GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:132
Tarih:13.08.2014

CHP GRUBU ADINA BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Torba kanunun bu beşinci bölümü 102 ve 126'ncı maddeler içerisinde 25 maddeden oluşuyor. Bu bölümün özelliği, diğer bölümlere göre daha fazla Anayasa'ya ve hukuka aykırı maddeler ihtiva etmesi. Bu bölüm, diğer bölümlere göre, maalesef, hukuka ve Anayasa'ya daha fazla aykırı maddeler ihtiva ediyor.

Şimdi, biz yasama organıyız, yasama yapıyoruz, hukuk yapıyoruz ama yaptığımız yasalar, hukuk, bir taraftan da hukuka aykırı; yaptığımız yasalar hukuka aykırı, Anayasa'ya aykırı. Şimdi, bu durum, tezat teşkil eden bu durum, bilmiyorum bilen var mı, "oksimoron bir durum" diye adlandırılır; tam bir oksimoron durum, tam bir skandal durum. Yasa yapıyoruz, hukuk yapıyoruz ama yaptığımız yasalar hukuka aykırı ve bu bölümde maalesef bunlar var. Maalesef biz toplumu, devleti, kamuyu gözeterek hukuk yapmıyoruz, menfaatleri, birilerinin menfaatlerini gözeterek yapıyoruz. İyi maddeler de var ama onların arasına, maalesef, toplumu ve kamuyu gözeten maddeler yerleştirmiyoruz. Vicdanımıza da aykırı, Anayasa'ya da aykırı, hukuka da aykırı işler yapıyoruz. Dün burada... 100'üncü maddeydi galiba.

MUSA ÇAM (İzmir) - 101'inci madde.

BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - 101'inci madde. 100 mü, 101'inci madde mi, şaşırdık tabii.

Kamu çalışanlarının yargıya gitmesi durumunda -ki bir sene, iki sene en azından sürüyor- aldıkları yargı kararının, yani haklı olmaları durumunda yargı kararının uygulanmamasıyla ilgili bir maddeye, hükme el kaldırdık, imza attık. Bu, hepimiz için yüz kızartıcı bir durum. Bu 24'üncü Dönemde böyle bir işin yapılması tam bir skandaldır, rezalet bir durumdur. Bugün de buna benzer -Anayasa'ya da aykırıdır bu- maddeler var maalesef değerli arkadaşlarım. Bu, vicdanlarımızı da sızlatması gereken bir durumdur, bunu unutmamalıyız.

Bakın bu bölümde neler var? 102'nci maddede Kamulaştırma Kanunu'nu değiştiriyoruz, 102'de. Ankara Büyükşehir Belediyesi Yenimahalle'de teleferik yapmış, birtakım özel mülklerin üzerinden düşüncesizce teleferik geçirmiş, onlar da dava açmışlar, şimdi biz kanun çıkarıyoruz, Büyükşehir Belediyesinin bu yaptıklarını düzeltmeye çalışıyoruz. E, bu doğru mudur? Böyle bir ısmarlama kanun olur mu? Vatandaş dava açmış, biz kanunla bunun engellenmesiyle uğraşıyoruz. Doğru mudur bu, vicdani midir, hukuki midir Allah aşkına?

105'inci maddede sektörel izleme ve değerlendirme raportörlerine 402 kadro veriyoruz. Nedir Başbakanlık sektörel izleme ve değerlendirme raportörü? Kimse izah edemez, Komisyonda da hiç kimse bunu izah edemedi. Devlet içerisinde devlet olur mu? Yani, Ulaştırma Bakanımız burada, Ulaştırma Bakanı bir çalışma yapacak, Başbakanlıktaki raportörler "Öyle değil, böyledir." diyecekler, o da "Evet." diyecek. Var mı böyle bir şey? Devlette böyle bir şey olur mu? Devlet içerisinde devlet olur mu, devlet içerisinde paralel devlet olur mu? İşte, paralel devlettir bu. Nasıl buna imza atıyoruz? Nasıl kabul edebiliriz? Bu kadar kadro ihtiyacı var birçok alanda, biz getiriyoruz, sektörel izleme ve değerlendirme raportörlerine 402 kadro veriyoruz.

112'nci madde de ayrı bir hukuk skandalıdır, Anayasa'ya aykırıdır çok net olarak. Özelleştirilen kurumlarla ilgili olarak bir karar varsa "yapılan yanlıştır" diye idareye yönelik bir Danıştay kararı. Bunun "kamu yararı" gerekçesiyle uygulanmayacağına ilişkin bir madde getiriyoruz. Kanunla hukuksuzluk, Anayasa'ya aykırılık oluşturuluyor. Tam bir rezalet durum da budur.

115'inci maddede, meraları imara açıyoruz değerli arkadaşlar. Türkiye'de yer mi kalmadı Allah aşkına? Alan mı yok imarı yapılacak? Meraları imara açıyoruz.

118'inci maddede, 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetimi Kanunu ile ilgili bir düzenleme yapıyoruz. Hiç gereği yokken yapılan bir düzenleme bu da.

119'uncu maddede de kuyum zincirlerine yani kuyumcuların artık büyüyerek zincir dükkânlar oluşturduğu bir düzene hizmet eden bir madde getiriyoruz.

121'inci maddede, kamusal imtiyaz konusunda bir tartışmalı madde getiriyoruz hiç gereği yokken. Bu da ayrı bir skandal madde.

122'nci maddede, Gelir İdaresi Başkanlığına -zaten epey bir darbe vurduk- bir darbe daha vuruyoruz, bir sıkıntı daha getiriyoruz yaptığımız düzenlemeyle. Devlet düzeniyle ilgili maalesef yanlış bir düzenleme.

124'üncü maddede de 5393 sayılı Belediye Kanunu'nu... Belediyeler yardıma muhtaç kuruluşlar, kimse inkâr edemez. Belediyelerin taşınmazlarını bedelinin altında veya bilabedel, bedelsiz olarak devrini kabul ediyoruz bu maddeyle. Belediyeler zaten sıkıntıda. Hâli vakti yerinde olan, muhtaç olmayan belediye var mı da böyle bir düzenleme yapıyoruz Allah aşkına? Bu düzenlemeyi hangi belediye kabul eder? Kim için yapıyoruz bu düzenlemeyi? Hangi belediye bilmem nereye bağışta bulunacak, devirde bulunacak diye yapıyoruz? Vicdanlarımıza sığar mı bu maddeler Allah aşkına değerli arkadaşlarım?

Çağdaş bir düşünür var, felsefe adamı Slavoj Zizek. Zizek'in bir anekdotu var, bir fıkrası var, onu sizlerle paylaşmak istedim: Zorunlu askerlik yapan bir adam, askerlikten kaytarmaya karar veriyor, diyor ki: "Ben bu askerliği bitiremeyeceğim, bir delilik numarası yapayım, askerlikten yırtayım." "Bir rapor alırım, yırtarım." diye düşünüyor. Takıntılı delilik numarası yapıyor, hangi kâğıdı eline alırsa, "Bu değil." diye atıyor böyle sürekli olarak; dikkatlerini çekiyor komutanlarının, bunu doktora gönderiyorlar, orada da aynı şekilde bakıyor kâğıda, biraz okuyor, atıyor, "Bu değil, bu değil, bu değil." çok da güzel yapıyor delilik numarasını. En sonunda doktorlar da, bir heyet de buna tezkere veriyorlar, "Delidir, askerlik yapamaz." diye. Onu görünce "İşte bu, işte bu." diyor.

Şimdi, burada tam bir oksimoron durum var. Zizek bunu şunun için anlatır: Burada istek ve sonuç da bir araya gelmiştir, çakışmıştır. Biz de buna benzer bir durum oluşturduk. Hukuk yapıyoruz, bir şeyler yapmak istiyoruz ama sonuçlarıyla olumlu bir anlamda çakışmıyor yaptığımız işler, olumsuz bir hukuk doğuruyoruz maalesef, sıkıntı doğuruyoruz.

Bu torba kanunla birlikte, bayramdan önceki bölümde -belki unutmuşsunuzdur- yine benzeri sıkıntılı durumlara imza atmıştık. Biliyorsunuz, vergi kanunlarıyla ilgili, vergi aflarıyla ilgili olarak sadece 2 konuyla ilgili af getirmiştik. Aslında, piyasadan beklentiler çok daha fazlaydı, çok daha farklı alanlarda af getirilmesi talep edilirken biz sadece iki konuda yaptık ve ısmarlama bir düzenleme oldu. Buna benzer şekilde kitap basımını devlet tekeline verdik. Yani, bu, herkesin zihniyetine, burada sadece iktidar partisinin değil, muhalefet partilerinin de karşı çıkacağı, hiçbirisinin zihniyetine uymayan bir durumdu, çok anormal bir durumdu ve sipariş üzerine özel düzenlemeler yaptık.

Değerli arkadaşlarım, bu yapılan düzenlemelerle, bu getirilen maddelerle Türkiye'yi biz bir yerlere doğru götürüyoruz. Bu getirdiğimiz 148 madde, Türkiye'yi bir yerlere doğru götürüyor ama çok olumlu bir yere doğru götürmüyor maalesef. Ben bunların düzeltilmesini talep ediyorum. Bir tanesini yaptık: Soma'yla ilgili olarak burada henüz daha yasa çıkmadan sanki maliyetler artmış gibi, gerçek maliyetler artmış gibi bir düzenleme geldi, TKİ tarafından getirildi, Enerji Bakanlığı tarafından getirildi. Çıkmamış yasa, uygulama olmamış, bunun çekilmesi gerekiyordu, buraya bile gelmemesi gerekiyordu Komisyondan, burada çekildi. Çok doğru bir iş yaptık. Bu işi yapanlara da teşekkür ediyorum ayrıca ama buna benzer o kadar çok madde var ki, o kadar çok yanlışlık var ki bizim yaptığımız doğru işleri, Soma'yla ilgili olarak bile yaptığımız doğru işleri gölgeliyor, maalesef sıkıntıya sokuyor. Bütün bunları düzeltmemiz lazım. Doğru bir iş yapıyorsak, "Ben milletvekiliyken düzgün bir iş yaptım." diyebileceksek çocuklarımıza bunları yapmamız lazım. Sizden bunları rica ediyorum.

Hepinize bu vesileyle saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)