| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 132 |
| Tarih: | 13.08.2014 |
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 106'ncı maddesiyle ilgili verdiğimiz değişiklik önergesiyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
106'ncı madde de 105'inci maddenin devamı. Biz 105'inci maddenin tasarıdan çıkarılmasını önermiştik ama kabul edilmedi. Şimdi, burada da, bu maddeyle de sektörel izleme ve değerlendirme raportörü kadrolarına naklen atanmasıyla ilgili düzenlemeler yapılmaktadır. Biraz önce Mehmet Günal arkadaşımızın da söylediği gibi Başbakanlık bir icra birimi değil, bir koordinasyon merkezidir. Başbakanlık zaten bu bilgileri Kalkınma Bakanlığından, Ekonomi Bakanlığından, orada kurulan iktisadi sektörler veya sosyal sektörler genel müdürlüklerinden bununla ilgili bilgileri alabilir.
Şimdi, bu maddeyle de yeni kadrolar ihdas ediliyor. Yaklaşık 402 kadro; bunun içerisinde genel müdürlükler, daire başkanlıkları olmak üzere bunlar oluşturuluyor. Şimdi, bunlarla kimlere bu kadrolar verilecek, neler yapılacak bunları görmek lazım. Yani gecenin bu vaktinde bir, bir buçuk aydır bu kanun tasarısıyla uğraşıyoruz. Alakalı alakasız birçok maddeyi bunun içerisine ekledik. Bu saatlere kadar çalışmaya devam ediyoruz.
Şimdi, burada, baktığınız zaman, getirilen şeylerde ilgililerin muvafakati aranmaksızın birçok uygulama var. Bu manada Adalet ve Kalkınma Partisinin personel politikalarına baktığımızda, gerçekten tutarsızlıklarla karşı karşıya. Bir sektörde veya bir birimde yeni kadrolar oluşturulacağı zaman, birilerine kadro açılacağı zaman torba kanunlarla düzenlemeler yapılıyor, oraya atamalar yapılıyor. Ama bu noktada birçok mağduriyetin olduğu yerlerde sivil toplum örgütleri, odalar, sendikalar, atama yönetmeliğiyle ilgili, personel politikalarıyla ilgili görüşlerini ortaya çıkardığında kulaklarımızı tıkıyoruz. Defalarca ifade edilmesine rağmen ne 4/C'lilerin probleminin ne de taşeronların probleminin çözülmesi noktasında adımlar atmıyoruz.
İşte, yine Orman Bakanlığında yeni bir rotasyon getirildi. Ormancılık araştırma enstitüleri, yılların birikimi, kurulduğu tarihten beri birçok emekle, zahmetle kurulan ve ormancılık politikalarının belirlenmesi gereken Ormancılık Araştırma Enstitüsünde çalışanların bile, bir gecede binlerce insanın yerinin değiştirildiği bir süreçle karşı karşıya geliyoruz. Şimdi, bunları yaparken adaletli olsak "Amenna." diyeceğiz, ama adaletli olunmuyor. Ne yazık ki, atama, oluşturulan bir yandaş sendikanın, iktidarınız döneminde hormonlu bir şekilde büyüyen bir sendikanın belirlediği atama listelerine göre yapılıyor. Rotasyon çıkmadan önce, atama yönetmeliği çıkmadan önce bu rotasyona tabi olabilecek yandaş sendikanın elemanları bu atamanın dışında tutulmak üzere oluşturulan belli kadrolara atanıyorlar. Ama onun dışında kalanların, bu ortamda, çocuklarının okul durumuna bakılmadan, bilgi birikimlerine, donanımlarına bakılmadan tamamen yerlerinin değiştirildiği bir süreçle karşı karşıya kalıyoruz. Yani şimdi eğer bu Hükûmetin personel politikalarını bir sendika yönetecekse o sendikayı da bir yere oturtturun. "İşte, ortada falanca sendikalar, sivil toplum örgütleri var." demeyelim, "Herkesçe malum olan yandaş sendika Hükûmetin ve Türkiye'nin personel politikasını belirler." diyerek bir yasal statüyü ortaya koyalım, en azından bunu yasal olarak yapsınlar. Şu anda yaptıkları tamamen yasal olmayan olaylar.
Şimdi, geçenlerde de sordum, memur sendikasına baktığınızda, atamalardan tutun görevde yükselmeye kadar eğer yandaş sendikaya üye olmazsanız netice itibarıyla sizin hiçbir talebiniz yerine gelmiyor. Şimdi, devlet adil olmak zorunda. Devletin memurlarının siyaset yapma yasağı var. Memurlar herhangi bir siyasi partiye gönül vermiş olabilir, herhangi bir siyasi partiye yakınlık duyabilir ama atamalarda hakkaniyeti, liyakati ortaya koymazsanız devletin temel değerlerini, temel yapılarını çatlatırsınız, çalışma barışını bozarsınız. Bugün yapılan bu. Bugün, bir sendikaya üye olmak görevde yükselmenin en önemli şartıysa, atanmanın en önemli şartıysa veya birtakım avantajlı yerlere atanmak bir sendikadan geçiyorsa bunlar doğru değildir. Bunlar memurlar arasında ayrımcılığa neden olur.
Hepinize iyi akşamlar diliyorum. (MHP sıralarından alkışlar)