GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:10
Tarih:05.11.2014

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlarım, 651 sıra sayılı yükseköğretim personeline zam öngören tasarı için ve bu tasarının 2'nci maddesi üzerinde verdiğimiz önerge için söz almış bulunuyorum.

Gerçekten bilime inanan, gerçekten göz boyamayan bütün insanları da saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, burada öğretim üyelerinin maaşlarını artırıyorsunuz, bunda herhâlde kimsenin söyleyeceği bir şey olmaz. Peki, size bir soru sorsam, desem ki: Bu ülkede TÜİK verilerine göre yaklaşık olarak yoksulluk sınırı nedir? Yeni rakam 3.926 lira. Bu duruma göre, siz, bu düzenlemeyle bile, bu düzenlemeyi hayata geçirerek bile acaba hangi seviyedeki öğretim üyesini yoksulluk sınırının da altına ittiğinizi ve yoksulluğa mahkûm ettiğinizin farkında mısınız? Bence değilsiniz. Ben söyleyeyim: Yardımcı doçent ve aşağısındaki bütün akademik personel bu uygulamaya rağmen yoksulluk sınırı altında kalacaktır. İşte bizim önergemiz diyor ki: Gelin, biraz daha insani olalım ve akademik teşvik miktarını 2 katına çıkaralım, hiç olmazsa Türkiye'deki akademik personeller yoksulluk sınırının üzerinde olsun. Bunu teklif ediyoruz, birazdan reddedeceğinizi şimdiden söylüyorum ve kayıtlara da böyle geçireceğinizi biliyorum. Ben de bunu her yerde, her panelde, her üniversite toplantısında söyleyeceğim. İnşallah, kabul eder, beni utandırırsınız.

Bakınız, bu uygulamayı yaparken yani maaşları artırırken acaba samimi misiniz? Samimi değilsiniz, hiçbir şekilde samimi de olmadınız. Neden? Bakıyorum, Hükûmet sırasında Millî Eğitim Bakanımız yok, Orman ve Su İşleri Bakanımız var.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Eski bir profesör var.

AYTUĞ ATICI (Devamla) - Orman ve Su İşleri Bakanı öğretim üyeleriyle ilgili, eğitimle ilgili bir konuda birazdan fikir söyleyecek, hatta söyledi, "Önergeye katılıyor musunuz?" dedi, Sayın Bakan "Katılmıyoruz." dedi Hükûmet olarak. Ya, orman kafasıyla düşünsen anlarım, su kafasıyla düşünsen anlarım ama hangi zihniyetle Eğitim Bakanımız burada yokken Hükûmet buna katılmıyor, bunu da sizin takdirlerinize sunuyorum.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Ya, ben otuz yıllık profesörüm.

AYTUĞ ATICI (Devamla) - Samimi değilsiniz. Neden samimi değilsiniz? Gerekçenize bakıyorum. Bakın, bu gerekçeyi ben yazmadım, Sayın Başbakan imzasıyla gönderdiğiniz ve bir akademisyen olan Sayın Başbakan imzasıyla gönderdiğiniz gerekçede diyorsunuz ki: "2023 yılı hedeflerimize ulaşabilmemiz için bilim, teknoloji, ekonomik alanda dünyanın sayılı ülkelerinden biri hâline gelmemiz için bilgi üretmemiz lazım." Diğer taraftan, aslında sizin zihniyetiniz "Bizden mucit çıkmaz." bunu söyleyen sizin bakanınız. Samimi değilsiniz. Gerçek zihniyetiniz budur ama süslü laflar etmekte üzerinize yoktur. Samimi değilsiniz.

Bakın, AKP milletvekilleri, hemen zıplamayın, ben size bir şey söylemiyorum, ben Hükûmete söylüyorum. Buyurun, siz samimi olun, Hükûmetinize deyin ki: "Yahu, biraz edep! Bunları söylüyorsun ama söylediklerinle yaptıkların birbirini tutmuyor. Diyorsunuz ki: "Ülkemizde 2014 yılı Ekim ayı itibarıyla 177 üniversite var.", övünüyorsunuz. Diğer taraftan, Sayın Başbakan utanç verici bir şekilde, konuşmasında -hem de YÖK'ün açılış konuşmasında- diyor ki: "Efendim, şu öğretim üyeleri yok mu şu öğretim üyeleri! Ah, ah! Biz bu kadar üniversite yaptık ama nitelikli öğretim üyesi bulamıyoruz. Yok nitelikli öğretim üyesi." diye bütün öğretim üyelerini aşağılıyor.

Samimi değilsiniz, ben size bunu anlatmaya çalışıyorum, samimi değilsiniz. Bir yandan diyorsunuz ki: "Öğretim üyeleri üzerinden biz bu eğitimi gösteriyoruz, yapıyoruz. Bu öğretim üyeleri çok iyi olmalı.", diğer taraftan jet profesörler üretmeye devam ediyorsunuz. Çıkıyor Sayın Cumhurbaşkanı "Ya, şu hastanede çalışan bizim doktorları doçent, profesör yapıversek ne olur?" diyor. Yalakalar başlıyor alkışlamaya, alkış, "Tabii yaparız." diyor ve yapmaya çalışıyor. Yahu, hangi akla hizmet, hangi vicdan, hangi akılla siz bunu söylüyorsunuz? "Şu bizim çocukları profesör, doçent yapıverelim."

Sizin anlayışınız işte bu. Bu yüzden dolayı da utanç duyuyorum. Bu tasarıyı gönderen Başbakan bir akademisyendir. Böyle bir tasarıyı gönderdiği için ve yaptığı konuşmalar için gerçekten utanç duyuyorum. Bilim insanlığının ruhunu hiç algılayamamış, hiç anlayamamış diyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)