GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:121
Tarih:20.07.2014

MEHMET VOLKAN CANALİOĞLU (Trabzon) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı İş Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 34'üncü maddesi üzerinde verdiğimiz önerge gereğince söz almış bulunuyorum. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, tabii, torba yasayı görüşüyoruz, görüşmeye de devam edeceğiz. Fakat, bu torba yasada her şey var, öyle görülüyor ama baktığımız zaman toplumun bütün kesimlerinin, bütün sektörlerinin beklentisini karşılayacak maddeler yok; onları rahatlatacak, onların yaşamlarını kolaylaştıracak, onların beklentilerine cevap verecek maddeler yok. Örneğin, gemi adamları...

Bugün, gelişen dünyamızda, üç tarafı da denizle çevrili olan ülkemizde gemi ticaretinde gelişmeye yönelik olarak oldukça gayret sarf ediliyor ve bu gemilerde de gemi adamları, gemi kömürcüleri, gemi ateşçileri, dalgıçlar ve çeşitli gruptan insanlar görev yapıyor. Bunların, baktığımız zaman, altı aydan fazla zamanı gemide geçiyor ve bu altı aydan fazla zamanı gemide geçen insanların psikolojik ve sosyal yaşamlarında da elbette ki birtakım olumsuzluklar oluyor. Bunlar şimdi ne bekliyorlar, evlerinden barklarından uzak olan insanlar ne bekliyorlar? Diyorlar ki: "Zor şartlar altında çalışıyoruz ve bu iş yerinde çalışma sürelerine her üç yüz altmış gün için gösterilen prim gün sayısı, doksan günden yüz seksen güne çıksın." Peki, torba yasada bu var mı? Yok.

Bir diğeri: Şimdi, arkadaşlar, yerel seçimler yapılıyor. Yerel seçimlerde yerel yöneticileri seçiyoruz, belediye meclis üyelerini seçiyoruz, belediye başkanlarını seçiyoruz ve muhtarlar seçiliyor. Değerli arkadaşlar, şimdi, muhtarlar seçilince kadın muhtarlar da seçiliyor. Hepinizin bildiği ama dikkatinizden kaçan bir konu var. Şimdi, kadın, muhtar olmadan önce çalışmıyorsa, bir sosyal güvenlik şeyi yoksa, beyinin sağlık sigortasından faydalanıyor. Aday oluyor, muhtar seçiliyor. Bu sefer deniliyor ki: "Sen beyinin sağlık sigortasından faydalanamazsın, artık, sen kendi sigorta primini kendin ödeyeceksin." Yerel yönetimlerde madem böyle bir şey var, kadın-erkek ayrımı niye yapılıyor? Kadınlar da diyor ki: "Biz de muhtar olduktan sonra kendi primimizi cebimizden ödemekten ziyade beyimizin sağlık sigortasına devam edelim." Torba yasada böyle bir madde var mı? Yok.

Değerli arkadaşlar, öğretmenler, hepimizin bildiği gibi, bizleri yetiştiren... Benim burada, AKP grubunda ortaokulda okuttuğum öğrenci vekilim var, gurur duyuyorum. Onlara emek harcıyoruz, belli yerlere getiriyoruz. Çoğumuz da öğretmeniz burada. Çok zor şartlarda, ayakta... Ayaklarımızda varis oluyor, bazılarımızın ses telleri bozuluyor ama ne yazık ki öğretmen arkadaşlarımızın, öğretmen durumunda olan insanların yıpranma payı yok. Torbada bu var mı? Torbada bu da yok. Öğretmenler, çalışıp, bizi yetiştirip, vatana, millete hayırlı evlatlar yapmak için uğraşıyorlar ama yok.

Değerli arkadaşlar, şimdi, bir de polis memuru arkadaşlarımız var. Gece gündüz nöbet tutuyorlar, hep olumsuzluklarla karşı karşıya oluyorlar. Onların beklentileri var. Nedir beklentileri? Diyorlar ki: "Bizim özlük haklarımızı düzeltin." "Nedir özlük haklarınız?" "Ya, bir şey beklemiyoruz, 3600 yapın bizim ek göstergemizi; bir. İkincisi de: Ya, belli bir yaşa geliyoruz, çoluk çocuğumuz büyüyor, üniversiteye geliyor ama ondan sonra diyorsunuz ki bize: 'Siz ikinci şark hizmetine gidin.' Ya, niye ikinci şark hizmetine gidelim?" Bunlarla ilgili torbada bir düzenleme var mı? Bununla ilgili de bir düzenleme yok.

Tabii ki engellilerle ilgili de hiçbir şey yok arkadaşlar. Ülkemizde engelli nüfusunun toplam nüfusa oranı yüzde 12,29 arkadaşlar. Engelli vatandaşlarımızın yüzde 32'si fiziksel çevre düzenlemesi olmadığından evlerinden dışarıya çıkamıyorlar, yüzde 22'si kamuya açık bina ve alanlara girememekte, yüzde 50'si toplu taşıma araçlarına binmekte zorluk, güçlük çekmekte ve pek çoğu da işsiz. Şimdi, Hükûmet "40 bin engelli vatandaşı alacağız." dedi, bunların kaçını aldığını bilmiyoruz. Tamamını alabildi mi? Almışsa teşekkür ederiz ama dışarıda bekleyen pek çok engelli vatandaşımız var, onlar da iş bekliyorlar. Onlar da kendilerine duygusal olarak bakmamızı değil, onlar da bu toplumda herkesin bir gün engelli adayı olduğu düşüncesiyle hareket etmemizi bizden bekliyorlar. Onların yaşamlarıyla ilgili, torbada bir şey var mı? Yok. Torbada her şey var ama toplumun genelini ilgilendiren herhangi bir şey yok.

Burada Dilek arkadaşımız da anlattı, kadınlarımız, tarlada, bağda çalışıyorlar. Bilhassa kırsal kesimdeki kadınlarımız, inekçilik yapıyorlar, tarlada çalışıyorlar, bağda çalışıyorlar ve sosyal güvencesi yok, sigortalı olamıyorlar ama o sırada doğum yapmışlarsa, bu yasaya tabi olamıyorlar ancak yasa çıktıktan sonra ne oluyor? 3 Ocağa kadar bunlar borçlanabiliyorlar. E, bunların günahı ne? Tarlada, bağda çalışan, Trabzon'un Çaykara'sında, Ataköy'ünde, Hıdırnebi'nde, Düzköy'ünde inekçilik yapıyorsa, oradaki aile ortamına katkı sağlamaya çalışıyorsa, sigortaları yoksa onların günahı nedir diye soruyorum?

Hepinizi saygılarımla selamlıyor, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)