GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TURİST REHBERLİĞİ MESLEK KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:117
Tarih:07.06.2012

AK PARTİ GRUBU ADINA DERYA BAKBAK (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Turist Rehberliği Meslek Kanunu Tasarısı hakkında Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım.

Ülkemizin gelir kazanımlarından önemli bir kalemi teşkil eden turizm gelirimizin daha da artırılması, yeni meslek alanlarının oluşturulması, daha kaliteli turizm hizmetlerinin verilmesi, turizm rehberliği mesleğinin geliştirilmesi amacıyla Meclise getirdiğimiz Turizm Rehberliği Meslek Kanunu Tasarısı'nın hayırlı olması ümidiyle sözlerime başlamak istiyorum.

Ülkemiz, topraklarında birçok medeniyetin mirasını taşıyan, eski Yunan'dan Hititlere, Selçukludan Osmanlıya birçok uygarlığa ait eserlerin ve kalıntıların yer aldığı, doğal güzellikleri bakımından, özel konumu bakımından dünyada bir cazibe merkezidir.

Bütün bu özelliklerine rağmen Avrupa, Afrika ve Orta Doğu'nun bağlantı merkezi durumunda olan ülkemiz, yakın geçmişe kadar esas itibarıyla bir kıyı turizmi ülkesi olmasının, başka bir ifadeyle, sıcak iklim ülkesi olmasının şansını yakalayan ve bu imkânı kullanmaya çalışan bir konumdaydı. Gelen turist profiline baktığımızda da daha çok soğuk iklimden gelen turistlerin varlığını görebiliyorduk. Dolayısıyla mevcut turizm hizmetlerinde de deniz kıyısı turizmi odaklı hizmetler veriyorduk ancak özellikle son on yılda Türkiye, bu özelliğinin yanına tarihini katarak, müzelerini katarak, ören yerlerini katarak, gastronomisini katarak, sivil mimari örneklerini katarak, kış turizmi ve kongre turizmini katarak turizmi yaygınlaştırmıştır. Bu gelişmelere paralel olarak ihtiyaçlar da gelişmiş ve bu ihtiyaçlara yönelik yeni düzenlemelere de ihtiyaç duyulmaya başlanmıştır.

Amacımız, sürdürülebilir bir turizmi ülke düzeyine yaymaktır ancak bu şekilde marka değeri yüksek bir standarda ulaşmış oluruz. Tarihin vefakâr izlerini titizlikle taşıyan, topraklarından tarih taşan, kültür taşan ülkemizin, aynı zamanda, misafirperver ve barışçı geleneğini de dünyaya tanıtmalıyız.

Sayın milletvekilleri, biz İktidarımızda, turizm değerlerimizin katkısını artırmak amacıyla kültürel değerlerimizi yükselttik, dünya standartlarına ulaştırmaya çalışıyoruz. Müzelerimizi, ören yerlerimizi, türbelerimizi, arkeolojik alanlarımızı elden geçirerek hem tarihimize sahip çıkıyoruz hem de bundan ülkemize kazanç elde etmeyi başarıyoruz. İstatistikler de bunun en güzel ispatıdır. Ülkemiz, 2002 yılında, gelen turist sayısı bakımından dünyada 17'nci sırada iken 2010 yılında 7'nci sırada yer almıştır. 13,2 milyon olan yabancı ziyaretçi sayısı 2011'de yüzde 137,3 artarak 31,4 milyona yükselmiştir. Turizm gelirleri de 2002 yılında 11,9 milyar dolar iken 2011 yılında yüzde 93,27 artarak 23 milyar dolar olmuştur. Bu artışlarda turizm tanıtım çalışmalarının çok büyük bir yeri olduğu göz ardı edilmemelidir. 2002'de tanıtıma ayrılan bütçe yurt dışı için 44 milyon lira iken biz bu rakamı AK PARTİ Hükûmeti olarak 2011'de 155 milyona çıkardık. 2002'de 7.685 olan  turist rehberi sayısı ise 2011'de 13.214'e yükselmiştir.

Turizmdeki yerel, ulusal ve uluslararası vizyonumuz ve izlediğimiz istikrarlı politikalar ile 2023 hedefimiz 50 milyon turist, 50 milyar dolar gelirdir.

Sayın milletvekilleri, kültür, toplumsal kimliğimizin en önemli unsurudur. Biz, medeniyet, kültür ve sanat değerlerimizi muhafaza edip yeniden üreten ve gelecek nesillere aktaran, evrensel kültüre katkıda bulunan çalışmalara hiç ara vermeden devam ediyoruz.

Anlayışımız, turizme kültürü de katarak zenginliğimizi artırmak ve bu çeşitliliğimizi yüksek imkânlara çevirmektir. Biz bunu yaparken bu değeri milletimizin ortak bir faaliyet alanı olarak görüyor, sosyal oluşum ve faaliyetlere büyük destek veriyoruz.

Bakınız, on yıl önce uluslararası ölçekte bir kültür envanterine bile sahip değildik; şimdi çok şükür, bütün illerimizin somut ve somut olmayan kültürel mirasımızın ayrıntılı bir envanterine sahibiz.

Sadece ülke sınırları içerisinde değil, dünyanın çeşitli coğrafyalarındaki mimari mirasımızın da restorasyonunu yapmaktayız. Şehirlerimizin turizm ve kültürel kimliklerinin geliştirilmesi ve vatandaşlarımızın turizm ve kültürel ihtiyaçlarının dünya standartlarına çıkartılması için destek sağlıyoruz.

Dünyada ve ülkemizde turizm algısı hızla değişmektedir. Bu değişime ayak uydurmak, yeni trendlere, yeni teknolojilere, işitsel ve görsel gelişimlere uygun hareket etmek gerekmektedir. Aksi hâlde, ilginç olmaktan çıkar sıradanlaşırız, tükenmeye doğru gideriz. Biz bu değişimin farkındayız, rakamlar da bunu göstermekte.

Dünyada özellikle 2008'den bu yana turizm geliri düşerken, gezen turist sayısı azalırken bizde sürekli artıyor. Dolayısıyla turizm gelirimiz de sürekli artıyor. Tabii, bunlar kendiliğinden olmuyor. Bakınız, yerli ve yabancı kazılarda yeni standartlar getirdik. Artık yabancı kazılarda mutlaka akademik unvan taşıyan birilerini bulunduruyoruz. Üstelik 2002 yılında 57 yerli arkeolojik kazı yapılmakta iken 2011'de bu sayı 2 kattan fazla artarak 123'e ulaşmış. Yabancı arkeoloji enstitüleri tarafından yürütülen 43 kazı daha bulunmakta.

İnsanlardaki müze kavramını değiştirdik. Müzeleri sadece objeleri olan mekân algısı yerine, yaşayan, daha dinamik, daha çağdaş, daha canlı sunumlar hâline getirerek standartlarımızı yükselttik. Bakınız, Türkiye'nin bugüne kadar sadece 10 tarihî mirası UNESCO dünya kültür mirasına girmeyi başarmış. Geçici listede yer alan 38 tarihî mirasımızdan 21 tanesi de bizim İktidarımız döneminde listeye girmiş. Allah'ın izniyle bu sayı daha da artacak. Biliyorsunuz en son sahip olduğu mozaik alanıyla dünyanın en büyük mozaik müzesi Zeugma da UNESCO'nun 2012 Dünya Kültür Mirası Aday Listesi'ne girdi.

Vizyonumuz çok geniş, bu nedenle hepimize büyük görevler düşmekte. Öncelikle kendi geleneğimiz olan hoşgörü, birlik ve beraberlik çatısı altında buluşmalı, birlikte hareket etmeliyiz. Bizler, bu hoşgörü ile tarihî eserlerimize, figürlerimize yansımış olan ev sahibinin gücünü ve önemini hissettirmeli, misafir karşılama geleneğimizle bütünleşerek misafirimizi karşılayan, ülkemizin dili olan profesyonel turist rehberlerimizle de örnek olmalıyız.

Sayın milletvekillerim, öncelikle, turist rehberi kimdir, bu soruyu cevaplamak gerekiyor. Turist rehberi, turist rehberliği mesleğini icra etme hak ve yetkisine sahip kişi veya grup hâlindeki yerli ve yabancı turistleri gezi öncesinde seçmiş oldukları dili kullanarak kültür, turizm, tarih, çevre, doğa, sosyal ve benzeri değerler ile varlıkları tanıtarak gezdiren veya seyahat acenteleri tarafından düzenlenen turların gezi programını seyahat acentesinin yazılı belgelerinde tanımladığı ve tüketiciye satıldığı şekilde yürüten, acente adına yöneten kişidir.

Dünyada yazılı kaynaklara ilk geçmiş rehberler Mısırlı rahipler olarak anılmaktadır. Ancak milattan önce 7'nci yüzyılda başlayan olimpiyat oyunları organize seyahatlerin başlangıcı olmuş ve beraberinde de turist rehberliğini getirmiştir. Anadolu'da doğup büyüyen tarihçi ve coğrafyacı Heredot, gezdiği yerleri ve gelenekleri anlatan ilk rehberlerdendir ve bir anlamda kültür turizminin öncüsü de sayılabilir. Daha sonraları ticaret ve seyahatlerin artışına paralel olarak Anadolu kıyılarını ziyaret edenlerin de sayısı artmıştır. Ancak bu dönemlerde rehberlik yapanlar kulaktan dolma bilgileri aktarmaktadırlar.

Turizmin ve turist rehberliğinin günümüzdekine benzer bir niteliğe kavuşması ancak sanayi devrimini izleyen yıllardadır. Turizmin gelişmesi ve kitle turizminin başlaması ile profesyonel turist rehberliği hizmeti zorunluluğu doğmuştur. Ülkemizde ise rehberliğin geçmişi 19'uncu yüzyılın sonlarına kadar uzanmaktadır. 1839 yılında Osmanlıda Tanzimat'ın ilanıyla eğitim, güzel sanatlar ve ticaret alanında Avrupa ile ilişkiler gelişmiş ve İstanbul'da yaşayan yabancı sayısında artış olmuştur. Bu gelişmeyle birlikte Osmanlıda 19'uncu yüzyıl sonunda görülmeye başlayan turist rehberliği, ülkenin tanıtımı ve ulusal güvenlik açısından büyük önem taşımıştır. Mesleğin kurumsallaştırılması çabalarının ilk örneği 1890 tarihli Nizamname'dir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından iki yıl sonra 1925 tarihli Ecnebi Seyyahlara Tercümanlık ve Rehberlik Edecekler Hakkında Kararname yayınlanmış ve turist rehberliğine yönelik çeşitli adımlar atılmış ancak yaşanan ekonomik krizlerle birlikte turizm dönem dönem durma noktasına gelmiştir. 1971 yılına kadar turist rehberliğinde 1925 Kararnamesi geçerli olmuştur.

Turist rehberliği ile ilgili ilk yönetmelik 1971 yılında "Tercüman Rehber Kursları ve Tercüman Rehber Yönetmeliği" adıyla yayımlanmıştır. Bu yönetmelik 1974 tarihinde değiştirilerek "Profesyonel Turist Rehberliği Yönetmeliği" adını almıştır. 1981, 83 ve 86 yıllarında değişikliklere uğramıştır. Söz konusu yönetmelik 2005 yılında "Profesyonel Turist Rehberliği Yönetmeliği" adıyla yeniden yayımlanmıştır.

Günümüzde Bakanlığın açtığı kursların yanında üniversitelerin iki yıllık ön lisans ve dört yıllık lisans programları ile de turist rehberi yetiştirilmektedir.

Geçen yıllar içinde barındırdığı kültürel ve doğal zenginlikleri nedeniyle Türkiye için turizmin önemi giderek artmış ancak turizmde önemli rol oynayan rehberlerle ilgili yasal düzenlemelerde arzulanan sonuca ulaşılamamıştır.

Türkiye'nin tanıtımında önemli bir yeri olan turist rehberliğinin yasal bir zemine oturtulması, artan rehber sayısına paralel olarak mesleğe ilişkin kalite ve standartların belirlenmesi, turist rehberliği mesleğinin tanımı, çerçevesi, denetimi ve bu denetim neticesinde mesleğini gereği gibi yapmayanlara uygulanacak yaptırımların düzenlenmesi ve turist odaları ile turist rehberleri odaları birlikleri şeklinde yeni mesleki örgütlenmelere gidilerek turist rehberliği mesleğinin geliştirilmesi amacıyla bu kanun tasarısı hazırlanmıştır.

Tasarı ile odalar ve odaların üst kuruluşları olmak üzere tüzel kişiliğe sahip ve kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu birlikleri kurulmaktadır. Meslek kuruluşlarının organları, seçimleri, görev ve yetkileri tasarıda düzenlenmiştir.

Birliklerin Türkiye genelinde kayıtlı toplam meslek mensubu sayısının yüzde 33'üne sahip odaların Bakanlığa yapacakları başvuru üzerine kurulabileceği yönünde düzenleme yapılmıştır.

Sınırları içinde en az 150 turist rehberinin yerleşim yerinin bulunduğu her ilde, o ilde kayıtlı toplam meslek mensubu sayısının yüzde 33'ünün valiliğe başvurusu üzerine, tüzel kişiliğe sahip ve kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olan oda kurulabileceği yönünde düzenleme yapılmıştır.

Oda merkezlerinin kuruldukları il olduğu ve aynı ilde birden fazla oda kurulabilmesine izin verilmesi yönünde düzenleme yapılmıştır.

Oda olmayan illerde en az 50 turist rehberinin oda merkezinin bulunacağı ili belirten başvurusu üzerine Bakanlık tarafından bölgesel odalar kurulabileceği yönünde düzenleme yapılmıştır.

Bu kanun hükümleri dışında rehber meslek kuruluşu kurulamayacaktır.

Tasarı ile mesleğin icrasına ilişkin hükümler getirilerek meslek mensuplarının hak ve yükümlülükleri de düzenlenmiştir.

Turist rehberleri bakımından bu odaya üye olma, ruhsatname alma, eylemli rehberler bakımından iki yıl için verilecek çalışma kartı alma, yazılı rehberlik sözleşmesi yapma ve taban ücreti altında çalışmama gibi zorunluluklar getirilmektedir.

Mesleğe kabul için aranılan şartlardan biri "Üniversitelerin turist rehberliği bölümlerinin ön lisans, lisans veya yüksek lisans programlarından mezun olmak veya üniversitelerin turist rehberliği bölümü dışındaki diğer bölümlerden, en az lisans düzeyinde, mezun olmak" olarak düzenlenmiştir.

Turist rehberliği sertifika programının, birliklerin ve Türkiye Seyahat Acenteleri Birliğinin ortak önerileri ve Bakanlığın onayıyla turizm sektörünün ihtiyaçları da dikkate alınarak, belirlenen dillerde, Bakanlığın gözetimi ve denetimi ile birlikler tarafından düzenlenmesi yönünde düzenleme yapılmıştır. Disiplin suçları ve cezaları sayılmış ve disiplin soruşturması usulü belirlenmiştir.

Tasarı kanunlaştığı takdirde, tüm turist rehberlerini kapsayacak bir meslek örgütlenmesinin kurulmasının sağlanması, sonrasında Kültür ve Turizm Bakanlığımızca düzenlenecek yönetmelik ile mesleğin hukuksal altyapısının mesleğin özelliklerine uygun şekilde oluşturulması ve rehberlik iş ve işlemlerinin daha etkin ve süratli bir şekilde yürütülmesi hedeflenmektedir. Bu tasarının yasalaşması hâlinde, sürdürülebilir turizm doğrultusunda Türkiye, coğrafyasının özel konumunu, geçmişinin zengin mirasını en iyi şekilde değerlendirmiş, ekonomik ve toplumsal kalkınma yolunda bir adım daha atmış olacaktır.

Sayın milletvekilleri, Türkiye'nin uzun dönemli refahı ulusal ölçeği aşan ekonomik bir bakış açısıyla mümkündür. Turizm gelirimizin artması bu ülkümüze hizmet edecektir. Yüce Meclisimizin çıkarttığı, çıkaracağı tüm kanunlar, düzenlemeler halkımızın refahını daha da artırmaya yöneliktir. Böylelikle, ülkemiz başta bölgesinde olmak üzere dünyada yıldızı daha da parlayan bir ülke olacaktır. Bulunduğu konumuyla, köklü tarihiyle gurur duyduğumuz ülkemizin önümüzdeki yıllarda da küresel düzeyde başarılardan başarılara koşması dileğiyle, bu kanun tasarısının hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Bakbak.