GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:120
Tarih:19.07.2014

CEMALETTİN ŞİMŞEK (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle ben de Filistin'deki menfur saldırıyı nefretle ve şiddetle kınadığımı ifade ediyorum.

Ayrıca, Kerkük'teki ve Suriye'deki Türkmenlere karşı yapılan katliamları da burada, huzurunuzda kınamak istiyorum, kınayarak sözlerime başlamak istiyorum.

Ayrıca, bugün Samsun'da bir okulun bahçesinde Atatürk büstüne saldırı olmuş. Onu da buradan şiddetle kınadığımı ifade etmek istiyorum. Öyle bir haber aldık bugün.

Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 22'nci maddesiyle ilgili olarak Milliyetçi Hareket Partisinin vermiş olduğu değişiklik önergesi üzerinde söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygılarımla selamlarım.

Değerli milletvekilleri, aslında yasalar, millet adına, milletin ihtiyaçları doğrultusunda, sosyal tarafların görüşleri alınarak, uluslararası sözleşmeler ve Anayasa'ya aykırı olmamak kaydıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından çıkarılan sosyal mutabakat metinleridir. Ancak, bizde yasalar yapılırken, maalesef, bu usul ve esaslar doğrultusunda yapılmamaktadır. Son zamanlarda Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçirilen yasalara baktığımızda bu bütün çıplaklığıyla görülmektedir. Bundan önce Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüştüğümüz ve karara bağlanan sözde "terörün önlenmesi ve toplumsal bütünleşmenin sağlanması" konusundaki yasanın yasalaşması sürecinde biraz evvel sözünü ettiğimiz hususlara riayet edilmediği ortadadır.

Çıkarılan 6551 sayılı Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun'da sosyal tarafların görüşü yoktur. Kendisi Anayasa'ya aykırıdır. En başta, milletin iradesini, maalesef, yansıtmamaktadır. Bu yasa, koskoca Türk milletini bir teröristbaşına feda etmektedir. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir yasal düzenleme görülmemiştir. Hiçbir yerde ülkesine baş kaldırmış, bebek katili, binlerce insanını katletmiş, askerini şehit etmiş müebbet hükümlüsü biriyle görüşerek ve onunla anlaşarak bir kanun teklifi hazırlamak ve buna millet adına "toplumsal bir metin" demek maalesef mümkün değildir. Ne yazık ki iktidar tarafından böyle bir yasa Meclisin önüne getirilerek yasallaştırılmıştır.

Değerli milletvekilleri, şimdi, bu önümüze gelen yasa -baktığımız zaman- nasıl gelmiş? Elbette ki milletimiz büyük bir facia geçirdi. Böyle bir facianın milletimizin başına bir daha gelmemesini, özellikle de bu faciada hayatlarını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet dileyerek ve yakınlarına da başsağlığı dileyerek sözlerime başlamak istiyorum. Böyle bir temenni olmaz. Ama, böyle bir felaket sonunda gelen yasanın arasına sokuşturulan adrese teslim, kişiye özel muameleyle aslında bu yasa ne Soma'daki madencinin taleplerini karşılamakta ne de dertlerine derman olmaktadır. Bizim en büyük zaaflarımızdan birisi ise çıkarılan bu yasaların uygulama eksiklikleridir.

Sayın Bakan dün akşamki bir ifadesinde bizim iş sağlığı ve güvenliği konusunda geçen yıl çıkardığımız yasadan söz ederken bu yasanın AB normlarının üzerinde bir yasa olduğunu söylemiştir. Sayın Bakan, öyleyse niçin ülkemizde hâlâ her gün 4 kişi, yılda 1.200 kişiden fazla insan iş kazasından dolayı hayatını kaybetmektedir? Hâlâ Türkiye ölümlü iş kazalarında Avrupa Birliğinde 1'inci, dünyada ise 3'üncü sıradadır.

Değerli arkadaşlar, demek ki burada bir eksiklik var demektir. Kâğıt üzerinde ne yazdığınız önemli değil, sahada bunun ne kadar uygulandığı çok çok daha fazla önemli. Soma'da meydana gelmiş olan şeye "bir iş kazası" demek de ayrıca bilemiyoruz mümkün mü? Bunun maalesef bir iş kazası olmadığı, bir iş cinayeti olduğu yapılan araştırmalar sonunda meydana çıkmıştır. Ucuz iş gücü ve ucuz maliyet elde etmek ve başkalarına daha çok para kazandırmayı amaçlayan bu olaylar maalesef çok üzücüdür. Bir daha olmamasını temenni ediyorum. Ancak önce bir anlayış değişikliği yaparak bu yasaların sahada ne kadar uygulandığına mutlaka dikkat etmemiz gerekir.

Değerli milletvekilleri, önergesini verdiğimiz bu 22'nci madde ise şunu önermektedir: Sekiz yıl kesintisiz olarak ikamet izni almış ve sekiz yıl burada çalışmasına izin verilmiş yabancıların daimî iş yapmalarına izin verilmesidir. Biz ise değişiklik önergemizde bunun on yıl olarak değiştirilmesini temenni ediyoruz ve buna katılacağınızı umut ederek hepinizi tekrar saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)