| Konu: | CHP GRUBUNUN, GRUP BAŞKAN VEKİLLERİ İSTANBUL MİLLETVEKİLİ MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ, ANKARA MİLLETVEKİLİ EMİNE ÜLKER TARHAN VE YALOVA MİLLETVEKİLİ MUHARREM İNCE TARAFINDAN İSRAİL'İN MAVİ MARMARA GEMİSİNE 31/5/2010'DA DÜZENLEDİĞİ OPERASYONUN ÖNCESİ VE SONRASINDA YAŞANAN GERÇEKLERİN ORTAYA ÇIKARILMASI AMACIYLA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 19 TEMMUZ 2014 CUMARTESİ GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 120 |
| Tarih: | 19.07.2014 |
ZEYİD ASLAN (Tokat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin İsrail'in Mavi Marmara gemisine 31 Mayıs 2010'da düzenlediği operasyonun öncesi ve sonrasına ilişkin konuların araştırılmasına yönelik olarak vermiş olduğu Meclis araştırma önergesine karşı grubumuz adına görüşlerimizi belirtmek üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, CHP'nin vermiş olduğu grup önerisiyle ilgili olarak biraz önce önerge sahipleri adına kürsüye çıkan Sayın İnce konuşmasının on dakikalık bölümünün hiçbir noktasında önergeyle ilgili bir cümleden dahi bahsetmedi. Zannediyorum tatili güzel geçmiş, Bodrum'da tatilini bitirmiş, her zaman alıştığımız üslubuyla Meclise yeni bir renk, Meclise bir güzellik katmaya gelmiş. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Zannediyorum KPSS sınavı gibi bir test yapmaya kalktı. Ben onu kendi üslubuyla baş başa bırakıyorum. Tatili inşallah güzel geçmiştir, keyif almıştır.
MUHARREM İNCE (Yalova) - Gayet güzeldi.
ZEYİD ASLAN (Devamla) - Sorduğu soruların hiçbirisinin biraz önce ifade ettiğim CHP'nin önergesiyle alakası olmadığı için hiçbir sorusuna cevap vermeyeceğim. Kendisinin de söylemlerini bu konuda muhatap almadığımı ifade etmek istiyorum. (CHP sıralarından gürültüler)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Verseydin!
ZEYİD ASLAN (Devamla) - Arkadaşlar, oradan boşa lafa atmayın lütfen. Ramazan günündeyiz, orucuz, oruca uygun davranmaya çalışacağım; beni lütfen tahrik etmeyin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gülüşmeler) Beni lütfen tahrik etmeyin, ne kendinizi üzün ne de şu yüce Meclisin saygınlığının zedeleneceği bir davranışa tevessül ettirmeyin. Lütfen, sakin sakin dinleyin. Ben biraz önce konuşmacıyı sakin sakin dinledim, sizden de aynı saygıyı bekliyorum.
Değerli arkadaşlar, önergenin ana konusu olan İsrail'in Mavi Marmara gemisine düzenlediği saldırıya ilişkin olarak sorulan sorulara ve önerge içeriğine geçmeden önce Mavi Marmara'nın gittiği Gazze neresidir, Gazze'yi sadece bir kelimeden ibaret olarak bilen arkadaşlara ifade etmek istiyorum. Gazze...
KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) - O tarafa bak.
HASAN ÖREN (Manisa) - Sorulara cevap vermeyeceksen bu yana bakma.
ZEYİD ASLAN (Devamla) - Bakın arkadaşlar, lütfen, tekrar istirham ediyorum.
Sayın Ören, Sayın Kemalettin Bey; ben nereye bakacağımı sana, size soracak değilim.
HASAN ÖREN (Manisa) - Ben öyle bir şey demedim. Sorulara cevap vermeyeceksen...
ZEYİD ASLAN (Devamla) - Gözünün içine de bakarım, başka şeye de bakarım. Lütfen... Nereye bakacağımı bana sordurma.
HASAN ÖREN (Manisa) - Ben senin nereye bakacağına karışmam, bu mübarek günde ne yapacağına karışmam.
ZEYİD ASLAN (Devamla) - Arkadaşlar, şurada sakin sakin konuşmak istiyorum. Lahavle çekiyorum, başka bir şey yapmayacağım zaten.
Gazze, 1967 yılına kadar Mısır'ın kontrolünde olan, 1967'deki İsrail işgalinden sonra 2005 yılına kadar İsrail'in işgali altında bulunan ama 2005 yılında kısmi statüyle özgürlüğüne kavuşmuş, bağımsızlığına kavuşmuş bir bölgedir. Gazze 1,5 milyon insanın yaşadığı küçük bir toprak parçası ama onun da ötesinde, bulunduğu yer itibarıyla stratejik açıdan, jeopolitik açıdan önem arz eden bir yerdir. Özellikle Akdeniz'de uzun yıllardan beridir konuşulan doğal gaz ve petrol rezervlerinin en fazla bulunduğu bölge Gazze açıklarıdır.
Onun için Gazze'ye yıllardan beridir İsrail tarafından önem arz ediliyor ve Filistin'in değişik bölgelerinde olaylar çıksa da -geçtiğimiz günlerde olduğu gibi- Batı Şeria'da 3 İsrailli gencin kaçırılmasının hesabı Gazze'den soruluyorsa bunun nedeni aslında Gazze'yi uzun yıllardan beridir yalnızlığa ve ölüme terk etmiş İsrail'in, ambargoları sonucu tamamen Gazze'yi yok etmek ve Gazze'nin açıklarında bulunan ve geleceğin en önemli petrol ve doğal gaz rezervlerinin olduğu bölgeye sahip olma arzusudur. O yüzden, Gazze siyasi açıdan olduğu kadar stratejik açıdan, bulunduğu konum itibarıyla da çok büyük önem arz ediyor.
Bunun için, özellikle 2005 yılında yapılan bağımsız seçimlerin sonunda Gazze'nin de içinde bulunduğu Filistin'de yüzde 65 oy alarak Hamas'ın iktidara gelmesi, o güne kadar Filistin'de yapılacak bağımsız seçimlere demokratik gözle bakan dünyayı başka bir yöne sevk etmeye başladı ve işte, 2005 seçimlerinin sonuçlarını hazmedemeyen dünyanın zalimleri, 2005'te iktidara gelen Hamas'ı terör örgütü ilan ettirerek Filistin'de kurulmaya çalışılan düzenin ve dünyaca 1994'teki Oslo görüşmelerinde tanınma yolunda atılan adımların önüne geçtiler. 2005'ten itibaren yeniden özellikle Hamas'ın en fazla güçlü olduğu Gazze bölgesi daha fazla abluka altına alınmaya, orada yaşayan insanlar daha fazla mağdur edilmeye ama insan ölümünden de öte bölge abluka altına alınarak insanların, topyekûn tüm insanların yavaş yavaş ölümüne doğru bir yol açılmaya çalışıldı. İşte böyle bir ortamda Türkiye'de ve dünyanın birçok noktasındaki aktivistler, sivil toplum örgütleri, insani duyarlılığı yüksek olan topluluklar, Mavi Marmara gemisi adı altında yola çıktılar ve amaçları oradaki çocuklara mama götürmekti, bebek bezi götürmekti, gıda yardımı götürmekti, dolayısıyla insani yardım götürmekti. Ama onun ötesinde bir hedefleri daha vardı, o da artık yavaş yavaş ölüme terk edilmiş ve geleceği yok edilmeye çalışılan bir nesli ve soykırım yoluyla tamamen yok edilmek istenen bir topluluğun içinde bulunduğu durumu dünya kamuoyuna duyurmak ve dünya kamuoyunun bu konudaki duyarlılığını artırmaktı.
Yaşananları biliyoruz ve bu yolculuk yarı yolda yine terörist İsrail devleti tarafından yine terör yoluyla durduruldu ve aynı zamanda birisi Amerikan vatandaşı olan 9 arkadaşımız, kardeşimiz Mavi Marmara gemisinde şehit edildi ve bunun yanında da 600 civarındaki insan oradan alınarak, gözaltına alınarak İsrail'e götürüldü.
Şimdi, önergenin içeriğinde birtakım sorular var. Tabii arkadaşlarımız bunlardan bahsetmediği için ben bunlara kısaca, bilgilerim dâhilinde cevap vermek istiyorum. Birincisi, deniyor ki: "Efendim bu gemiye binen insanların pasaportları yoktu, vizeleri alınmamıştı." Antalya Gümrük Kapısından çıkarken Türk ve yabancı uyruklu olan Mavi Marmara gemisine binmiş bütün yolcuların pasaportları da vardı, vizeleri de vardı. Bunu araştırmak zor bir şey değil, gümrükten araştırılabilir: gidilir gümrükten kayıtlar alınır, isimlerle pasaportları ve vizeleri var mıdır, yok mudur çok rahatlıkla bakılabilir. O yüzden bu önergenin bu maddesi hiçbir araştırma yapılmadan verilmiş ve bu şekilde söylenmiş.
İkinci olarak, efendim -ki bu, o günden beridir zaman zaman söylenir- 45 tane AK PARTİ milletvekili gemiye binmiş ama sonra AK PARTİ Hükûmeti, orada insanların öldürüleceğini bildiği için vatandaşlarına kıymış ama milletvekillerine kıyamamış, onları gemiden indirmiş. Şimdi, Allah aşkına, biri çıksın -bu cümleyi buraya yazan insanlar- 45'i geçtim 1 AK PARTİ milletvekilinin ismini versin. Gemiye ne zaman binmiş, nasıl geri inmiş, inerken hangi olayla karşılaşmış? Değil 45, 1 tane ismi dahi burada ifade etmeyip sadece soyut olarak "45 milletvekili indi, bindi." gibi çok basit rakamlar ve sözler üzerinden böyle bir önerge verilmesi ve bunun üzerinden bir araştırma talep edilmesi kadar komedi ve komik bir şey olamaz.
Değerli arkadaşlar, o dönemde, ben Türkiye Büyük Millet Meclisinin Filistin Dostluk Grubu Başkanıydım ama aynı zamanda, 1996 yılından beri de, Mavi Marmara gemisini organize eden İnsani Yardım Vakfının kuruluşundan beri görev almış, yönetiminde mütevelli heyet başkanlığı görevi almış ve hâlen de fiilen çalışamasam da resmî olarak mütevelli heyet üyesi olarak bulunuyorum. Eğer o gemiye bir milletvekili binecekse ya da geri inecekse bunu en önce bilmesi gereken benim, o gemiye de binmesi gereken benim. O günlerde gitmeyi düşünen ama Meclisin çalışmaları sebebiyle gidememiş -şahsen en başta kendim olmak üzere- gitmeyi çok arzu ettiğim hâlde Meclisin Anayasa görüşmeleri sebebiyle gidememiş arkadaşlarınızdan biriyim. O yüzden, ikide bir gündeme getirip, efendim "İndiler bindiler..." Bunların hepsi yanlıştır, bunların hiçbirisi doğru değildir. İddia eden, en azından somut isimlerle bunu ispat etmek durumundadır.
Değerli arkadaşlarım, özellikle son günlerde yaşanan İsrail vahşetine karşı Meclis olarak dün bir bildiriyle duyarlılığımızı ortaya koyduk.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ZEYİD ASLAN (Devamla) - Lütfen, bu duyarlılığın gereği olarak, bunu sulandıracak, bunu hafifletecek, bunu küçültecek söylemlerle, kürsüden, İsrail devletinin uyguladığı terörist politikayı neredeyse mazeret kabul ettirecek bir noktaya çevirmeyelim. Dün ortaya koyduğumuz hassasiyeti bugün de devam ettirelim, inşallah yarın da devam ettirelim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bu noktada, ben, Meclis araştırma önergesinin, tamamen, Meclisin çalışmalarını engellemeye yönelik ve geçmişte kalmış, ispatı mümkün olmayan basit hadiselerden kaynaklandığını düşünüyorum. Bu nedenle aleyhinde oy kullanacağımı ifade ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)