GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:132
Tarih:13.08.2014

MHP GRUBU ADINA ZÜHAL TOPCU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın beşinci bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, bu kanun tasarısı, torba yasa olarak adlandırılan tasarı -ilk başladığından beri sürekli olarak bahsettik- acaba hangi amaca hizmet etmektedir? Her ne kadar Soma'da 301 vatandaşımızı görev şehidi olarak kaybetmemizden sonra devreye giren bu kanunun içerisine baktığımızda, gümrükten eğitime, kamulaştırmadan özelleştirmeye kadar birçok kanunla ilgili maddelerin olduğunu görebiliyoruz. O kadar büyük problem var ki şu anda Türkiye'nin içinde bulunduğu ama bu torba yasayla getirilen maddeler acaba kimin yarasına merhem olacaktır, bilmiyoruz; hangi amaçla getirildi, bunları da bilmiyoruz.

Eğer bu torba yasanın merhem olması isteniyorsa şu anda zor durumda olan memur ve işçilerin ekonomik durumlarına yönelik düzenlemelerin yapılması gerekirdi. Özellikle, yaz aylarında hesaplanan enflasyon değerlerine bakıldığında, bu rakamların, memurların ve işçilerin aldığı ücretlerden çok daha yüksek olduğunu görebilmekteyiz. Özellikle, son hesaplamalara göre yoksulluk sınırının...

Sayın Başkan, ikaz eder misiniz.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...

ZÜHAL TOPCU (Devamla) - Teşekkür ediyorum.

Özellikle, son hesaplamalara göre yoksulluk sınırının 1.981 TL, 4 kişilik ailenin asgari geçim bütçesinin de 4 bin TL olduğu söylendiğinde acaba işçiler ve memurların bu problemlerine çözüm üretecek bir madde var mı burada? Eğer bu torba yasanın merhem olması isteniyorsa atanamayan 350 bin öğretmen adayına yönelik bir madde var mı? Bu maddelerin olması gerekiyordu.

Yine, asrın projesi olarak ifade edilen FATİH Projesi'nde atamadığınız bilişim öğretmenlerine yönelik olarak bu tasarıda bir madde var mı? Bu yaraya da merhem olması gerekiyordu.

Dün Zonguldak'ta meydana gelen ve 9 işçimizin göçük altında kalması sonucunda... Bunlar dokuz saat enkaz altında kalıyor ve haber verilmiyor. Bugün kurtarıldıklarını öğrendik. Şimdi, baktığımızda böyle bir yasa tasarısı görüşülürken yasak, kapanmış işletmelerin gerçekten hâlâ çalıştırılmasının çok manidar olduğunu da buradan vurgulamak istiyoruz.

Yine, son zamanlarda psikolojik vaka nedeniyle hastaneye başvuranların sayısının son beş yılda 32 milyon kişiye ulaştığını görebiliyoruz. Ruhsal bozukluklar nedeniyle hastaneye başvuran kişi sayısında 3 kat artış olduğunu görebiliyoruz. Acaba bu torba yasa tasarısı hangi derde merhem olmaktadır, buradan tekrar soruyoruz.

İktidar on iki yılda gerçekten insanların psikolojisini bozdu yönetim şekliyle, davranışıyla, uyguladıkları politikalarla. İnsanların işlerini ellerinden aldınız. Evleri alındı, inançları kullanıldı, ötekileştirildi. Sağlıkları alındı, huzurları bozuldu. Artık soruyoruz: Ne yapmaya çalışıyorsunuz?

Özellikle kadına yönelik şiddette artık rakamların gittikçe yükselmeye başladığını görüyoruz. 2014'ün ilk yedi ayındaki rakam 274 olarak veriliyor. Üniversite mezunları arasındaki işsizlik oranının yüzde 30'lara geldiğini hepimiz biliyoruz. OECD rakamlarının, sağlıktaki rakamların özellikle gerçekten Türkiye'yi zor durumda bıraktığını, uluslararası kıyaslamada zor durumda bıraktığını görebiliyoruz. Türkiye'de tütün içme kullanım oranlarının OECD oranlarının üzerinde olduğunu görebiliyoruz ve yine Türkiye'nin kişi başına düşen doktor sayısı sıralamasında OECD ülkeleri arasında sondan 2'nci olduğunu görebiliyoruz, bunları biliyoruz. Ve yine Türkiye'nin, OECD ülkeleri arasında sağlığa en düşük oranda harcama yapan ülke olduğunu da görüyoruz.

Şimdi, bununla beraber bu torba yasa tasarısına baktığımızda, maddelerine geçtiğimizde, 102'nci maddede özellikle kentsel dönüşüm adı altında gerçekleştirilmeye çalışılan ve şehirlerdeki düzenlemeleri rantlar şeklinde, özellikle iktidar yandaşlarına paylaştırmaya yönelik uygulamaların olduğunu çok rahatlıkla görebiliyoruz. Taşınmazların üzerinden geçirilecek olan teleferik ve benzeri ulaşım hatları; altında tünel, metro ve metro benzeri raylı taşıma sistemleri olacak ve vatandaşlar kanuni haklarını arayamayacaklar. Vatandaşların bu haklarını aramasının önleri bu tasarıyla engellenmiş olabiliyor.

Yine, 105 ve 106'ncı maddede, Başbakanlıkta yeni bir kadro ihdas edilmeye çabalanıyor, çalışılıyor ve Başbakanlık müşavir ve sektörel izleme ve değerlendirme raportörleri adı altında yeni makamlar icat ediliyor. Şimdi, soruyoruz: Bu, neyin nesidir, hangi yaraya merhem olacaktır, nereden çıkmıştır, gerekçesi nedir?

Gecekondu tarzıyla gerçekten bu ülke yönetilmektedir. Hatalar yapıldıktan sonra bir "pardon" ifadesiyle tekrar adım atılmadan yapılan hatalar tekrar edilmektedir. Gerçekten iktidarın ve yönetimin empati yeteneğinden yoksun olduğunu, mahrum olduğunu da görebiliyoruz.

Madde 107 ve 108'e geldiğinizde, TRT'nin, cihazların imalatı ve ithalatından dolayı alınacak bandrollerle ilgili bir maddenin olduğunu görebiliyoruz. Özellikle, TRT'nin bu ülke vatandaşının vergileriyle bunları yaparken ve yine devletin televizyonu olan TRT'nin iktidarın borazanı olarak çalıştığını son Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki veriler karşımızda durmaktadır ve ispatlamaktadır. Şimdi soruyoruz: Devlet adına ve bu ülke vatandaşlarının vergileriyle geçinen bir kurumun taraflı yayın yapması ve Genel Müdürünün siyasi parti elemanı olarak davranması Türkiye Cumhuriyeti'nin edep ve adabıyla uyuşmakta mıdır?

Yine bakıyoruz, 114'üncü maddeye geçtiğimizde, tütün ve tütün ürünleriyle ilgili olarak RTÜK ceza verme konusunda yetkilendiriliyor. Şimdi sormak istiyoruz: Özellikle tütün ve tütünle ilgili maddeler konusunda televizyonlarda yayın yapmaya yönelik olarak RTÜK ceza verirken özellikle demin verilen önergelerde ve daha önce verilen, bonzaiyle, uyuşturucu ve bu gibi şeylerle gençlerin, çocukların kötü alışkanlıklar kazanmasına yönelik olarak tedbirler neden alınmıyor? Şu anda, demin önergede bir sürü arkadaşımız konuştu, bonzainin kullanılmasına yönelik rakamlar verildi, hangi yaş grubuna kadar düştüğü verildi ve Türkiye'yi sürüklediği durum anlatıldı. AMATEM'e yapılan tedavi başvurularının da bir ayda 6 bini geçtiğini görebiliyoruz. Bonzainin gençler arasında kullanımının patlamaya neden olduğunu bildiğimiz hâlde, bu maddeler sanki acilmiş gibi torba yasa tasarısına konurken şu anda önemli tedbir alınmasına yönelik olarak verilen araştırma önergeleri karşılıksız kalmaktadır. Bunların da çok manidar olduğunu burada belirtmek istiyoruz.

Meraların kullanımına gelince, özellikle meralar imara açılmaktadır. Türkiye'de tarımsal üretim ve ihracat rekor kıracak şeklinde afaki ve komik ifadelerle yer bulurken, bugün bir samanı bile ithal etmek durumunda kaldığını da burada biz hatırlatmak istiyoruz.

Aile hekimliğine gelince, aile hekimlerinin nöbet tutmalarına yönelik olarak maddeler konmuş durumda ama aile hekimlerine baktığımızda, şu anda bu konacak olan nöbetlerle ilgili, neredeyse haftada -gerçekten normal bir insanın kaldıramayacağı- 120 saatlik bir yükü yüklemek istediğinizin farkında mısınız?

Özellikle, diğer bir madde, 123'üncü madde, belediyelerin yurt açmasına yönelik. Sanki Sayın Başbakan Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürü gibi davranıp yurtlara ilişkin sorunları gündeme getirirken bir bakıyoruz ki gerçekte bu karşılıksız kalıyor ve hangi amaca hizmet edecek şekilde belediyelere yurt açma izninin verileceğinin bu maddeye konmasını yine anlamlı bulamıyoruz.

Hepinize, özellikle bu torba yasa tasarısının geçmemesi gerektiği üzerinde biz kendi görüşlerimizi burada belirtmek istiyoruz.

Teşekkür ediyoruz. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)