GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubunun, 5/11/2014 tarihinde Aydın Milletvekili Bülent Tezcan ve 32 milletvekili tarafından, medya yoluyla gerçekleştirilen ulusal değerlerimize yönelik saldırıları önlemek için alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin (1555 sıra no.lu), Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, Genel Kurulun 6 Kasım 2014 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:11
Tarih:06.11.2014

ŞUAY ALPAY (Elâzığ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP'nin, medya yoluyla gerçekleştirilen, ulusal değerlerimize yönelik saldırıları önlemek için alınacak önlemlerin tespiti amacıyla Meclis araştırması açılması yolundaki grup önerisi aleyhinde AK PARTİ grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, yine devlet terörü uygulayan işgalci ve zalim İsrail, dün sabah Mescid-i Aksa'yı kirli ayaklarıyla yeniden işgal etti ve bütün dünyaya bir defa daha utanç tablolarını göstermiş oldu, gerçek yüzünü kirli tarafıyla göstermiş oldu. Zulmün sürekli olamayacağını ve zulümle ayakta kalınamayacağını İsrail, şüphesiz, yakında öğrenecek. Mescid-i Aksa'ya ve Filistin halkına yönelik bu alçakça saldırıyı şiddetle telin ediyorum, kınıyorum, lanetliyorum ve zalimler için "Yaşasın cehennem." diyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; demin, hatip, kürsüde bu öneriyle ilgili görüşlerini ifade ederken, aslında bildiğimiz klasik CHP manzaralarını bir defa daha aziz milletimize sunmuş oldu. Ama, şunu söylemek lazım, görmek lazım, CHP'de yönetici arkadaşların, milletvekillerinin ve CHP'yi yöneten anlayışın şunu görmesi gerekiyor: Atatürk ve cumhuriyet meselesi üzerinden artık bu ülkede size ekmek yok, başka tarafa bakın.

AHMET YENİ (Samsun) - Hah, bitti.

BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Hep beraber sahip çıkalım.

ŞUAY ALPAY (Devamla) - Dolayısıyla da çok açık söylüyorum: Bu kapı çoktan kapandı. Polemik meselesi yaptığınız, sürekli tükettiğiniz bir değer olmaktan bu ülke, bu milletin aziz evlatları, AK PARTİ'yle birlikte topyekûn millet olarak, sizin bu faaliyetinizin önüne geçti ve bu konuda buradan size ekmek çıkmayacak, bunu bilmeniz lazım.

MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Neyi tükettiğimizi bir açıklar mısınız?

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Siyaset, ekmek alanı değil ya, iyi idare etme alanı. Siyaseti ekmek için yapmıyoruz, siz yapıyorsanız da lütfen.

ŞUAY ALPAY (Devamla) - Ben de tam da onu söylüyorum. Evet, üretme zamanıdır; siyaset üretme alanıdır ve siyaset değerler üzerinden yapılan iştir ve değerler üzerinden yapılırsa anlam ifade eder, yoksa bazı kurumları, bazı değerleri tüketerek bir noktaya gelinmeyeceğini sizin çok daha fazla görüyor olmanız lazım.

Teklifimiz ve bu konudaki önerimiz, gerçekten, size sonuç vermeyen, sizi de bir noktaya taşımayan, milleti de yeniden birbirine düşürme noktasında, bazı değerleri tüketme noktasında kaotik görüntülere süren bu yaklaşımdan vazgeçmenizdir. Doğru olan, akıllı olan ve siyaset kurumuna yakışan da budur ve ben, CHP'nin bu konuda yeniden bu durumunu test ederek, yeniden bu durumunu kontrol ederek bir defa daha durum değerlendirmesi yapacağına yürekten inanıyorum .

AK PARTİ kurulduğu ilk günden itibaren ve ilk iktidar bayrağını devraldığı günden itibaren bu milletin ve ülkenin değerlerine topyekûn sahip çıkmış ve milletin değerlerini esas almak suretiyle kendine bir siyaset etme modeli geliştirmiş ve programlar çizmiştir. Bütün bu yaklaşımlarını ortaya koyarken de insanı merkeze aldığını hep deklare etmiş ve bunu da samimi duruşla defalarca ortaya koymuştur ve bunu da bu gerçeklik üzerinden inşa etmenin ciddi bir iş olduğuna inanarak ifade etmiştir. Bütün dünya, AK PARTİ kadrolarını da böyle tanımıştır ve inşallah, böyle tanımaya devam edecek.

Yine, kurulduğumuz ve iktidarı devraldığımız ilk günden itibaren başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Başbakanımız, AK PARTİ'nin bütün kadroları, cumhuriyeti en büyük kazanımımız olarak ifade ettik ve bunu da yürekten yaptık, cesurca yaptık, samimi olarak söyledik. Cumhuriyeti en büyük kazanım olarak kabul ederken ve ifade ederken, bu cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını da çok önemsedik ve bu milletin topyekûn değeri olarak, ortak değeri olarak kabul ettik.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - "İki ayyaş" lafını kim söyledi?

ŞUAY ALPAY (Devamla) - Bu konuda samimi kanaatlerimizi hem Meclis kürsüsünden hem yurdun çeşitli noktalarından aziz milletimize ve bütün dünyaya deklare etmek suretiyle de ortaya koymuş olduk; bu konuda hiçbir endişemiz yok.

Buradan bir kez daha ilan edelim, aslında bu konuda bir şeyi ispata ihtiyacımız yok ama bunu bir kez daha ilan etmek durumundayız. Evet, AK PARTİ, parti olmanın ötesinde, duruşuyla, tavrıyla, yaptığı icraatlarla bir siyasi harekete dönüşmüştür ve bu siyasi hareket, cumhuriyeti, demokrasiyle taçlanan cumhuriyeti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını ve bu anlayışı bu milletin ortak değeri olarak kabul etmiştir; bu konuda kararlıdır ve samimi duruşunu da böyle ortaya koymuştur; bunda hiç kimsenin tereddüdü olmasın.

Tabii, cumhuriyetin en büyük kazanım olduğunu ifade edip, bununla ilgili olarak icraatlar yapan AK PARTİ, bir başka şeyi daha ortaya koydu: CHP'nin demokrasiyle ilgili bütün tarif ve tanımlamalarını kategorik bir şekilde kendine benzetmeye yönelik duruşuna da karşı çıktı. Evet, cumhuriyet kazanımdır, fazilettir ama cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırma noktasında biz bir karar verdik ve yola böyle çıktık ve yaklaşık on üç yıllık icraatımız içerisinde cumhuriyetin demokrasiyle taçlanması noktasında tarihî, cesur ve bütün dünyaya örnek teşkil edecek önemli adımlar attık ve bunu birlikte takip ettik. AK PARTİ kadroları ilk günden itibaren özellikle yasama faaliyetlerini de bu anlayış üzerine, bu eksen üzerine oturttu ve özgürlüklerin önündeki bütün engelleri kaldırmak, demokrasi önündeki bütün engelleri kaldırmak suretiyle önemli bir yaklaşımı da ortaya koymuş oldu.

Evet, biz...

MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli)- Onun için mi televizyon kanalından Atatürk'e hakaret etmeyi seyrediyorsunuz!

ŞUAY ALPAY (Devamla) - Bakın arkadaşlar, Türkiye, özgürlükler ve demokrasi ülkesi. Hukuk devletinin olduğu yerde bizim gibi düşünmeyen, farklı kanaati olan insanlar olabilir. İlk günden itibaren ifade ettiğimiz şey şu: Bakın, şu anda Türkiye'de, arkadaşlar, değerli milletvekilleri, yüzlerce televizyon kanalı var.

BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Sizin finanse ettiğiniz kanallar bunlar!

ŞUAY ALPAY (Devamla) - Çok açık söylüyorum, yüzlerce televizyon kanalında aynı anda binlerce insan, siyasi, ekonomik, kültürel, toplumsal, sportif, değişik alanlarda görüşlerini serdediyorlar.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - RTÜK ne yapıyor?

ŞUAY ALPAY (Devamla) - Allah'ınız aşkına söyler misiniz, yüzlerce televizyon kanalının olduğu yerde ve binlerce konuşmacının olduğu yerde siyaset kurumunu muaheze edecek ve bunu bağlayacak bir konuşmanın yapıldığını kabul etmek doğru olabilir mi?

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sizin finanse ettiğiniz televizyon kanalı!

FARUK BAL (Konya) - "Alo Fatih"ler var, "Alo Fatih"ler!

ŞUAY ALPAY (Devamla) - Binlerce konuşmacı var, her farklı düşünceden, her farklı siyasi kanaatten, her farklı etnisiteden insanlar çıkıp düşüncelerini ifade ediyorlar.

Temel yaklaşımımız şudur, çok açık olarak ifade ediyorum: AK PARTİ, düşünce ve ifade özgürlüğünü olmazsa olmaz olarak kabul etmiştir.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Onun için mi Başbakanlıkta hâlâ takip kurulu kuruldu, herkesin telefonunu dinlemek için?

ŞUAY ALPAY (Devamla) - Düşünce ve ifade özgürlüğünün temelini koyarken başkalarının özgürlük alanıyla da sınırlandırmıştır. Anayasa'mız, kanunlarımız bu konuda sınırlamanın nasıl yapılacağını ortaya koyuyor. Bunu benim size anlatmama gerek yok. Başından beri ifade ediyoruz, herkes bu ülkede düşünce ve ifade özgürlüğüne sahiptir, düşüncelerini ifade edebilir, ama, ama hiç kimse, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere cumhuriyetimize ve bu ülkenin müşterek değerlerine hakaret edemez ve kimse bu hakkı da kendinde göremez.

AHMET YENİ (Samsun) - Bravo!

ŞUAY ALPAY (Devamla) - Bu konuda kararlılığımızı ifade ettik. Kanaatimiz, herkes, Türkiye'de... Cumhuriyetle birlikte başlayan siyasi tarihle ilgili olarak Türkiye'de tartışmalar oldu. Bu tartışmalar mukadderdir. Hiç kimse bu tartışmalardan gocunmasın ancak temel problem şudur: Hiç kimse, başta cumhuriyet olmak üzere, Atatürk'ün manevi şahsına, bu ülkeye emek veren hiçbir büyüğe hakaret oluşturabilecek bir söz ve eylem içerisinde bulunmamalıdır. Bunun yolu da bellidir, eğer bir konuşmacı özel televizyonlarda, başka yollar vasıtasıyla görüşlerini ifade ederken hukuk dışına çıkıyorsa, hukukun müeyyideyle karşılayacağı alanlarda suç oluşturan fiilleri işliyorsa, eylemlerde bulunuyorsa bunun adı açıktır. Türkiye, hukuk devletidir. Türkiye'de bununla ilgili olarak işlemler yapılır. Adaletin uygulanmasıyla ilgili olarak hepimizin de zaman zaman yakındığı ve rahatsız olduğu uygulamalar olabilir...

FARUK BAL (Konya) - RTÜK çalışmıyor Şuay Bey, RTÜK çalışmıyor, RTÜK, AKP uydusu olmuş!

ŞUAY ALPAY (Devamla) - ...ama genel manada hukuk dışına çıkıldığında, bununla ilgili olarak uygulamalar yasalarda bellidir ve bununla ilgili olarak devletin savcıları gerekli takibatları yapacaktır ve şüphesiz, eğer varsa böyle bir hakaret ve bununla ilgili olarak manevi şahsiyete yönelik bir eylem, sonuçsuz kalmayacaktır. Buna yürekten inanıyoruz ve bu konudaki samimi kanaatimizi hep ifade ettik.

Ve bakın, bu konuşmayı yapmazdan önce RTÜK'le ilgili aldığım bilgilerde bu mesele yani bir özel televizyon kanalında farklı kanaati taşıyan insanların siyasi düşünce ve kanaatlerini ya da başka görüşlerini ifade ederken yapmış oldukları hakaretle ilgili olarak RTÜK'te toplantıların yapıldığını ve bu toplantılarla ilgili olarak ağırlıklı olarak da görüşün ceza verilmesi ve bir müeyyideyle karşılanması yolundadır. Ancak bu eylemin karşılığında uygulanacak cezayla ilgili tartışmaların da olduğunu...

Ve yine, çok açık söylüyorum, CHP'den oraya seçilen arkadaşlarımızın oylamada göstermiş olduğu tavırlar sebebiyle karar alınamadığını biliyoruz, sizler de biliyorsunuz, çok açık söylüyorum. Biz, RTÜK uygulamalarını... RTÜK bu konuda üzerine düşeni yapıyor, yapmaya devam edecek. Kurumsal olarak da bu konuda bir tereddüt yaşamıyoruz. Evet, Türkiye'de diğer devlet kurumları gibi RTÜK de üzerine düşen vazifeyi yapacaktır, bu konuda bahse konu eylemle ilgili olarak...

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Hepsi sizin üyeniz ya, niye müdahale etmiyorsunuz!

ŞUAY ALPAY (Devamla) - ...düşüncenin açıklanması olarak kabul etmeyeceğimiz bir hakaret varsa bunun gereği yapılacaktır. Ama bunun dışında Türkiye, hukuk devletiyken siyasetin buradan hukuka nizam verme, başka türlü yaklaşım içerisinde bulunması kabul edilebilir mi? Aksi takdirde hukuk devletinin gereği kalmaz.

Siz de takdir edersiniz ki -demin de ifade ettim- yüzlerce televizyon kanalından aynı anda binlerce konuşmacı Türkiye'nin geleceğiyle ilgili meselelerle ilgili bir sürü açıklamalarda bulunuyor. Şimdi, bizim bu konuda bütün konuşmacıları muaheze edecek, engelleyecek "Şu konuşmalar yapılmasın." diyebilme imkânımız var mı? Eşyanın tabiatına uygun olmayan bir şeyden bahsediyorsunuz. Ama Türkiye hukuk devletidir. Tekrar tekrar söylüyorum, bugün itibarıyla bahse konu mesele RTÜK gündemindedir, RTÜK bununla ilgili toplantı yapmıştır, ancak dediğim gibi, maalesef, CHP kontenjanından gelen arkadaşlarımızın, aktarılan bilgi açısından söylüyorum...

TURGAY DEVELİ (Adana) - Önce siz kendi arkadaşlarınıza bakın, kendi arkadaşlarınıza!

ŞUAY ALPAY (Devamla) - Bakın, bir suçlama yapmak için söylemiyorum.

TURGAY DEVELİ (Adana) - RTÜK de AKP'nin stüdyosuna dönmüş. Bırakın bu işleri!

ŞUAY ALPAY (Devamla) - Arkadaşlar, bakın lütfen... Burada bir suçlama yapmak için söylemiyorum.

TURGAY DEVELİ (Adana) - Bizim arkadaşlarımız görevlerini yapıyorlar.

ŞUAY ALPAY (Devamla) - Ancak, toplantı yapılıyor. Toplantıda yeter sayıya ulaşılamıyor. Yani bir karar alınamıyor, ancak şu anda...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Bizden 2 kişi var Sayın Başkan, 2 kişi var.

ŞUAY ALPAY (Devamla) - ...kurulun gündeminde bu mesele ve kurul da bununla ilgili gerekli araştırmayı yapacak.

Fakat şunu söyleyeyim: Türkiye'de millî ve manevi değerlere sahip çıkan ve bunun üzerinden siyaset yapan AK PARTİ'dir.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Onun için yolsuzluk yapılıyor değil mi? Rüşvet, yolsuzluk, banka kayıtları, ayakkabı kutuları...

ŞUAY ALPAY (Devamla) - Neredeyse, büyük oranda bu değerlerden habersiz olan CHP'nin bizi muaheze edecek açıklamalarını da asla kabul edemez, doğru da bulmayız.

Ben yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)