GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BOLU MİLLETVEKİLİ TANJU ÖZCAN'IN 639 SIRA SAYILI KANUN TASARISI'NIN 15'İNCİ MADDESİYLE İLGİLİ ÖNERGE ÜZERİNDE YAPTIĞI KONUŞMASI SIRASINDA AK PARTİ GRUP BAŞKANINA SATAŞMASI NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:119
Tarih:18.07.2014

ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 639 sıra sayılı torba Kanun Tasarısı'nın 16'ncı maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge hakkında söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerimin başında, dün geceden itibaren İsrail tarafından başlatılan kara saldırısı sonunda hayatlarını kaybeden ve öncesinden bu yana hayatlarını kaybeden Filistinli din kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. İsrail'in başlattığı bu insanlık suçunu ve insanlık dışı uygulamayı lanetle kınadığımı ifade etmek istiyorum. Ancak, her dönemde zaman zaman, özellikle de ramazan ayında böyle bir insanlık suçunun işlenmesinin bu coğrafyadaki şımarık çocuk İsrail'in bir alışkanlığı hâline gelmesinin sebeplerinin de iyi araştırılması ve gerekli tepkinin zamanında verilmesi gerektiğini de sizlerle paylaşmak istiyorum. En azından şu anda, Sayın Başbakana verilen Yahudi Cesaret Madalyası'nın derhâl iade edilmesi gerektiğini düşünüyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, bu madde, özellikle uluslararası havacılık ve deniz taşımacılığında çalışanların seyrüsefer hâlinde, yani fiilen taşımacılık işleminin yapıldığı sırada İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamına alınmamasını öngören bir değişiklik getiriyor. Yani tasarıdaki hâli özetle bu. Deniyor ki: "Son yıllarda artan gemi filosu olan çok değerli mahdumlar bu işlerini fiilen yaptıkları sırada kimseye İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gereğince yükümlülük altında bulunmasınlar, babalarının torpiliyle uluslararası sahalarda da rahat gezsinler." Bu maddenin özü bu değerli milletvekilleri, başka hiçbir şey değil. Kimi kastettiğimizi siz biliyorsunuz. Bugün Türkiye'de filosu olanlar kimlerse bu madde sadece bunlar için getiriliyor. Çünkü, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu iki yıl önce yani 20 Haziran 2012 tarihinde çıktı. O zaman da bazı şeyleri söyledik, Hükûmet bu konuyu o zaman demek ki aklına getirememiş, şimdi hemen, torba yasada çok acil olarak bunu kapsam dışına alıyor.

Peki, maddede kapsam dışında olanlar kimler, onları da sayayım, ne kadar önemli bir madde olduğunu o zaman anlayacaksınız. Birisi, fabrika, bakım merkezi, dikimevi ve benzeri iş yerlerindekiler hariç Türk Silahlı Kuvvetleri, genel kolluk kuvvetleri ve Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığının faaliyetleri. Bunlar İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamı dışında olan faaliyetler. Bir diğeri afet acil durum birimlerinin müdahale faaliyetleri, bir diğeri ev hizmetleri, bir diğeri çalışan istihdam etmeksizin kendi nam ve hesabına mal ve hizmet üretimi yapanlar, bir diğeri de hükümlü ve tutuklulara yönelik infaz hizmetleri sırasında iyileştirme kapsamında yapılan iş yurdu, eğitim, güvenlik ve meslek edindirme faaliyetleri bu İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamı dışında tutulmuştu.

Şimdi, bunlarla hiçbir benzerliği olmayan, hiçbir ilişkisi bulunmayan yeni bir fıkra ekleniyor: "e) Uluslararası denizyolu ve havayolu taşımacılığı yapan araçların seyrüsefer halleri." Anladınız herhâlde bu torba yasaya girmesindeki aciliyeti.

Değerli milletvekilleri, kişilere has çıkarılan kanunlar, bu kanunların çıkarılmasında kalkan parmakları da kanunları yazanlar ve uygulayanlar kadar sorumlu tutmaktadır.

Bizim görevimiz, sizi uyarmak. Sadece Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ve eski Sayın Ulaştırma Bakanının oğullarının selametine yarayacak olan bu kanuna onay vermeyeceğinizi ümit ediyor, önergemizi desteklemeniz gerektiğini bundan dolayı bir kez daha size hatırlatıyorum.

Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)