değil, dünyada Türkiye'nin itibarını sağlayabilecek, New York gibi, Londra gibi, Paris gibi uluslararası tahkim merkezi hâline gelmesi için bir ön adım olarak bu tahkim kanununun faaliyete geçmesini, bu hedefe hizmet etmek üzere olgunlaştırılmasını öneriyoruz. Eğer siz dediğim dedik, çaldığım düdük derseniz bu alanda da yargının genel olarak Türkiye'de yarattığı sorunlarla karşı karşıya kalmaya mahkûm olacaksınız ve hem Türk hukukunda hem de uluslararası hukukta bambaşka sıkıntılar doğabilecek şekilde bir yanlışlığa imza atacaksınız diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)