GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP GRUBUNUN, GRUP BAŞKAN VEKİLİ IĞDIR MİLLETVEKİLİ PERVİN BULDAN TARAFINDAN, SURİYE'DE BAŞTA ROJAVA HALKINA KARŞI OLMAK ÜZERE HALKLARA KARŞI VAHŞET UYGULAMALARI İLE BİLİNEN IŞİD VE EL NUSRA ÖRGÜTLERİNİN ÜLKEMİZ GENÇLERİNİ SURİYE'DEKİ SAVAŞA SÜRÜKLEMELERİ İÇİN YAPTIKLARI FAALİYETLERİN ARAŞTIRILMASI AMACIYLA 14/4/2014 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 22 TEMMUZ 2014 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:123
Tarih:22.07.2014

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Iğdır Milletvekili Sayın Pervin Buldan'ın 14 Nisan 2014 tarihinde Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkan Vekili olarak verdiği, şimdi de Halkların Demokratik Partisi Grup Başkan Vekili olarak gündeme getirilen HDP grup önerisi lehinde CHP adına söz almış bulunuyorum. Sayın milletvekillerimizi saygıyla selamlıyorum.

Halkların Demokratik Partisi grup önerisi 14 Nisan 2014'te verilmiş. O tarihte İslami değerler kullanılarak, kutsal değerler sömürülerek, özellikle Güngören, Bağcılar ve Başakşehir ilçeleri ile Haznedar, Mareşal Çakmak ve benzeri mahallelerde ülkemiz gençlerini kandırarak "Irak Şam İslam Devleti" adını kullanan örgüte katılımlar sağlandığı ve bunun araştırılması gerektiği belirtiliyor.

Bu grup önerisinin çok isabetli bir öngörü olduğu bugün daha iyi anlaşılıyor ama kimin umurunda? Sorumluluk sahiplerinin umurunda. Ama, şahsi emellerini bir kişinin siyasi emelleriyle tevhit eden AKP Grubunun umurunda mı? Suriye'de tansiyon yükseldiğinde, Türkiye "Esad" kardeşinin adını "Esed"e çevirdi, rejime karşı olan bütün unsurları destekledi. Desteklenen örgütler arasında El Kaide, El Nusra gibi radikal örgütlerin olduğu anlaşıldığında, ABD Şam'a karşı Türkiye'yle iş birliğini terk etti.

Örgüt, Ebu Musab Zerkavi tarafından kurulup El Kaide'ye katılan, "Tevhid vel Cihad" olan adını "Mezopotamya El Kaidesi"ne dönüştüren örgüttür. Ebu Hamza El Muhacir ve daha sonra Ebu Ömer El Bağdadi Irak İslam Devleti'ni kurmuş, 2010'da Ömer El Bağdadi'nin öldürülmesi üzerine Ebu Bekir El Bağdadi örgütün başına geçerek önce Irak Şam İslam Devleti'ni, daha sonra da İslam Devleti'ni kurmuş, kendisini halife ilan etmiştir.

Örgüt, Suriye'de, Rakka'dan başlayarak kuzeyde Telafer ve Musul'a, Kerkük sınırına dayanıp Tuzhurmatu'dan İran sınırına yönelen, güneyde Ramadi ve Felluce'yi ele geçiren, Bağdat'ı tehdit eden bir güce kavuşmuştur. Örgüt, Suriye'de 9, Irak'ta da 7 eyalet kurmayı hayal etmektedir.

IŞİD örgütü kimin desteğiyle büyüdü? IŞİD'e Türkiye'den cihatçı geçinenler katıldı. Silah ve malzeme yardımı yapıldı mı?

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Yapıldı.

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Adana'da yakalanan tırlar kime silah ve cephane götürüyordu?

MAHMUT TANAL (İstanbul) - IŞİD'e.

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - IŞİD'e niçin "terörist örgüt" diyemiyorsunuz?

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Biz eğittik!

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Terörist bir örgüte, "terörist" diyememenin iki nedeni olabilir: Birisi, o örgüt dost sayılmaktadır; bir diğeri, o örgütten korkulmaktadır. İkisi de yakışmamaktadır.

Saldırdıkları yerlere konvoylar hâlinde giren, gördükleri her insana insafsızca ateş eden, teslim aldıklarını acımasızca kurşuna dizen, İslam'ın adını kullandıkları hâlde İslami ve insani duygulardan yoksun olan, bu gaddar topluluğa ne denebilir?

Türkiye'nin, Suriye rejimine karşı savaştıkları gerekçesiyle desteklediği örgütlerle şu andaki münasebetleri nasıldır? Türkiye'nin Suriye'ye vurması kime yaramıştır? İsrail'e karşı etkin karşı duruş sergileyen Suriye rejiminin zayıflatılmasının İsrail'in zalim yöneticilerini cesaretlendirdiğini söyleyebilir misiniz? İsrail Golan Tepelerini vururken, İsrail Gazze'yi insafsızca vururken insanlık vicdanını kanatan durumu yeniden değerlendirmek gerekmez mi?

Değerli milletvekilleri, 11 Haziranda Musul Başkonsolosluğumuz basıldı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bir gün önce "Musul için her türlü önlem alındı." demişti. IŞİD'e haber vermemiş, IŞİD'in bundan haberi olmadığı için, geldiler Başkonsolosluğumuzu bastılar. Kaçıncı kez "Hiç kimse gücümüzü test etmeye kalkışmasın." demişti Sayın Davutoğlu. Aldığı önlemler neymiş anlaşılamadı. Test ile testiyi de karıştırmış olmalı.

Musul'un işgalinden önce Musul Valisi Türkiye'ye gelmişti. Ne konuştular? IŞİD Musul'a dayandığında Bay Vali niçin karşı koymadı, orduyu dağıttı, geri çekti?

11 Haziranda Musul'a giren IŞİD bir ihtarla Başkonsolosluk görevlilerini esir aldı. Türkiye'den verilen talimat "Teslim olun." şeklindeydi.

Türkiye ağır bir ihmal yükü altında kalmıştır. Yurttaşlarımızı, Başkonsolosluk görevlilerini, önce yakınlarını tahliye etmedi, personel sayısını azaltmadı, işgal öncesinde kozmik evrak imha edilmedi. Böyle devlet anlayışı, böyle Dışişleri Bakanlığı uygulaması olur mu? Kendi kendini sıfırlayan bakan kim?

Bizim, Suriye'de, Irak'ta kardeşlerimiz, akrabalarımız, akraba topluluklarımız var. IŞİD bunlara zulüm, katliam uyguluyor, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının, Dışişleri Bakanının sesi çıkmıyor. Dışişleri Bakan Yardımcısı "Herhangi bir sorun yok." diyor. Bu kadar soruna nasıl "yok" denir, anlamak kabil değil.

Başbakan aciz içinde, "Eğer Müslümansanız Başkonsolosluk görevlilerini bırakın." diyor. Emevi Camisi'nde namaz kılmak isteyen Başbakan ne hâle düşmüş! Cumhurbaşkanı adayı Başbakan, devletin tedbirsizliği neticesinde Lübnan'da kaçırılan pilotlar misali kurtarma senaryoları için hangi tarihi uygun görüyor? "..."(x) senaryoydu. Kaçırılan pilotlar için iyi bir senaryo uygulandı. Rol mükemmel ama Konsolosluk yöneticilerimiz, aileleri, çocukları özgürlüklerinden mahrum, hayatlarından endişeli.

Suriye'deki, Irak'taki Türkmenler, Kürtler, Araplar, Hristiyanlar, diğer inançlara mensup olanlar bizim kardeşlerimiz, akrabalarımızdır. IŞİD, işgal ettiği yerlerde kendi mezhebinden olmayanları toplayıp kurşuna dizdi, katletti, Türkmenleri, Kürtleri, kendi mezhebinden olmayan Arapları ve Hristiyanları öldürdü, yaraladı, kalanları sürdü. Kardeşlerimiz, akrabalarımız yollarda, kızgın çöldeler; aç ve perişan insanlar, masum çocuklar ve anneler feryat içinde. IŞİD lideri olup kendini halife ilan eden Ebu Bekir El Bağdadi'nin, Sıffin Savaşı'nda Hazreti Ali'ye karşı mızraklarının ucuna Kur'an-ı Kerim sayfalarını geçiren Muaviye'den ne farkı var? Kerbela'da peygamber torununu şehit eden Yezit'ten ne farkı var? Böyle birilerine Müslüman diyebilir miyiz?

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Diyemeyiz.

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Bu önerge desteklenmeli, IŞİD'in faaliyetleri etraflıca araştırılmalıdır. Sözde İslam devleti mi, her ne bela ise bu terör örgütü ve eylemlerinin olası sonuçları Meclisimizce araştırılmalıdır. İslami duyguları sömüren canavardan İslam âlemi kurtarılmalıdır.

Hak edenlere saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)