| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 118 |
| Tarih: | 17.07.2014 |
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 9'uncu madde üzerine verdiğimiz önerge hakkında söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, birkaç gündür bu maaşlar, verilen sözler, konu ortada kaldı. Arkadaşlarımız "Başbakan böyle bir söz vermedi." diyor ama işçiler imzaları altına almışlar, bu sözlerin verildiği şeklinde ifade ediliyor. Aslında Sayın Salih Kapusuz'un da gelip bu kürsüden Genel Kurula bu konuda bilgi vermesi de gerekir ve sayın bakanların da çok netlikle artık bunu kesin olarak ortaya koyması gerekiyor.
İster "En az maaş 2 bin lira olsun." densin -herhâlde ele geçen rakam kastedilecektir, yani ele geçecek rakamın brüt olmayacağı aşikârdır- isterse "Yılda 6 maaş." denilsin, bunu ikiye de bölsek verilen sözün altında kalıyor. Gerçek olan, hakikat olan bu değerli arkadaşlar. Neden? Çünkü bugün temmuz ayı itibarıyla bir asgari ücretli, evli, eşi çalışmayan, 1 çocuk sahibi bir işçinin brüt maliyeti 1.134 TL, net 891 lira. "2 asgari ücret" dediğimizde de 1.782 liraya tekabül ediyor. Bu da 2 bin liranın altındadır. Bizim önergemizde "3 asgari ücret tutarında" diyoruz. Bunun da brütü 3.402 ve net olarak da 2.673 liraya tekabül ediyor. Aslında, Türkiye Kömür İşletmelerinde ve Ege Linyitleri İşletmesinde kamu maden işçilerinin aldığı ortalama 3 bin TL ücretin de altına kalıyor. Bunun 4'e doğru da çekilmesi gerekir ancak bu makul olanda mutlaka uzlaşmamız gerekiyor.
Bu dayıbaşılarına verilen primler, birtakım avantajlar işçiye dağıtılsa ücretler biraz daha iyileşir değerli arkadaşlar. Bu maden şirketinin sahibi değil miydi ki kazadan yaklaşık altı yedi ay evvel övüne övüne "134 dolardan 24 dolara maliyeti indirdim ve buna rağmen de yine de kazanıyoruz." şeklinde ifade eden?
Şimdi, elimizi vicdanımıza koymak durumundayız değerli arkadaşlar. Maden işçileri, iş güvenliğinin neredeyse hiç yerine konulduğu, hiçe sayıldığı maden ocaklarında düşük ücretle ve uzun mesaiyle çalışmaktadırlar ve yaptıkları iş de büyük bir risk taşımaktadır ve ciddi sağlık sorunlarıyla da karşı karşıyadırlar. Ayrıca, bu özelleştirme, redevans ve taşeron gibi yanlış uygulamalar da hem iş güvenliğini yok etmekte hem de ücret bakımından, diğer sosyal haklar bakımından da fevkalade olumsuz bir duruma girmektedirler. Ayrıca, denetimler de yeterince yapılmadığı için iş kazalarına da çok daha fazla maruz kalmaktadırlar.
Dolayısıyla 1955-2014 yılları arasında tam 3.400 vatandaşımız madenlerde hayatını kaybetmiş ve 326 bin kişi de yaralanmış. Yani bu yaralıların da bir noktada birçoğu kayıptır, üretim bakımından kayıptır. 15 bin maden işçisi meslek hastalıklarına yakalanmış. Dolayısıyla, bu öngörülen ücretler en makulüdür değerli arkadaşlar. Bir hükûmetin, bir Başbakanın sözünü mutlaka yerine getirmesi gerekir. Yani zaten madende yer altında dayıbaşıların sözü geçiyor, ne hükûmetin ne kanunların sözü geçmiyor. Ancak bu 2 bin lira sözünün, net ele geçen rakam olarak en azından bunun verilmesi gerekir.
Bu düşüncelerle önergemizin kabulünü diliyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)