| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Makedonya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür Merkezlerinin Kuruluşu ve Faaliyetleri Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 15 |
| Tarih: | 18.11.2014 |
CHP GRUBU ADINA OSMAN OKTAY EKŞİ (İstanbul) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; huzurunuza gelen kanun tasarısını, Dışişleri Komisyonu üyesi olarak, o sıradaki görüşmelerde izleyenlerden biriyim. Biz buna esas itibarıyla yani Makedonya'yla Türkiye arasında kültürel iş birliğinin artması açısından baktığımız zaman, elbette, sizler gibi, bunun artmasının gerekliliğinin yanında olan insanlarız, öyle baktık. Ama az önce Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına huzurunuza gelen Sayın Öner'in ifade ettiği gibi anlaşmada teknik olarak bizi rahatsız eden ve muhalefet şerhi vermemizi zorunlu kılan bir hüküm vardı. Hüküm "Bu anlaşmayla burada tadat edilmemiş hususlar da yapılabilir, taraflar bunu da yapabilir." diyordu. Tabii, böyle ucu açık hükümler keyfî tasarrufa son derece müsait olduğu için bu ikili anlaşmanın huzurunuza gelen metnine muhalefet şerhi verdik.
Sevgili arkadaşlarım, bu anlaşmanın bugün onaylanması ihtiyacı, hepimizin bildiği gibi, Kurşunlu Han'ın orada Yunus Emre Vakfı tarafından ele alınması ve kullanılması ihtiyacı tarafları zorladığı için, bu vakıf tarafından kurulan Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Profesör Doktor Hayati Develi'nin "Anlaşmanın bir an önce onaylanması mümkün olursa bu Han da tarafımıza tevdi edilecektir. O nedenle Türkiye Büyük Millet Meclisinin öne almasını istiyoruz." diye bir başvurusundan kaynaklanıyor. Yani, biz bugün bu konuyu bu sayede öne almış durumdayız ve görüşmekteyiz.
Şimdi, bu vesileyle, bendeniz bazı hususları sizin dikkatinize sunmak ihtiyacını duyuyorum. Söz konusu anlaşmanın uygulaması, arz ettiğim gibi, Yunus Emre Vakfı tarafından yapılacak. Yunus Emre Vakfı ne zaman kuruldu? 2007 yılında, iktidarınızın oylarıyla, bir özel kanunla kuruldu. Bu Yunus Emre Vakfının görevi ne? Türkiye'nin, Türk kültür mirasının ve Türk kültürünün yabancı ülkelerde tanıtılmasına katkıda bulunmak veya bunu sağlamak.
Sizin iktidarınız işbaşına geldikten hemen sonra -sanıyorum, en az benim kadar net bir şekilde anımsayacaksınızdır- bir tasarruf ilkesi ilan etti icra planıyla birlikte. Dedi ki: "Bizden önce bu memleketi idare edenler o kadar müsrif bir anlayışla bu memleketi idare etmişler ki Hariciye Vekâletinin dışarıda teşkilatı var -kaçınılmaz bir şey- Kültür Bakanlığının var, Diyanetin var, onun var, bunun var. Biz hemen bunları azaltacağız ve Türkiye'nin ihtiyacına, gerçek fonksiyonlara uygun bir şekilde bu kadroları da küçülteceğiz."
Şimdi gelelim buraya. 2007 yılında bu vakfı kuruyorsunuz. Niye kuruyorsunuz? Türk kültürünün dışarıda tanıtılmasını -ayrıntılara girmiyorum- sağlamak için. Peki, Kültür Bakanlığı nerede? Sevgili arkadaşlarım, Kültür Bakanlığının yurt dışında hâlen müşavirlik konumunda, bu konumda tam 43 ülkede ofisi var yani dairesi var, birimi var. Peki, arkasından bu kurduğunuz vakfın ne kadar dışarıda uzantısı var? Onlar da kültür merkezleri. Bunların da sayısı 36. Üstelik bunların bir kısmı yani daha doğrusu 16'sı Kültür Bakanlığının müşavirliğinin bulunduğu ülkelerde kurulmuş. İsterseniz bunların rakamlarının yanında isimlerini de verebilirim.
Bu vakıf nereden kaynak alacak bu işleri yapmak için? Hazineden, bütçeden kaynak alacak. Sadece onunla kalsa... Diyelim ki şu kadar tahsisat verildi. Bu memleketin bir de o ihtiyacını karşılamak için bu vakıf o faaliyeti yerine getirecek. Bakınız arz edeyim: "Vakıf tarafından Kültür Merkezlerinin kurulduğu yerlerde kamu kurum ve kuruluşlarına ait olup, bu Kanunun amaçlarına uygun faaliyet gösteren birimler -yani Kültür Bakanlığının ofisleri mofisleri, her neyse onlar- araç ve gereçleri, alacak ve borçları ile birlikte bu ülkede faaliyet göstermek üzere Vakıf tarafından kurulan Kültür Merkezlerine devredilir. Devredilen birimlere ait taşınmazlar ise Vakıf tarafından kurulan Kültür Merkezlerinin bedelsiz kullanımına bırakılır." Ne oldu? Aynı iş için devletin kurduğu ofisin bütün imkânlarını, dairelerin bütün imkânlarını bu vakfa devrettiniz. Yani, ne yaptınız? Devletin işini bu vakıf adı altında taşeron -tırnak içinde söylüyorum- bir kuruluşa aktardınız. Peki, bu devletin görevini yapacak olan arkadaşların işi ne olacak? Getirdiğiniz kanunun yarattığı vakıf, Türk kültürünü tanıtan faaliyetler yapacak. Peki, bu Türk kültürünü tanıtmak için neler yapmış? Bakıyorsunuz ki Osmanlı arşivleriyle ilgili bir sergi açmış, bir de Kâtip Çelebi'yle ilgili bir etkinlik yapmış.
Saygıdeğer dostlarım, peki, Türk kültürü sadece geriye doğru bakıp cetlerimizden, Osmanlıdan, şundan bundan bizlere kalmış olan kültürel mirastan ibaret midir? Modern Türkiye'nin, ileriye doğru bakan, Batı'yla bütünleşmeyi kendi temel felsefesi hâline getirmiş olan bu cumhuriyetin ürettiği kültür yok mu? Onlarla ilgili herhangi bir faaliyeti bu vakıf yapar mı? Hayır, yapmaz. Çünkü onun işlevi, felsefesi hiçbir şeyi buna müsait değil. O zaman ne oluyor? Kamu kaynaklarını tutuyorsunuz, "Türkiye'nin tanıtımı" adıyla tamamen ayrı bir açıdan her şeye bakan bir vakfa emanet ediyorsunuz. E, bu israf değilse bunun adı başka nedir?
Saygıdeğer arkadaşlarım, şimdi, devletin daireleri, daha doğrusu bakanlığı, birimleri, aşağıya doğru var. Onun yanına bu vakfı kuruyorsunuz. Vakıf 36 ülkede paralel bir örgütlenme modelini de o yerine getiriyor. O zaman ben sorsam: Bu paralel devlet kavramını bizzat yaratan siz olmuyor musunuz? Yani bu yapılan, devletin yanına, devletin imkânlarıyla, devletin arabasını, arazini, binasını, şusunu, busunu bir vakfa vermek suretiyle ve devletin yapması gereken görevi ona devretmek suretiyle yarattığınız şey paralel devlet iddianızın oradaki somut örneği değil mi? Şimdi, bu gerçekleri dikkate aldığımız zaman o konunun içinde saklanan, samimi olmadığını düşünmeye bizi zorlayan bir gerçek var. O gerçeğin ne olduğunu bilmiyorum, daha doğrusu hepimiz biliyoruz, ben söylemiyorum ama sizlere huzurunuzda şunu arz etmek istiyorum ki: Artık bu dünyada hiçbir gerçek saklanabilir durumda değildir.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)