GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP GRUBUNUN, MUĞLA MİLLETVEKİLİ MEHMET ERDOĞAN VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN, BAFA GÖLÜ'NÜN VE HAVZASININ YOK OLMA TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA KALMASININ SEBEPLERİNİN ARAŞTIRILMASI, BÖLGEDE YAŞAYAN VATANDAŞLARIMIZIN KİRLİLİKTEN KAYNAKLANAN SORUNLARININ TESPİT EDİLMESİ, TESPİT EDİLEN SORUNLARIN GİDERİLEREK BAFA GÖLÜ'NÜN VE GÖLE BAĞLI YAŞAYAN CANLILARIN KURTARILMASI İÇİN YAPILACAK OLAN YASAL DÜZENLEMELER DE DÂHİL OLMAK ÜZERE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN ARAŞTIRILMASI AMACIYLA 17/6/2014 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 20 TEMMUZ 2014 PAZAR GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE ÖNGÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:121
Tarih:20.07.2014

YÜKSEL ÖZDEN (Muğla) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; sözlerime herkesi, hepinizi selamlayarak başlamak istiyorum.

Daha en başlangıçta, Gazze'yi yavaş yavaş ölüme terk eden ve son günlerde de -bugün aldığımız haberlere göre 400 cana kıyan- orada insanlık tarihinin eşine az rastladığı bir zulmü gerçekleştiren İsrail'i kınayarak sözlerime başlamak istiyorum.

Evet, biraz önce konuşulan konu, Bafa Gölü konusu burada ne kadar ifade edilse azdır. Değerli milletvekili arkadaşımız Bafa'nın, Bafa Gölü'nün çevresel önemini, ekonomik önemini, sosyal, toplumsal önemini ne kadar anlatsa, on dakikaya sığmayacak bir şekilde, hepsinin arkasındayız. Gerçekten bir doğa harikasından bahsediyoruz. İnsanların geçim kaynağı olan, balıkçıkla doğrudan dolaylı yüzlerce, binlerce insanın geçim kaynağı olan yerden bahsediyoruz ve burada kısaca söylememiz gerekirse, belki Türkiye'nin en önemli çevresel değerlerinden biri olan Bafa Gölü yüzlerce yıl önce Ege Denizi'nin bir parçasıydı arkadaşlar. Yerinde antik Latmos Körfezi vardı ve körfezin denizle bağı Büyük Menderes Nehri'nin getirdiği alüvyonlarla kesilince Orta Çağ sonlarında göl şeklini aldı. Bugün bile hâlâ gölün denizle bağlantısı olduğu -yani fiziki olarak karadan gözükmese bile- bilinir, konuşulur. Hatta İspanya'da yaşayan balık türünün gelip orada yumurtladığı ve balık ürettiğini biliriz. Yani böylesine bir değerden bahsediyoruz.

Onun için, kim söylemiş olursa olsun "Orada kirlilik yoktur." gibi bir şeyi kabul etmemiz mümkün değildir. Şundan veya bundan bir kirlilik vardır ve Bafa Gölü can çekişmektedir. Bafa Gölü'nün içinde yaşayan -200 dedi arkadaşımız- benim elimdeki notta 250 kadar kuş türünden bahsediyoruz, 300'ün üzerinde de bitki türünden bahsediyoruz. Burası, bizim aylardır bakanlıkları zorladığımız, kendilerinden bilgi talep ettiğimiz... Açıklamaları da bir şey olmuyormuş gibi göstermeye çalışanlara da en başta biz itiraz ettik. Gittik gördük, "Burası can çekişiyor." dedik.

Ayrıca, şunu o bölgede doğup büyüyüp yaşayan -herkesin bildiği- oranın bir evladı olarak söyleyeyim: Bu canlılığı korumak için biz en başından itibaren her türlü tedbirlerin alınmasını gerekli görüyoruz. O bölgenin bir çocuğu olarak ben bu olayı şuna benzetiyorum: Bizim köylerimizde daha önce günü kurtarmak için, belki bir dönemi, beş on yılı kurtarmak için oraları heba eden, feda eden insanlar orada sefil hayat sürüyor. Onun için, bugün de kalkınma için, rant için, aşırı kâr hırsıyla buranın tüketilmesine, buranın heba edilmesine göz yumamayız. Çünkü eğer sanayi üretecekse -burada bahsettiğimiz Afyon'dan doğan bir nehir, Denizli, Uşak'tan gelen kirliliklerden bahsediyoruz- eğer birileri üretecekse bunu doğayı tüketme... İnsanlarımızın doğdukları, büyüdükleri yerdeki bu güzelliğin yok edilmesi pahasına kimse üretmesin. Biz çok iyi biliyoruz ki, evet, standartlar var. Zeytinyağı fabrikalarındaki kara sularla ilgili standartlar var, dericilikle ilgili standartlar var, diğerlerinde var. Fakat bir, bu standartlar farklı; iki, bu farklı standartlarla ölçüldüğü söylendiği hâlde gelen sular da Bafa Gölü'ne zarar verir. Bu bir. Ama aynı zamanda bu sene olan şudur: Daha önce burası Büyük Menderes Nehri'nden büyük oranda beslendiği için içerideki yosunlaşma şimdi olduğu kadar olmuyordu. Şimdi aşırı bir yosunlaşma var. Bu yosunlaşma da içeride oksijen bırakmıyor, canlı bırakmıyor. Aşırı kuraklıktan dolayı Büyük Menderes Nehri'nden beslenemedi. Çünkü orada ilk defa -Türkiye'de ben ilk defa biliyorum- böyle, "şişme savak", İngilizcede "rubber dam" denilen bir tip regülatör yapıldı ve bu regülatörle Menderes'teki su kabartılarak Bafa Gölü'ne veriliyor. Bu sayede hem kot seviyesi belli bir düzeyde tutuluyor hem de sirkülasyon sağlanıyor. Ancak bu sene aşırı kuraklık nedeniyle burası beslenemedi, beslenemediğinden dolayı "yosun, alg" denilen aşırı yosunlaşmayla göldeki canlılar can çekişme noktasına geldi ve biz bununla ilgili uyarılarımızı bakanlıklara, Valiliğe, DSİ'ye, her tarafa yaptık, yapmaya da devam edeceğiz.

Çalışma hiç yapılmamış değil. Yani bununla ilgili daha önce komisyonlar kurulmuş. Bakanlık en son 2013'te bir komisyon kuruyor ve bununla ilgili raporu da önümüzdeki günlerde, yani bu yıl içerisinde yayınlamak zorunda. Yani konu gündemimizde, çalışılan, bilinen bir konu.

Önerilerden birisi: Çine Barajı'ndan Büyük Menderes'e su aktarılarak, oradaki su "dilute" edilerek yani kirlilik yoğunlaşması düşürülerek gölün desteklenmesi gibi tüm çabaların içindeyiz. Ancak burada tekraren ifade etmek gerekirse, gerçekten, hepimizin sorumluluğu var. Biz bugünlerin hızlı kalkınması adına geleceğimize ipotek koyamayız. Kârlılık oranı düşük olsun, kalkınma biraz daha geç olsun, daha az olsun ama göllerimizi koruyalım, çevrelerimizi, kıyılarımızı koruyalım.

Plajlarla ilgili de biraz önce arkadaşımız Muğla gündem olunca söyledi. Evet, sizler de duydunuz, Türkiye de duydu. Plajlarla ilgili yapılan usul hataları ve esas hatalarına ilk önce 2 milletvekili olarak biz itiraz ettik ve biz isyan ettik. Ama bizim işimiz bunu dillendirmek değil, aynı zamanda bunun yapılmasını temin idi yani ilgililerle, kim ihaleyi yapıyorsa onlarla görüşüp, "Bunlar bunlar bunlar yanlıştır." deyip gereğinin yapılmasıydı ve nitekim, çalışmalarını istediğimizde kaç tanesinin iptal olduğunu ve tekrar yapıldığını kamuoyu da biliyor.

"Yandaş" kelimesi... Eğer bir tane varsa -en başında biz söyledik- yani burası siyasi olarak birine peşkeş çekildiyse, bunun belgesi varsa sadece burada konuşmayalım, gelin savcılığa beraber gidelim. Bu kadar açık ve net söylüyoruz çünkü Muğla Türkiye'nin en güzel coğrafyası; burayı hiçbir şeye heba edemeyiz, bugünlerin ne hızlı kalkınması adına ne de anlık konjonktürel bazı söylemler adına bunu yapamayız.

Ancak benim bir şeyi de söylemem gerekiyor. Hafta sonu CHP Muğla Milletvekilimiz Nurettin Demir'in duyurusuyla, Bafa Gölü kenarında bir eylem yapılacağı yani duyarlılığı artırma adına, kamuoyuna duyurma adına bir eylem yapılacağı, onun vasıtasıyla platformun bilgisi bana aktarıldığında, 2 milletvekili konuştuk, açık ve net olarak "Eğer Meclis açık olmasaydı şu ana kadar yaptığımız çalışmalar gibi gider orada da bulunurduk." dedik. Hakikaten yani bunu demin de söyledim, ben ne kadar anlatsam az kalacak, eksik kalacak.

MHP milletvekili arkadaşımız ve gruplarımız Mecliste bir araştırma komisyonunun nasıl oluştuğunu çok iyi biliyor. Bunları bu kadar paylaşmış birisi olarak yani eyleme destek olmuş, iktidar partisi milletvekili olarak eyleme destek olmuş birisi olarak -çünkü bunun lafı olmaz- benim haberim yok.

Eğer burada gerçekten Bafa Gölü'nü kurtarmak istiyorsak, gelin -bakın burada da görüyorum- Muğla milletvekilleri, sadece Muğla milletvekilleri değil, Aydın milletvekilleri, Afyon'dan Uşak'a beraberce bir araya gelelim, gruplarımızla konuşalım ve buna ne olursunuz "Görüşülmekte olan, milyonlarca insanın sonucunu beklediği bir yasanın görüşülmesini biraz daha, iki üç saat daha tehir edebilirsek o kârdır." diye bakmayalım, beraberce görüşelim, ilk dilekçeyi beraberce verelim, bu komisyonu kurduralım ve Bafa'yı kurtaralım.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - "Evet" veriyorsun o zaman Sayın Vekil.

YÜKSEL ÖZDEN (Devamla) - Hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)