| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 121 |
| Tarih: | 20.07.2014 |
VAHAP SEÇER (Mersin) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gerçekten, özellikle Sayın Bakanı ilgilendiren konular bu torba yasanın en önemli konuları. Elbette toplumun da beklediği düzenlemeler ama gündem dışarıda farklı, Genel Kurul dışında farklı. Bir Cumhurbaşkanlığı seçimine gidiyoruz. Öncelikli olarak, yurt içi gündemi olarak en önemli gündem başlığı bu. Başka Demokrasilerde, özellikle başkanlarını, cumhurbaşkanlarını halkın seçtiği rejimlerde parlamentolar, böyle, seçime yirmi gün kala, on beş gün kala çalışıyorlar mı bilmiyorum. Bir örneği var mı bunun? Tabii, şimdi Sayın Başbakanın tuzu kuru maşallah, hâllice, durumu fena değil, Allah daha çok versin ama bir taraftan da devlet imkânlarını kullanıyor. Valiler, kaymakamlar, herkes kendine çalışıyor. Bir müsaade etseniz de artık yani biz de gidip halkın arasına karışsak, bizim de desteklediğimiz bir aday vardır, Türkiye'nin durumunu, konumu anlatsak. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MURAT YILDIRIM (Çorum) - Yarın oylayalım.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Bizim sayımız sizden çok.
VAHAP SEÇER (Devamla) - Bakın, Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili düzenleme yaparken bir hata yapmışız ama bu... Tabii ki, her şey yasalarla değil, teamüller vardır, gelenekler vardır, etik kurallar vardır. Ben Başbakanın yerinde olsam "Arkadaş, ben bu ülkenin Başbakanıyım, şu anda Cumhurbaşkanlığı adayıyım, eşit koşullarda, eşit rekabet koşullarında diğer arkadaşlarımla mücadele etmek istiyorum; hakkaniyet budur, hak budur, adalet budur." deyip istifa ederdim, etmedi. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Bakın, şimdi, tabii, kamu imkânlarıyla mitingler de yapıyor, devletin uçaklarıyla. Bugün Hatay'da yine esmiş gürlemiş, çok üzüldüm.
Şimdi, ben size desem ki, bakın, empati yapın, dürüst olun: "AKP zihniyeti pisliktir." Kendinizi nasıl hissedersiniz? Bakın, bugün "CHP zihniyeti pisliktir." demiş. Ben kendimi çok kötü hissediyorum ama bu sözü ona iade etmiyorum çünkü makamına saygı duyuyorum, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı. Şimdi, o "pisliktir" dediği zihniyetin, o siyasi kurumun kurduğu cumhuriyetin, savaş meydanlarında kurduğu cumhuriyetin, kurumlarını kurduğu cumhuriyetin, o parlamenter düzeni kurduğu cumhuriyetin Cumhurbaşkanı adayı; buyurun, paradoksal bir durum. Partinizde biliyorum, gerçekten siyasi olarak takdir ettiğimiz çok önemli şahsiyetler var, tarihî, siyasi hafızaları çok kuvvetli, Başbakanla oturup konuşsunlar, artık bu şiddet dilini bıraksın Sayın Başbakan.
Şimdi, bunu yurt içinde yapıyor ve gücü de kendi halkına yetiyor. İşte kolluk güçleriyle... Az önce Halkların Demokrasi Partisi Grup Başkan Vekili, buradan, doğuda, güneydoğuda olan polislerin, kolluk kuvvetlerinin halka karşı tutumunu anlattı.
MURAT YILDIRIM (Çorum) - Kılıçdaroğlu'na sor, Kılıçdaroğlu'na...
VAHAP SEÇER (Devamla) - Bir taraftan da dış ilişkilerde de ciddi zafiyetler yaratıyor, orada da bağırıyor, orada da şiddet dilini kullanıyor ama Sayın Başbakanın bir özelliği var...
MURAT YILDIRIM (Çorum) - Metaneti bırakmıyor.
VAHAP SEÇER (Devamla) - ...çok güzel gürlüyor ama yağmıyor; hep bağırıyor, hep çağırıyor.
Şimdi, bakın, bugün beni bir dostum aradı. Bu arkadaşımız Musevi bir Türk vatandaşı. Gerçekten dedi ki: "İsrail'in bu uygulamalarına şiddetle karşı çıkıyorum arkadaşım, kardeşim ama ben bu ülkenin bir asli unsuruyum, Türk vatandaşıyım ama dinim Musevi. Ben vatandaşlık görevlerimi de yerine getiriyorum ama sosyal medyada bize karşı çok şiddetli bir kampanya başlatılmış. İsrail'in politikalarını Orta Doğu'da kınamak, onu eleştirmek başka bir şeydir, Musevi dinine mensup, ırkı ne olursa olsun, insanlara karşı nefret tohumu atmak başka bir şeydir, bu nefret suçudur.
MURAT YILDIRIM (Çorum) - Biz de aynı şeyi söylüyoruz, karıştırma.
VAHAP SEÇER (Devamla) - Sizi suçlamıyorum, bir dinleyin.
Dolayısıyla, biz siyasetçilerin ağzımızdan çıkanı kulağımız duyacak. Öyle uflayıp puflamak, atmak tutmak...
Bakın, şimdi, bu Davos'ta bir "one minute" mizanseni var. Oradan bir havaya girdiler, Mavi Marmara'yla, dedi ki: "Donanmayı alacağım önüme, yardım gemilerini götüreceğim..." Hiçbir şey çıkmadı. Daha sonra ne oldu? Kronolojik olarak bir bakalım...
RECEP ÖZEL (Isparta) - Bak bakalım sen biraz!
VAHAP SEÇER (Devamla) - "Gazze'ye gideceğim." dedi. Bakın, üzerinden -bunlar hep bağırtılarla çağırtılarla oldu- bir buçuk yıl geçti öyle bir şey gerçekleşmedi ve şimdi son gelişmelerde "İsrail akıttığı kanda boğulacak." dedi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İHSAN ŞENER (Ordu) - İnşallah boğulacak.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Mescid-i Aksâ'ya gidecek, Mescid-i Aksâ...
VAHAP SEÇER (Devamla) - Bu şiddet dilinden vazgeçelim.
MURAT YILDIRIM (Çorum) - Bebek katillerini mi savunuyorsun?
VAHAP SEÇER (Devamla) - Barış Türkiye'ye de lazım, barış Orta Doğu'ya da lazım, barış dünyaya da lazım. (CHP sıralarından alkışlar)