| Konu: | MUĞLA'NIN SORUNLARINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 131 |
| Tarih: | 12.08.2014 |
TOLGA ÇANDAR (Muğla) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şu anda en aktif dönemini yaşıyor Muğla. Yani normal nüfusu, bütün Muğla'ya baktığınız zaman, 750-800 bin iken kışın, şu anda 2,5-3 milyonluk bir nüfusa ulaşmış durumda. Her yaz bu böyle ama planlamalar ne yazık ki buna göre yapılmadığı için inanılmaz bir aksama zinciri yaşanıyor. Bunların başında da -tabii, beni ilgilendiren en önemli şeylerden bir tanesi, bire bir yaşıyoruz bu sorunu- sağlık. Bunu bu kürsüden daha önce de söyledim, oturduğum yerden de konuştum. Kış dönemi, tamam, kendimize yetecek kadar kadromuz var, hastanemiz var, doktorumuz var, teçhizatımız var ancak yaz sezonu geldiğinde normal nüfusunun 3 katına, 4 katına ulaşan bir Muğla'da ne doktor konusunda ne teçhizat konusunda bir yeterlilik söz konusu değildir.
Geçen defa çıktığımda da söyledim, inşallah Bodrum'a tatile gelirsiniz ve dilerim Bodrum'da kalp krizi geçirmezsiniz veya Fethiye'de veya Marmaris'te veya herhangi bir şekilde beyin damarlarınızda "PICA anevrizma" dedikleri herhangi bir şeyi yaşamak zorunda kalmazsınız çünkü bu yüzden ilçe başkanımızı kaybettik, anevrizma yüzünden. Bir anevrizmayı tespit edecek imkânlarımız yok, çünkü yaz günü ne yazık ki genel nüfusumuzun çok üstünde.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ikincisi, son günlerde üzerinde defalarca konuştuğumuz Muğla'daki çevre sorunları. Bunların başında da Bafa Gölü geliyor. Yani, Allah aşkına şu son dönemlerde hiç mi Bafa Gölü'nün kenarından geçeniniz olmadı? Yani geçerken şöyle bir bakmadınız mı? Bafa Gölü'nün yaşadığı o trajediyi görmediniz mi? Yani o gölün içerisinde binlerce canlının -o gölün çevresinde yaşayan insanların- o gölün çevresindeki bütün o ekolojik dengenin nasıl harap olduğunu, nasıl yok olup gittiğini görmediniz mi? Yani bunu bu Meclisin dikkatine sunabilmek için -bu çevre sorunu- bizim yöremizin en önemli, kenarında büyüdüğümüz göllerinden biri olan o güzelim Bafa Gölü'nün kurtulması için bu Meclisten bir araştırma komisyonu çıkaramıyor muyuz? Neden bu kadar Cumhuriyet Halk Partisinden gelen her şeye karşı kapalısınız? Bunu anlamak mümkün değil. Oradaki çevre... Yarın bir gün gideceksiniz -bu siyaset bitecek hepimiz için- bir gün gelecek onun kenarından, yol kenarından geçerken bir çay içeceksiniz. O zaman ne siyaset kalacak ne bir şey. İnsan demeyecek mi... "Ya, buranın bu hâle gelişinde benim de katkım var, yazıklar olsun bana!" demeyecek misiniz? Ben olsam derim.
Değerli milletvekilleri, yine üzerinde defalarca konuştuğumuz ama bir türlü mesafe katedemediğimiz bir şey var. Bakın, elimizdeki değerleri başkalarına, komşularımıza kaptırma konusunda olağanüstü yetenekli bir milletiz, bu konuda hiç kuşkumuz yok. Süngerimiz... Bodrum'un en önemli turizm gelirlerinden, turizm şeylerinden bir tanesiydi sünger. Bir tarihte yakalanılan bir hastalık nedeniyle bir yasak konuyor ve bu yasak bir türlü aşılamıyor. Bodrum'un geleneksel değeri olan sünger turizminin, süngerin bizde yasaklanması sonucunda bugün Yunanistan adaları dünya süngerciliğinin merkezi hâline gelmiş durumda. Bizim süngercilerimiz de çıkarırlarsa, üç beş sünger bulurlarsa gidip adadan bunun ticaretini yapıyorlar. Bu kadar duyarsızlık son derece kötü.
Zeytin konusu... Muğla'nın sorunları deyince zeytini anlatmadan geçmek olmaz. Altı bin yıldır yani bizden yüzlerce yıl önce bile bölgemizde var olan o insanların da karnını doyurmuş, o insanlara her türlü geçim kaynağını sağlamış olan zeytinimizin geldiği içler acısı durumun altını... Fazla süremiz kalmadığı için belki de bu sezon yani bu dönem son kez konuşacağım. Zeytin konusu bizim bölgemizin çiftçisinin elinde kalan tek şeydir. Pamuk gitti -biz pamuk tarlalarında büyüdük, tütün tarlalarında büyüdük- tütünümüz gitti, susamımız zaten hak getire, bir tek zeytinimiz kaldı geleneksel olarak. Allah aşkına, ne yaparsınız ne edersiniz, halkın yararına, bölge çiftçisinin yararına bu durumu değiştirmenizi talep ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)