GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:132
Tarih:13.08.2014

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun tasarısının 118'inci maddesinin kanun metninden çıkarılmasına ilişkin önergemiz üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bu madde gerçekten problemli bir madde, kanun yapma tekniğine de ciddi biçimde karşı ve devletin gelir ve giderlerinin bir bütçe dengesi içinde görülmesi açısından da ciddi problemler içeriyor.

Birkaç husus var o hususları vurgulamak istiyorum. Birinci husus şu: Diyor ki burada "Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğünün 2014-2018 Yılları Yatırım Programlarında yer alan projelerinin finansmanı için..." Yani ben şimdi şunu anlayamıyorum: 2014 yılı yatırım programı hazırlanmış, var. Orada hani projelerin olduğunu biliyoruz yani orada TCDD'nin hangi projeleri olduğunu biliyoruz ama 2015, 2016, 2017 ve 2018 yılı programları daha hazırlanmamış değerli arkadaşlar. Hazırlanmamış, daha ne olduğunu bilmediğimiz, içinde hangi projelerin yer alacağını bilmediğimiz bir yatırım programında var olacak projeler için böyle bir finansman kaynağı sağlamak anlaşılabilir bir şey değil. Bunun açıkça adı şudur: "Doğmamış çocuğa don biçmektir. Yani var olmadan, ne olduğunu bilmediğimiz, mali büyüklüğünü bilmediğimiz bir yatırım stoku için böyle bir şeyin önümüze getirilmesi doğrusu son derece yadırgatıcıdır ve ciddi anlamda da bu konunun yeniden gözden geçirilmesine ihtiyaç vardır.

İkinci bir konu: Şimdi, biz, son dönemlerde biliyoruz, bu hazine garantili dış kredilerin kapsamı gittikçe artıyor, özellikle yerel yönetimlerin borçları için. Yerel yönetimler borçlandılar yurt dışından ve çoğu ödeyemedikleri için de bunların borçları hazine garantisi kapsamına alındı. Zaten buradan baktığımızda, dış borçta, dış kredilerde bir artış var değerli arkadaşlar.

Diğer taraftan, önemli bir problem, Türkiye'de kamu-özel iş birliği modelidir. Bakın, önce yap-işlet ve yap-işlet-devret diye başlayan, sonra, bu şehir hastaneleriyle birlikte yap-kirala-devret modelinin de içinde kapsandığı bir model kapsamında Türkiye'nin gelecekte borçlanabilmesi açısından hazinenin üzerine borç yüklenebilmesine olanak veren bir model yaratılmıştır. Yani bu şu demek: Geçmişte kamu yatırım programına alınan ve devletin imkânlarıyla yapılan birtakım hastaneleri, belli projeleri, barajları, köprüleri şimdi alıyorsunuz, siz, belli bir ihale açıyorsunuz, ihaleyi de yok işletmeciye, müteahhide veriyorsunuz. Müteahhit ne yapıyor? Bunun bir kısmını kendi sermayesiyle kendi karşılıyor, bunu yapmak için bir paraya ihtiyacı var, bir kısmını da dışarıdan borçlanıyor ve ondan sonra bu borçlar da o süre içinde -ki uzun süreler bunlar, yirmi yıllık, yirmi beş yıllık süreler- yirmi beş yıl içinde herhangi bir biçimde bir problem oluşursa buradaki borçların hepsi hazinenin üzerine devrediliyor. Bunun adı "koşullu yükümlülük"tür değerli arkadaşlar. Bunlar, bugün baktığımız zaman bütçe içinde devletin borcu olarak gözükmüyor ama yarın bunların hepsi, bu şartlar doğduğu zaman, herhangi bir biçimde bu sözleşmeler feshedildiği zaman, bir uyumsuzluk olduğu zaman bunların borçları, yurt dışından yaptığı borçların hepsi, şahısların yurt dışından yaptığı borçların hepsi -özellikle bunun altını çiziyorum- devletin üzerine kalacaktır. Zaten böyle bir model var, devletin dış borç stoku gittikçe artıyor.

Bunlar yetmediği gibi, siz bir de, ayrıca Türkiye Cumhuriyeti hazinesine TCDD yatırımları için yurt dışından borçlanma imkânını getiriyorsunuz. Yani bu nasıl bir anlayıştır, ben bunu anlamış değilim. Yani geçmişte biliyoruz, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarının gelir ve giderleri arasında bir fark oluştuğu zaman zaten "görev zararı" adında, onlara, belli amaç fonksiyonunda yapması gereken, ucuza sunması gereken hizmetlere karşılık olarak belli paralar aktarılıyor; bunlar görev zararıdır, bunlar da zaten bütçede yer alıyor. Ama şimdi öyle bir şey de yok, direkt olarak dışarıdan borçlanma imkânı getiriyorsunuz, bunu anlamak mümkün değil. Bu, Türkiye'nin dış borç stokunu hızlı bir biçimde yukarıya doğru çıkartacak, artıracak bir uygulamadır.

Ve son olarak da bir hususu belirtmek istiyorum: Değerli milletvekilleri, bakın, Plan Bütçe Komisyonunda bu tasarı önümüze ilk geldiği zaman "bütçe gelir ve giderleriyle ilişkilendirilmeksizin" ibaresiyle gelmişti, bunun üzerine ciddi tartışmalar oldu ve sonunda bir düzeltme yapıldı. Ne diyor burada? "...Genel Müdürlüğe sermayesine mahsuben veya karşılıksız tahsis etmeye..." Ama bu da sorunu çözmüyor. Yani siz dışarıdan borçlanıyorsunuz. Yani devletin gelir ve giderleri arasında bir fark varsa ne yapar? Borçlanır, iç borçlanma yoluna gider. Siz, dışarıdan borçlanıyorsunuz; ondan sonra, alacaksınız onu, görüntüde bütçe içine gideceksiniz, Hazine Müsteşarlığı için bir hesap açacaksınız, o hesabın içinde göstereceksiniz, böylece de bütçeyle ilişkilendireceksiniz. Bunun adı bütçeyle ilişkilendirme değildir, bu yanlış bir uygulamadır, bundan vazgeçilmesine gerek vardır. Bu maddenin kanun tasarı metninden çıkartılması gerekiyor.

Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)