GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:121
Tarih:20.07.2014

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 13 Mayısta Soma'da bir facia yaşandı. 301 temiz kalpli işçimiz, kömür karası kara yazılarıyla kara toprağa gömüldüler; alın terinin, helal kazancın şehidi oldular. Geride acılı eşleri, anneleri, babaları, 432 yetim bıraktılar. Bazı bebekler de babasız doğdular. Acıları bir an önce dindirilmeliydi. Devlet ve taşeron kusurluydu. Devlet, ağır ihmal, taşeron, taksirli suç zanlısıydı. Bir yandan gökdelen diken açgözlü taşeron, bir yandan yoksul işçileri acımasızca sömürüyor, arsız dayıbaşıları utanmazca kullanıyordu. Malzemeler çağ dışı, patron insafsızdı. Büyük acıyı bir an önce dindirmek gerekiyordu. Ama, biz ne yaptık? Komisyon otuz dokuz gün meşgul edildi, "Soma tasarısı" dendi, Soma'nın içine her şey kondu derde devadan gayri. Bir haftadır da Genel Kurulu uğraştırıyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışanları mübarek ramazan gününde hiç de hak etmedikleri bir uygulamayla karşı karşıya kalıyorlar.

Acıları bir an önce dindirmek gerekirken kırk dereden su getirilerek, yaraları sarmada çok gecikildi. Verdiğiniz sözleri yerine getirmediniz. Ramazan geçiyor, bayram geliyor. Annelerin, babaların, eşlerin acıları dinmedi, yetimlerin gözyaşları silinmedi. Acılı Somalıya tekme atan haddini bilmeze "Hadi oradan." denmedi. Arınç'a göre, bilgi belge yokmuş! İnsaf ve vicdan da mı yok? Somalı hemşehrilerimize tokat atan, küfreden yetkili de duyulmazdan, görülmezden gelindi. Duymamışlar, görmemişler, bilmiyorlar, yürekleri yetmiyor, konuşamıyorlar. Konuştukları zaman, korkularından inkâr ediyorlar. Hatırlatalım, zulümlerden, iktidarlar kadar, günü kurtarma adına suskun kalanlar da sorumludurlar.

Neymiş? Bu maddeyle teşkilat takviye edilecekmiş ve oraya atanan yetkili, başkanın teklifi, bakanın onayıyla atanacakmış! Daha önce Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı ve BAĞ-KUR kapatılarak kurulmuştu, "reform" dediniz. 2011 yılında 665 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü ikiye bölündü. Emeklilik Hizmeti Genel Müdürlüğü ve Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü kurularak 8 daireyle verilen hizmetler 16 daireye çıkarıldı. Buralara atanacaklar da genellikle önceden belirleniyordu. Bunun adına "hantallaşma", "yandaşlaşma" denir.

Değineceğimiz başka konular da var ancak zaman az.

Eğitim Araştırma ve Geliştirme Merkezi Başkanlığı, bir destek birimi olarak kullanılıyor ama orada Strateji Merkeziyle eş düşen görevler var.

Komisyonda zorla ilave ettirilen maddelerden bir kısmı, iftara, sahura yakın saatlerde geri çekilmekte. İnşallah, hidayete erme alametidir. Peki, bunca zamanı niye kaybettik? Ama, geciken adalet, adalet değilse, yaraların sarılmasının geciktirilmesi de derde deva olamaz, geciktirenler vebalden kurtarılamaz. Bir haftada bitirilecek işi yedi haftada bitiremeyenleri, bitirme basireti gösteremeyenleri Allah affetsin.

Görevlerini art niyetten uzak, rahmani duygular ve ihlasla yapmaya çalışan değerli milletvekillerine saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)