GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:125
Tarih:24.07.2014

CEMALETTİN ŞİMŞEK (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Görüşmekte olduğumuz 639 sıra sayılı torba yasanın 70'inci maddesiyle ilgili söz aldım. Ancak, bu maddeyle ilgili çok fazla bir şey söylemeyeceğim. Özel bir mesajım var öncelikle, Samsun'dan, sulama birliklerinden; belki iktidar milletvekillerine de o mesaj gelmiştir. Geçmişe ait borçları var, ödeyemiyorlar ve -bu torba yasa içerisine- bunun yapılandırılmasıyla alakala talepleri var, bunu ileteyim dedim.

Milliyetçi Hareket Partisinin 75'inci maddede bununla ilgili bir önergesi var, eğer kabul edilirse... Sadece Samsun değil, Türkiye çapında da bu borçlar ödenemiyor, onun için 75'inci maddede verdiğimiz önergeye şimdiden destek istiyoruz.

Sayın milletvekilleri, hepinizin hatırlayacağı gibi, 12 Haziran 2007'de bir ihbarla İstanbul Ümraniye'de bir gecekondunun çatısında 27 adet el bombasının ele geçirilmesiyle bir dava süreci başladı. 12 dalga olarak devam eden operasyonlarda, asker-sivil 66'sı tutuklu 275 sanıklı bu dava süreci çeşitli aşamalarla devam etti. Arkasından Balyoz, Ayışığı, Sarıkız, vesaire darbe planları davaları geldi. Türkiye Cumhuriyeti devletini devirmek için planlandığı, Hükûmeti yıkmak için planlandığı iddia edilen bu davalar, milletimize artık askerî vesayet döneminin sona erdiği ifade edilerek "Darbecilerden hesap soruluyor." denildi. Sayın Başbakanın da "Ben de bu davaların savcısıyım." dediği süreçte hepimiz heyecanlanmıştık. Ancak, giderek Türk Silahlı Kuvvetlerinin kurumsal kimliğine yönelen bu davalarda ortaya konulan deliller ve mahkeme süreçleri hepimizi bu davalara kuşkuyla yaklaşmaya sevk etti. Sayın Başbakan 17, 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası daha önce söylediğinin tam tersi tavırla bu davaların bir yapay dava olduğunu, Türk Silahlı Kuvvetlerine haksızlık edildiğini söyleyerek bir paralel yapıdan bahsetmiş, bu operasyonları bu paralel yapının yaptığını, bir başdanışmanı vasıtasıyla millî orduya kumpas kurulduğundan söz etmeye başlamıştır. Bu, 17, 25 Aralık sonrası operasyonlarda, bu sefer de bu yapının Hükûmete darbe hazırladığını, bunların örgüt ve çete olduklarını ifade ederek, daha önce suçlu olarak ilan ettiği ve "Hükûmete darbe yapacaklarmış." dediği, genelde Türk Silahlı Kuvvetlerini hedef alan sözlerinden vazgeçerek, bu sefer, hedefine kendi deyimiyle paralel yapıyı Hükûmete darbe yapmaya teşebbüs etmekle suçladı. Bunun arkasından paralel yapının peşine düşen Başbakan, 17, 25 Aralık operasyonlarından sonra her türlü hukuk dışı tavırlarla bu operasyonların önünü keserek paralel yapıyla yatıp, paralel yapıyla kalkmakta bulunduğu makamı, dolayısıyla her türlü kamu gücünü, haksız ve hukuksuz biçimde kullanmaktadır.

Suç yaratmak maksadıyla ilk olarak, Adana'da bir tırda arama yapan polisleri soruşturmaya aldırmış ancak mahkeme, kanunsuz bir şey bulamamış ve serbest bırakmıştır. Bunun üzerine aday Erdoğan, mahkemeyi suçlamıştır. İkinci kurgu operasyon, iki yıl geçtikten sonra Başbakanın çalışma ofisine konulan böcek soruşturmasıyla ilgili 11 polis hakkında soruşturma açılmış, ancak burada da mahkeme herhangi bir suç unsuru bulamamıştır. Bütün bu olanlardan hiddetlenen Başbakan, bu sefer talimatla 22 ilde 76 polis müdürü ve emekli polislere operasyon yaptırmıştır. Bunların arkasının geleceğini söyleyerek âdeta kendisini savcı, hâkim yerine koymaktadır. Aday Erdoğan, daha bugünden suçluları tespit etmiş ve kararını vermiştir. Bu sefer de Hükûmete karşı bu paralel yapının bir darbe hazırlığında olduğunu söyleyerek yine, başta olduğu gibi mağduru oynamaya devam etmiştir. Aday Erdoğan, önce suçlu dediklerine şimdi mağdur demektedir. O zaman "Mahkemeler çalışıyor, bizim mahkemelere müdahale etmemiz söz konusu değil." derken, şimdi o mahkemeleri çete ilan etmektedir. Aday Erdoğan, bütün bu soruşturmalara müdahale ederek ülkemizde hukuku katletmektedir. Başbakanın bu tutumu ülkemize dışarıda maalesef itibar kaybettirmektedir. Ülkemiz, dış ülkelerde, dışarıda âdeta yalnızlığa itilmiştir.

Değerli milletvekilleri, bir zamanlar Sayın Obama ile Beyaz Saray'da karşılıklı bacak bacak üstüne atarak oturmuş "Ben BOP'un Eş Başkanıyım." demiştir. "Orta Doğu bizden sorulur." diyen Eş Başkan Erdoğan, bırakın Orta Doğu'da söz sahibi olmayı, bir yılı aşkın süredir gitmek istediği Gazze'ye ABD'den izin alamadığı için maalesef gidememektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CEMALETTİN ŞİMŞEK (Devamla) - Gazze'de katliam yapmakta İsrail ve aday Erdoğan meydanlarda sadece hariçten gazel okumaktadır, millete algı operasyonu yapmaktadır. ABD ateşkes görüşmelerini Mısır üzerinden sürdürmekte, Obama Sayın Erdoğan'ın telefonlarını bile Başkan Yardımcısı Joe Biden'e havale ederek muhatap olmamaktadır.

Değerli milletvekilleri, bu kafa yapısıyla ülkemize demokrasi gelmesi mümkün değildir, hele ileri demokrasi hiç olmaz. Onun için, bu kötü durumdan bir an önce kurtulmayı, buna da Cumhurbaşkanlığı seçiminin vesile olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)