GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:120
Tarih:19.07.2014

MUHARREM IŞIK (Erzincan) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; grubumuzun vermiş olduğu madde 18'deki değişiklik önergesiyle ilgili söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, AKP Grubu içerisinde cesur bir sağlıkçı milletvekili arıyoruz, çıkıp "Biz sağlıkta tökezledik, on iki yıldır hekimleri ve diğer sağlık çalışanlarını perişan ettik, sağlığı ve çalışanları taşeronlaştıran, köleleştiren, özelleştiren, halkın sağlığını bozan uygulamalarla her geçen gün biraz daha batıyoruz." diyecek cesur bir milletvekili. Üçüncü dönem olanlardan birisi olabilir. Ben, komşu ilim dadaşlar diyarı Erzurum'dan mert, cesur, yiğit bir sağlıkçı vekil çıkar diye düşünüyorum.

On iki yılda, herhâlde, en fazla, yandaşa rant sağlamak için, havuza para aktarmak için Kamu İhale Yasası'nda, ondan sonra da Sağlık Yasası'nda değiştirme yaptınız. Bu yetmezmiş gibi, bu değişiklikleri yaparken bir de sivil örgütleri, özellikle Türk Tabipleri Birliği ve TMMOB gibi örgütleri yok etmek için çalıştınız. Bunu yaparken de tabii asıl amacınız bunların toplumda etkin olmasını engellemekti, bunu da ne yazık ki başardınız, zayıf duruma düşürdünüz.

Biz, bunları yaparken size özellikle "Böyle yapmayın." diye söylediğimiz hâlde siz yanlışlarda aynen devam ettiniz, hiçbirini kesmediniz. Yalnız, tabii, bu yanlışı yaparken ortaklarınızla birlikte hareket ettiniz ama 17 Aralık çıktıktan sonra, özellikle Sayın Başbakan çıktı, sürekli bağırdı, "Nankörler, hainler, ne istediniz de vermedik?" diye söylenmeye başladı. Özellikle, ak ozan Orhan'ın da söylediği gibi "İnerken aklıma bir kara perde/Her şey yeniden başlar bittiği yerde/Dönüşü olmayan bir yola girdim/Bir yanlışlık yaptım acaba nerede?" Bir değil, binlerce yanlışlık yaptınız, dönüşü olmayan binlerce yola girdiniz.

Şimdi, sağlıkta yaptığınız yanlışlara gelince, Soma katliamından başlayalım, Soma katliamıyla ilgili neler olur?

Geçenlerde iş yeri hekimliği için bir sınav yaptınız. Bu sınava 7.521 kişi başvuru yapmış, 866'sı sınava girmemiş, 6.655 hekimimiz sınava girmiş, 609 tanesi yani yüzde 9'u başarılı olmuş, yüzde 91'i başarısız olmuş. Bir kere, her şeyden önce sizin burada doktorların, hekimlerin zekâsıyla, onların gururuyla oynamaya hakkınız yok. Sınavda sorduğunuz sorulara bakıyoruz, hukukla ilgili yüzde 5, iş sağlığı genel konularıyla ilgili yüzde 15, mevzuatla ilgili yüzde 30, sağlıkla ilgili yüzde 35, teknik olarak yüzde 15 soru sormuşsunuz. Şimdi, burada hekimlerin bilmediğini mi tartışacağız? Hayır ama sorduğunuz sorularla, yaptığınız uygulamalarla, hiç ilgisi olmayan konularda sorduğunuz sorularla hekimleri orada sanki başarısız gibi gösterdiniz.

Daha önce 6331 sayılı Yasa'yı çıkardığınız zaman orada çok güzel maddeler sıraladınız ama tuttunuz, iş sağlığıyla ilgili asıl işvereni oradan sorumlu yaptınız ve bugün gelinen ortamda iş hekimini etkisiz hâle getirdiniz.

Yapılması gereken şu: Kesinlikle tabipler odasını ve TMMOB'u tekrar etkin hâle getirmeniz lazım. Eğer bu Soma'da yaşanan felaketin önüne geçmek istiyorsanız, oradaki çalışan kişilerin, hekimlerin ve iş güvenlik uzmanlarının patrona bağlı olmaması lazım. Sonuçta, patron bunun maaşını veriyor, maaşını veren bir kişiye de karşı çıkması mümkün değil. Soma'da yaşanan olayda, orada daha önceden bir kişinin zehirlendiği, hastaneye kaldırıldığı biliniyor, daha önceden orada yangın çıktığı biliniyor. Orada oluşturmuş olduğunuz o sarı sendika, tek görevi sizin mitinglerinize adam taşımak olan o sendika hiçbir etki göstermedi. Hekimler, orada paralı çalıştığı için, arkasında bir güvence olmadığı için, iş güvencesi olmadığı için sesini çıkarmadı; iş güvenliği uzmanları aynı şekilde sesini çıkarmadı. Dolayısıyla, facia geldi, kapımızda göründü. Bunları eğer engellemek istiyorsak, burada Sayın Bakanın ve diğer yetkililerin şu anda yapması gereken şey, yine, eskisi gibi iş yeri hekimlerini bağımsız hâle getirmek, tabip odasına bağlamak, güvencesini tabip odasından sağlamak, aynı şekilde, iş güvenlik uzmanlarını ve diğer çalışanları da diğer örgütlere bağlayıp maaş alacaksa ne kadar alacağı, nasıl güvenceli olacağını bu örgütlere bırakmak ve ciddi bir şekilde buna yüklenmektir. Yoksa, biz bu kazanın önüne geçemeyiz.

İş yeri hekiminin görevi çok önemli ama ne yazık ki yetkisi var, etkisi yok. Etkisi olmayan bir yerde de bir sonuç almasının mümkün olduğunu düşünmüyoruz. Bundan dolayı, bu, öyle... Sağlık raporu verecek, kaç kişiye verecek, bu gibi şeylerle biz bunun önüne geçemeyiz. Gerçekçi olması gereken şey, dediğim gibi, tabip odasını ve diğer örgütleri tekrar işlevli hâle getirip bunu Bakanlığın himayesinden kurtarmakla olur.

Hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)