GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:130
Tarih:06.08.2014

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, bu torbada 148 madde var ama bu torbada toplumun temel problemlerini çözecek maddeler yok.

Yine, 89'uncu maddede pasaportlarla ilgili bir hüküm konmuş. Doğru mu buluyorum? Doğru buluyorum aslında. Konmalı mı? Konmalı. Ama yeterli mi? Değil. Niye? Baktığınız zaman pasaportlara, Türkiye'de 4 çeşit pasaport veriliyor. Bir tanesi normal pasaport, tüm vatandaşlara verdiğimiz, kamu görevi yapsın yapmasın, özelde çalışsın çalışmasın, normal vatandaşın alabileceği bir pasaport. Diğeri hususi pasaport, bunu da "yeşil pasaport" diye adlandırıyoruz. Birçok ülkede yok, bizim ülkeye istisnai bir durum var gibi gözüküyor. Bir de diplomatik pasaportumuz var, bu da "kırmızı pasaport" diye adlandırılıyor, bu, biraz daha ayrıcalıklı bir pasaport. Yine, bir de hizmet pasaportu var. Kamu görevi yapıp da yurt dışına kısa vadeli işlere kamu adına gidilirse, görevlendirilirse burada hizmet pasaportu veriliyor. Bunda da böyle girişlerde, çıkışlarda çok fazla sıkıntı olmuyor.

Ama başka bir şey var: Örneğin vakıf üniversiteleri var, değil mi? Yine, Türkiye Cumhuriyeti'nin Meclisi tarafından alınmış kararlar gereğince yine yüksek öğrenime tabi, kanunlarına tabi, sadece mali ve idari işlemlerde özerk olan vakıf üniversiteleri var ve bu vakıf üniversitelerinde öğretim üyeleri var. Neyi var? Araştırma görevlisi var, asistanı var, doçenti var, yardımcı doçenti var, profesörü var, kamu üniversitelerine baktığınızda orada da aynı tanımda, aynı pozisyonda insanlar var. Orada çalışan insanlar, orada çalışan hocalar, orada çalışan öğretim üyeleri belli dereceye gelince, 3'üncü dereceye gelince yeşil pasaporta hak kazanıyorlar ve pasaportlarını ceplerine koyuyorlar ama vakıf üniversitelerinde, yine Türkiye Cumhuriyeti tarafından kurulmuş, denetimi YÖK'e bağlı, bütün kuralları devlet üniversiteleriyle aynı olan üniversitedeki öğretim elemanları, hocalar bu haktan yararlanamıyorlar. Bu doğru bir şey değil.

Sadece bu da değil. Ben yıllarca özel sektörde çalıştım. Bakın, özel sektörde insanlar 657'ye tabi değildir. Devlete sırtını dayayıp "1'inci dereceye, 2'nci dereceye, 3'üncü dereceye ne zaman ineceğim?" diye hesaplamazlar. Bu devlete hizmet eden, yıllarca çalışmış, ihracat yapan çok başarılı fabrika müdürleri, çok başarılı üretim müdürleri, teknik müdürler, genel müdürler var. Bu insanlar, sanki bu devletin insanı değilmiş gibi, sanki bu devlete hizmet etmiyorlarmış gibi, kamudaki bir genel müdür daha güvenilir ama özel sektördeki bir genel müdür güvenilir değil, o yeşil pasaport alamaz. Böyle bir usul olabilir mi?

Ben hanımımdan dolayı, eşimden dolayı, öğretmen olduğu için, 3'üncü dereceye düştüğü için yeşil pasaport almıştım, mesleğim olarak "öğretmenin kocası" yazıyordu, "öğretmenin kocası" yazıyordu meslek olarak. Böyle bir şey olabilir mi? Ben özel sektörde çalışıyorum diye bu yeşil pasaportu niye alamıyorum? Bunu sormak lazım. Bunca özel sektör... Türkiye'nin ihracatıyla övünüyorsunuz. İşte bu önergede, Cumhuriyet Halk Partisi bu önergede, aslında kısıtlı da olsa -ben daha da genişletilmesi taraftarıyım- özel sektörde başarılı olan fabrika müdürleri, üretim müdürleri, teknik müdürler, mühendisler... Otuz sene mühendislik yapabilir, illa müdür olması gerekmiyor, niye bu hakkı kazanamıyor? Yani 657'ye sırtını dayayacaksın... Bir kamu devleti gibi yönetiliyoruz, kamu personeli tarafından yönetilen bir devlet anlayışımız var. Böyle bir anlayış olabilir mi? Yıllarca insanlar devlete hizmet edecek, üretecek, yeni yeni şeyler bulacak, Türkiye'nin kalkınmasına katkı sağlayacak ama siz diyeceksiniz ki: "Kamuda çalışmıyor, bu güvenilir bir insan değil, buna normal pasaport verelim. Araştırılsın, bakılsın, vizeden geçsin ve öyle gitsin." Ben yeşil pasaportla yurtdışına giderken benim genel müdürüm her hafta veya on beş günde bir, yirmi günde bir vize almak zorunda kalıyordu, bunlarla uğraşıyordu. Böyle bir şey doğru değil. Onun için de bir kanun yapılırken, bir şey kanuna ilave edilirken bütün detaylarıyla araştırılmalı, doğru olan yapılmalı.

Yine burada eksik... Bu eksiği bu önergeyle -bir kısmını- tamamlayabiliriz diye düşünüyorum. Onun için bu önergemize katılmanızı ve "evet" oyu vermenizi diliyorum.

Dediğim gibi, çok önemli. Özellikle vakıf üniversitelerindeki öğretim üyeleri... İçinizde birçok öğretim üyesi var, iktidar partisinde. Bunların illa devlette görev yapması gerekmiyor, devlet tarafından kurulmuş vakıf üniversitelerinde de görev yapabilirsiniz. Onun için de orada sağlanan haklar, o öğretim üyelerine, profesörlere, doçentlere, araştırma görevlilerine, yeterli hizmet süresi var ise ve devlet üniversitelerinde nasılsa bunun kriteri aynı kriterde bunlara da verilmeli. Ayrıca, yargıda savcıya veriyorsunuz, hâkime veriyorsunuz, aynı görevde sacayağının üçüncü ayağı olan avukatlara vermiyorsunuz, bu da doğru bir anlayış değil. Onun için bu kanun tekrar ele alınmalı, gözden geçirilmeli ve mağduriyetler giderilmeli diyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)