| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 118 |
| Tarih: | 17.07.2014 |
ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının 3'üncü maddesi üzerinde vermiş olduğumuz değişiklik önergesi hakkında söz aldım. Bu vesileyle, tekrar yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Önergemiz, 4857 sayılı İş Kanunu'nun "Kamu makamlarının ve asıl işverenlerin hakedişlerinden ücreti kesme yükümlülüğü" başlıklı 36'ncı maddesine eklenen fıkraya bir fıkra daha eklenmesini öngörmektedir. Mevcut tasarıdaki değişikliğe ek olarak önergemizde alt işverenin işçilerine ödenecek ücret ve diğer sosyal hakların asıl işverenin emsal işçisine ödediği ücret ve sosyal haklardan daha az olamayacağını hükme bağlamaktadır. Yani bir işverenin başka iş kolunda, başka bir alanda çalışan işçisine... Aynı işi yapan bir başka işçi alt taşeron tarafından, alt işveren tarafından çalıştırılıyorsa aynı işe aynı ücreti verme ilkesini burada önergede karara bağlamaktadır. Ancak, tabii ki bu düzenlemenin dışında bugün kamuoyunun beklediği başka düzenlemeler yer almaktadır.
Dün Sayın Bakana sordum, son on yılda maden kazalarında hayatlarını kaybedenlerin sayısı nedir diye. Yaklaşık 850 civarında olduğunu söyledi. 301 vatandaşımızın ailelerine verilen kamuda bir kişi istihdam hakkının neden 301 değil de 880 kişiye verilmediği konusunu, daha önceki yıllarda maden kazasında hayatını kaybetmiş vatandaşlarımızın aileleri soruyor bize. Örneğin, 2005 yılında Gediz Gökler kasabasında meydana gelen maden kazasında 18 hemşehrimiz hayatını kaybetti, "Bize niye yok?" diyor. Diğer taraftan, 301 vatandaşımızın 39'u Kütahya seçim bölgesi hemşehrilerimden oluşmakta. Dolayısıyla, Kütahya'nın, Zonguldak'ın, Balıkesir'in insanları hayatını kaybetti. Onlar bir yıl önce, iki yıl önce, beş yıl önce hayatını kaybettiği için bu verilen haklardan yararlanamıyor ama son dönemde 301 kişi birlikte hayatını kaybettiği için AKP Hükûmeti getiriyor bu düzenlemeye sadece onları dâhil ediyor; bunun düzeltilmesi lazım.
Değerli milletvekilleri, sizinle Soma gerçeğiyle ilgili bir skandalı paylaşmak istiyorum. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının 11 Temmuz 2014 tarihli cevabi yazısında, Soma'da meydana gelen maden kazasının olduğu gün yani 13 Mayıs 2014 tarihinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından o işletmede denetim yapıldığı ifade ediliyor.
Değerli milletvekilleri, kazanın olduğu gün bu denetim yapıldıysa, kazanın olduğu saat 15.00'se, sabahtan yapıldıysa aynı gün o iş yerinde tehlikeyi görmeyen müfettişler ne iş yaptı? Eğer kazanın olduğu saatlerde olmuşsa 301 vatandaşımız hayatını kaybederken, yüzlerce vatandaşımız yaralanırken Allah'ın bu sevimli kulları müfettişler acaba Allah'ın hikmetiyle korundu mu? Kaza saatinden sonra olduysa oraya bir hafta kimse giremezken bu müfettişler nasıl oraya girdi de denetim yaptı?
Değerli milletvekilleri, bu Meclisin üzerine giderek bu skandalı çözmesi lazım. O iş yerinde 13 Mayıs 2014 tarihinde denetim yapıldıysa bu denetim nerede yapıldı; masabaşında mı yapıldı, bilgisayar başında mı yapıldı, yoksa hayali mi yapıldı? Bunun hesabını bu yüce Meclisin sorması lazım.
Diğer taraftan, o tarihten yaklaşık iki ay önce, 26 Şubat 2014 tarihinde denetim yapılmış aynı yerde, 5 görevli hakkında soruşturma açılmış. Demek ki bir tehlike var. Ya, bu görevliler gidip işlerini doğru yapmadılar ya yanlış rapor hazırladılar ve Bakanlık bunlar hakkında soruşturma açtığını ve sürecin devam ettiğini söylüyor. Orası durup dururken bu felaketi yaşamadı. Bu belgeler gösteriyor ki Hükûmet ve sorumlular, gereği gibi, gerekli denetimleri zamanında yapmamışlar ya da ilgililere gelen raporlar ilgilileri...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİM IŞIK (Devamla) - ...maalesef kandırmış. Bunun için bu konu çok önemli.
Tekrar, önergemize desteğinizi bekliyorum, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)