| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 132 |
| Tarih: | 13.08.2014 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 121'inci maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum.
Değerli arkadaşlarım, gecenin bu vakti bu madde üzerinde konuşma yapmamın sebebi şu, çok önemli bir konu: Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünün yaptığı sözleşmelerin imtiyaz sayılmamasını, özel hukuka tabi olmasını gerektiriyor bu madde. Şimdi, bir devlet var, devlet adabı var, devlet geleneği var. Bu tür kanunlarla biz bunu değiştiriyoruz. Burada Devlet Hava Meydanları İşletmesinin verdiği imtiyazı özel hukuka tabi kılmakla aslında sadece bir yanlışlık yapmıyoruz, devleti de yok ediyoruz yavaş yavaş. Onu özellikle belirtmek istedim, kayıtlara geçsin istedim.
Değerli arkadaşlarım, imtiyaz devletin verdiği özel bir ayrıcalıktır, farklılıktır, özel izindir. Devletin verdiği özel ayrıcalığın, özel iznin de özel bir hukuku vardır. Özel hukuk derken özel hukuka tabi olmasını kastetmiyorum; kamu hukukuna tabidir, çok özellikli bir hukuktur -bu anlamda özeldir demek istedim- özellikleri vardır. Kamu hukukunun çok özel, çok müstesna bir bölümü buna ayrılmıştır, imtiyaz sözleşmelerine ayrılmıştır. Bunları hepiniz biliyorsunuz. Bu hukukun da, kamu hukukunun da gerekleri vardır.
Şimdi, bir havaalanı işletilecek, "Bu özel hukuktur." diyoruz. Bir kamu kuruluşuyla bununla ilgili sözleşme yapılıyor. Bir başkası havaalanı işletebilir mi? İşletemez. Özel bir izne tabidir bu, özelliklidir. Bunu nasıl biz böyle bir kanun çıkararak imtiyazdan çıkarmış oluyoruz, özel hukuka tabi kılmış oluyoruz? Bunun gerekçesi şudur: Bunu kamu hukuku olmaktan çıkarıp özel hukuka tabi kılalım, Danıştayla ilgili kararlardan... Çünkü, bununla ilgili maalesef Danıştay kararları var, bunun özel hukuka tabi olduğuyla ilgili 2013 yılında en son çıkmış kararlar var, Danıştay Davalar Genel Kurulunun kararları var. Bundan kurtarmak için yapılmış. Bunu bugün yapabiliriz, böyle bir kanun çıkarabiliriz ama yarın bu sıkıntı olur. Yarın özel hukuka tabi olduğu için de çok önemli sorunlar çıkar. O zaman ne yapacağız? Yarın bir başkası da havaalanı işletmeye kalkarsa, kendi başına bir şey yapmaya kalkarsa bu özel hukuka tabi olduğu için bir yığın sorun çıkacak, imtiyaz olmaktan çıkardığımız için sıkıntılar çıkacak. Bunun nasıl altından kalkılacak? Devlet bu şekilde istismar edilmez. Bunları yapıyoruz ama bunları yaparken çok çok iyi düşünmemiz lazım. Daha önceki bölüm üzerine yaptığım konuşmamda bunların oksimoron olduğunu söyledim yani biz hukuk yaparken hukuku katlediyoruz, kanun yaparken hukuksuzluk yapıyoruz demiştim. Sizler bunu gayet iyi anlıyorsunuz. Maalesef burada da aynı şeyi yapıyoruz değerli arkadaşlar.
Bakın, kanun tasarısının ikinci bölümünde de imtiyaz olarak verilmiş, birileri tarafından havaalanı işletmeciliği yapılmış ama o binaların daha sonra tekrar Devlet Hava Meydanları İşletmesine devri söz konusu olduğunda nasıl bir şekilde aktife alınacağıyla ilgili bir düzenleme yapılmış. Aslında buna da gerek yok. Uygulamada -aranızda maliyeciler, ekonomistler var- bunun nasıl aktife alınacağı özel hukuka tabi işletmede belli. Bu da aynı şekilde yapılabilirdi. Burada kanunla bunların değiştirilmesine gerek yok. Mahkemeye müracaat edilir, mahkeme değer takdiri yapar, oradaki binaların, gayrimenkullerin takdirini yapar, o değer üzerinden de aktife alınırdı, hiç sorun yoktu. Neden bütün bunlara gerek duyuluyor, devlet sıkıntıya sokuluyor, anlamak mümkün değil.
Fuat Paşa, biliyorsunuz, Fransa'ya gitmiş, orada "Hangi devlet güçlüdür?" diye konuşuluyormuş, demiş ki: "En güçlü devlet bizim devlettir; Osmanlı. Üç yüz seneden beri siz dışarıdan biz içeriden vurduk, üç yüz senedir yıkamadınız." Şimdi, biz de aynı şeyi yapıyoruz, sürekli olarak devlet aleyhine, devlet kurumları aleyhine, devlet mefhumu aleyhine kanun üretiyoruz. Gerçekten yazıktır.
Özellikle maddeyle ilgisi yok ama devletle ilgili olarak yaptığımız işin yanlış olduğunu vurgulamak amacıyla kürsüye çıktım. Bu vesileyle hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)