GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:125
Tarih:24.07.2014

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 75'inci maddede verdiğimiz önerge üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

75'inci madde, oldukça geniş düzenlemeleri içeren ama ana hatları itibarıyla vergi borçlarını ve 6183 sayılı Kanun kapsamındaki alacakları yapılandıran bir düzenlemedir ve bu düzenleme de 18 eşit taksitle otuz altı ayda bir borç taksitlendirmesi getirmektedir.

Şimdi, Maliye Bakanlığı bu tasarıdan hemen önce yüz binlerce mükellefe mektup yazdı değerli arkadaşlar. Şimdi, Hükûmetin son derece açık -yanlış- bir tutarsızlığına dikkati çekmek istiyorum: Madem bir düzenleme yapacaksınız, niye borçlu vatandaşları, mükellefleri telaşa verip iki ayağı bir pabuçta vergi dairelerine koşturdunuz? Kimisi gidip bankadan, sağdan soldan buldu, buluşturdu, borcunu ödemeye gayret etti, hemen akabinde de bu yapılandırma getirildi. Bu, en önemli yanlışlardan biridir.

İkinci yanlış da borçlarını düzenli ödeyen, yükümlülüklerini zamanında yerine getiren vergi mükelleflerini ve vatandaşları maalesef -hiç kullanmak istemediğim bir deyim ama başka bir kelime de bulmak çok zor- enayi yerine koyuyor. Özellikle yapılandırmadan önce vergi dairelerinden, Maliye Bakanlığından mektup gidip de koşup bu borçlarını yatıranlar ikinci kez enayi durumuna getirildi; bu, yanlıştır. Ancak ana hatları itibarıyla vergi mükelleflerimiz, vatandaşlarımız ödeme güçlüğü içinde oldukları için ve ekonomi de iyi bir durumda olmadığı için bu yapılandırmanın da bir ödeme kolaylığı getireceğini de tahmin ediyoruz.

Değerli arkadaşlar, Adalet ve Kalkınma Partisi, özellikle son yıllarda vergi denetimlerini kendine muhalif iş adamlarına, şirketlere ve oluşumlara karşı bir silah gibi kullanmaya başlamıştır ve bu konuda da AKP en tehlikeli işi yapmaktadır.

Değerli milletvekilleri, vergi, devlet egemenliğinin hem simgesi hem de yaşama geçirilmesidir. Onun için, vergilerin adaletli, genel ve eşitlik ilkeleri içerisinde doğru bir şekilde tahsil edilmesi gerekir.

Belki yeri değildir diyeceksiniz ama örnek de vermek istiyorum. Yunanistan, aslında Türkiye'ye ait olan adaları işgal etti, çatır çatır vergi tahsil ediyor. Niye? "Ben devletim, burası bana aittir ve vergimi de korum." diyor. Vergi koyuyorsan iraden vardır, devletsindir.

Türkiye'mizin bazı illerinde de PKK "vergi" adı altında haraç alıyor. Bunu da ben söylemiyorum, Hükûmetin bakanları, Başbakanı söylüyor. Ne büyük zillettir! Ne büyük zillettir! Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde bir terör örgütü haraç alıyor ve bundan yakınıyor, şikâyet ediyor. Ya, bundan vatandaş yakınır, Başbakanın, Hükûmetin yakınmaya hakkı yoktur. İradeni koyacaksın devlet gücüyle, pazarlık, müzakere, iş birliği yapmayacaksın, bunun haraç almasına mâni olacaksın, bir dış ülkenin senin bazı adalarını işgal etmesine mâni olacaksın, vergi almasına mâni olacaksın. O bakımdan da Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmeti vergi ve devlet gelirlerini tahsil bakımından da çok büyük bir acziyet içerisindedir. Bu acziyetin bir sonucudur her iki, üç yılda bir getirilen bu düzenleme. Vatandaşın durumu iyi olsa, devlet tahsilatını zamanında yapabilse bu düzenlemelere de gerek kalmaz.

Değerli milletvekilleri, vallahi, bu düzenlemenin bir noksanı var: Sayın Başbakanın mal beyanında 500 bin lira alacağı görünüyor. Bir de o "tape"lere yansıyan rakamlar vardı oğluyla konuşmalarında, bir iş adamı için "10 milyon lira getirdi." diyor, "Sakın alma, hepsini getirsin. Ondan sonra, nasıl olsa bize gelecekler." diyor. Vallahi, keşke bunu da koysaydınız bari de Başbakanın alacaklarını tahsil etseydiniz.

Hepinize saygılar. (MHP sıralarından alkışlar)