| Konu: | Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 14 |
| Tarih: | 13.11.2014 |
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 615 sıra sayılı Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 4'üncü maddesinde verdiğimiz değişiklik önergesiyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisinin artık klasik hâle geldiği gibi bütün yaptığı uygulamalarda "şirket, kâr, rant, yandaşların köşeyi dönmesi" anlayışının Türkiye'de gündeme yerleştiği bir süreci yaşıyoruz. Şimdi, sağlık gibi temel hizmetleri kapsayan bir konuda bile burada hizmetin ön plana çıkarılması gerekirken, bilimselliğin ön plana çıkarılması gerekirken, vatandaşların sağlıklı hizmet alması noktasındaki çalışmaların ön plana çıkarılması gerekirken yine bir şirket çıkarılmış. İşte özel hastaneler, özel şirketler, kâr, rant, artık bunlar Adalet ve Kalkınma Partisiyle anılan gündemdeki en önemli konular hâline gelmiş.
Sayın Bakan, sağlığın birçok problemi var, bu problemleri çözmek yerine ranta dayalı sistemleri ortaya koymayı anlamakta zorlanıyorum. Toplumun temel sağlık problemlerini çözebildiniz mi? Bugün, AKP Hükûmeti olarak en çok övündüğünüz sağlıktaki memnuniyet oranıydı. Bunun da temeline baktığımızda hep beraber görürüz ki, 57'nci Hükûmet Döneminde, dönemin Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un başlattığı reformları devam ettirerek ilk yıllarınızda bu noktada bir gayretin içerisinde oldunuz ama son yıllara baktığımızda, -gidin, gezin- Sağlık Bakanı olarak bilmiyorum hastaneleri geziyor musunuz, doktorsunuz ama gittiğinizde kuyruklardan geçemiyorsunuz. Randevu almaya gidiyor adam, üç ay, altı ay sonrasına gün alıyor. Yine, bakıyorsunuz, vatandaşın cebinden çıkan paralarda her geçen gün artış var. Ama, bakıyoruz ki Adalet ve Kalkınma Partisinin sözcüleri mikrofonu eline aldıklarında, başta Sayın Bakan olmak üzere, sağlıkta devrimden bahsediyorlar.
Ben sizi Adana'ya davet ediyorum Sayın Bakan. Bir gün Allah rızası için şu Adana'da hastaneleri gezelim. Ben pazar günü Adana'da Aşkım Tüfekçi Hastanesi'ni gezdim. Adana Türkiye'nin 4'üncü, 5'inci büyük vilayeti. Sağlığın merkezi olması gereken bir kent Adana. Adana'ya vardım bu pazar, yemin ediyorum size 6'ncı kata yaya çıktım, hastaları ziyarete gidiyordum, dahiliyede yatan bir hastayı. Şimdi, 70 yaşındaki, 80 yaşındaki o kadınlar, o merdivenlerden çıkarken soluk soluğa kalmışlar. Ve iki gün önce, Sayın Bakan, Adana gibi bir yerde -Aşkım Tüfekçi Adana'nın göbeğindeki bir hastane- asansör düşüyor, 9 tane işçi yaralanıyor. Haberiniz var mı bundan bilmiyorum Sağlık Bakanı olarak.
Şimdi, milletin sağlığıyla uğraşan bir hastanede işçiler yaralanıyorsa... Hasta kişi gelmiş hastaneye, 6'ncı kata emin olun yayan çıkıyor ve merdivenlerde oturan birçok insanlarla... Bu, birilerinin aktarması değil, ben gezdim bu pazar günü. Şimdi, Adana gibi Türkiye'nin 4'üncü, 5'inci büyük kentinde sağlık felç olmuş durumda. Hastanelere bir gidin.
Sayın Başbakan 2011 yılında, haziranda, seçim meydanlarında dedi ki: "Biz başka partilere benzemeyiz." 12 tane vaatte bulundu, 1 tanesi de sağlık alanında. Bakıyorsunuz ki -siz başkalarına benzemiyordunuz- aradan geçti dört sene, daha geçen gün İstasyon Meydanı'na geldi, dört sene sonra, göstermelik bir temel atmışlar, şu anda çivi çakılmamış. Bu hastaneyi ne zaman yapmayı düşünüyorsunuz, bu şehir hastanesini?
Ondan sonra, devlet hastanesi, Adana'nın köklü devlet hastanesi. Burası yıkılmaya müsait diye boşaltacaksınız dediniz. İki yıldır kılınız kıpırdamıyor.
Numune Hastanesi'ne gittiğinizde, oraya yeni bir TOKİ Numune Hastanesi yapıldı. Değerli arkadaşlar, ambulans yanaşmıyor diye, acile hastalar giremiyor diye 2 defa acilini yıkıyorsunuz. Bu nasıl bir anlayıştır? Yeniden düzenleme yapıyorsunuz. TOKİ Numune Hastanesi'yle bir görüşün. Oraya odalar yapmışsınız. Bu odalarda hastaları muayene edecekler, doktorların çalışabilecekleri alan yapılmamış. Gidin araştırın, tuvaletleri birleştirerek oda yapmaya çalışıyorlar ve burada hizmet yapmaya çalışıyorlar. Nerede sağlıkta devrim?
Yine yayla zamanı. Bakın, Tekir'de 250 bin nüfus, Kızıldağ'da 100 bin nüfus, Göller Yayla'sında -Adana, yaylacılığın yoğun olduğu bir yer- dört senedir dilimizde tüy bitti bunu söyleye söyleye. 200 bin nüfuslu yerde bir tane doktor yok. Yani oradaki insanlar insan değil mi? Oranın hava şartları yaylacılığı bir noktaya getirmişse bunu çözmek sizin göreviniz değil mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - İnsanlar oraya gidiyor; yaylaya mı gidiyorlar, sağlık problemlerini mi düşünsünler? Ondan sonra "Sağlıkta çağ atladık."
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)