| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 117 |
| Tarih: | 16.07.2014 |
VAHAP SEÇER (Mersin) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gerçekten, Sayın Başkan, Sayın Berber; sizi dinleyince, televizyon ekranlarından sizleri izleyen çalışanlar, kadrolu çalışanlar herhâlde bu dizdiğiniz övgülerden dolayı kadrolu sistemi artık bırakacaklar, taşeron işçi olarak çalışacaklar. Yapmayın Allah aşkına!
Aslında bu konuyla başlamayacaktım ama Sayın Bakanımın bu konuda Soma kazasından sonra bir beyanatı var: "Bu bir sömürü düzenidir, bunu ortadan kaldıracağız." Ama, şimdi, bakıyorum düzenlemelere, kamuda ihale süresini üç yıl yaptınız; asıl işvereni maaşından, kıdem tazminatından sorumlu tuttunuz. Ama, şimdi 600 bin taşeron işçi var kamuda çalışan, toplamda da yaklaşık olarak 1 milyon 200 bin taşeron işçi var. Bunların kalanı yani 600 bin kadarı da özel sektörde çalışıyor. Onların güvencesi nerede, buradan Sayın Bakana bunu sormak istiyorum bir kere.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bir kere bu yasanın Komisyona gelişi, temel kanunun İç Tüzük'e aykırılığı burada çok tartışıldı. Gerçekten "Soma" diye geldi ama bu tasarı Komisyonu komaya soktu.
MUSA ÇAM (İzmir) - Bravo!
VAHAP SEÇER (Devamla) - Otuz sekiz gün, şu kadar saat, geceli gündüzlü... Biz imtina etmiyoruz, elbette ki halkın sorumluluğu, milletin sorumluluğu üzerimizde, onların emaneti üzerimizde, elbette çalışacağız, uyumayız gerekirse ama şimdi Allah'tan korkmak lazım.
Şimdi, bakalım ne yapmışız? 61 maddelik orijinal metin, Sayın Demiröz, olmuş 106 madde; daha sonra, 148+1 ek madde, olmuş 149 madde.
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) - İhtiyaç varmış.
VAHAP SEÇER (Devamla) - Şimdi, bizim koşulsuz olarak desteklediğimiz Soma'yla ilgili düzenlemeler, yetmez ama evet; taşeronlukla ilgili düzenlemeler, yetmez ama evet.
Bakın, şimdi, kamu alacaklarını yeniden yapılandırdınız. Af konusuna muhalefetten önce kim karşı çıktı? Sayın Maliye Bakanı karşı çıktı. Peki, sordum Sayın Maliye Bakanına, dedim ki: "Bu bir seçim rüşveti mi arkadaş, bu tasarı popülizm kokuyor?" Dedi ki: "Evet, bu, seçime yönelik yapılan bir düzenleme." Tutanaklardan çıkartabilirsiniz.
Şimdi, biz, şunu söylüyoruz: Lütfen samimi olalım. 12 Eylül 2010 referandumunu hatırlayacaksınız, burada o dönemde görev yapan arkadaşlarımız var. Orada, HSYK ve Anayasa Mahkemesi düzenlemesi başka bir anlam taşıyordu, onun yanına konan 24 madde farklı bir anlam taşıyordu. Şimdi de aynı. Bakın, son şekliyle tasarıda 100'üncü madde var. İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda yapılan... Şu sizin daha sonra "çete" olarak değerlendirdiğiniz -tırnak içerisinde söylüyorum- kamuda çalışan memurları sonbahar rüzgârında savrulan yapraklar gibi hani oradan oraya savuracaksınız ya, sonra da mahkeme kararlarını hiçe sayacaksınız, iki yıl sonra -eh, bir yerlere- tekrar "Benzer bir kadroya ama başka bir kuruma bunu verelim." diyeceksiniz. Böyle bir düzenleme var.
Özelleştirmeyle ilgili düzenleme var, bu çok önemli ve adrese teslim. 5 tane Türkiye'nin saygın kurumu, doksan yıllık cumhuriyetin birikimi, tüyü bitmemiş çocuklarımızın hakkı, bizlerin vergileriyle tohumu atılmış, fidan hâline gelmiş, sulanmış, çapalanmış, gübrelenmiş, dallanmış, budaklanmış tesisler satılmış ellide 1 değerlere. SEKA var, Balıkesir SEKA var; Seydişehir Alüminyum var; limanlar var, Kuşadası, Çeşme Limanı var; TÜPRAŞ'ın 14,76 hissesi var.
Şimdi, öyle bir durum almış ki bakın, yargı yürütmeyi durdurma kararı veriyor ama AKP'yi durduramıyor. Her şeyi durduruyor yargı, AKP'yi durduramıyor. Şimdi, her iki düzenlemede de iptal kararı var, yürütmeyi durdurma kararı var, Anayasa Mahkemesinin kararları var, ona rağmen düzenlemeler yapıyorsunuz. Şimdi "Bu düzenleme çok iyidir, biz de katkı sunalım. Gerçekten toplumun değişik kesimleri, değişik sosyoekonomik sınıflar, işçisi, Soma'da şehit olan madencinin hak sahipleri bunları bekliyor. Hadi, bu zehirli maddeleri görmeyelim." deyip de kusura bakmayın, sizlerin değirmenine su taşıyamayız, bu engelleme değil.
Ben, Sayın Canikli'yi de yadırgıyorum. Bu tartışmayı Komisyonda da yaptık, tutanakları inceleyin. Şunu söyledik: Lütfen, Soma'yı çıkartın, çalışma hayatına ilişkin düzenlemeleri çıkartın, vergiyle ilgili, kamu alacaklarıyla ilgili yeniden yapılandırmayı çıkartın ya da toplumun gerçekten ivedilikle beklediği düzenlemeleri çıkartın, bir an önce buradan geçsin. Biz de eksikleri tamamlayalım, katkılarımızı sunalım, Genel Kurulda yasalaşsın. Burada ayrıldığımız nokta yok. Ama, bu az önce saydığım yasalar... Bakın, şimdi, kusura bakmayın, sizin birtakım siyasi tasarruflarınızın yardımcısı olamayız.
Nur risaleleriyle ilgili bir yasa çıkartıyorsunuz. Şimdi, bu...
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Hani, nerede?
VAHAP SEÇER (Devamla) - Hayır, bu nereden çıktı yani çok mu ivediydi?
MÜSLİM SARI (İstanbul) - Biz de soruyoruz "Nereden çıktı?" diye.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Hangisi?
VAHAP SEÇER (Devamla) - Efendim, bu nereden çıktı? Yani, şimdi siz bunu tekelinize alacaksınız...
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Hangi madde?
VAHAP SEÇER (Devamla) - İşte efendim, burada.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Nerede? "Nur" yazıyor mu orada?
VAHAP SEÇER (Devamla) - Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda yapılan düzenleme; işte, burada. Bunun burada ivedilikle ne alakası var?
Şimdi, meraları... Bakın, dediler ki: "Soma'da hayırsever yurttaşlar konut yapacak." Yapsın.
RECAİ BERBER (Manisa) - Soma'da yer lazım.
VAHAP SEÇER (Devamla) - Orada hazine arazileri var orman dışına çıkartılmış, ilim ve fen bakımından artık orman olarak değerlendirilmeyen araziler var, oralara yapsın; getirdiniz, meraları da koydunuz. İtirazımız da... Az önce Sayın Çetin'in itiraz ettiği madde o, onu çıkarttık.
İZZET ÇETİN (Ankara) - 115, 115...
VAHAP SEÇER (Devamla) - Bakın, 115'inci madde var meralarla ilgili.
RECAİ BERBER (Manisa) - "Mera"yı çıkarttık ya oradan.
VAHAP SEÇER (Devamla) - Bakanlar Kurulu kararıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projelerine meraları alıyorsunuz. Şimdi, geçtiğimiz gün Komisyonda da söyledim: Meralardan ne istiyorsunuz? Türkiye'nin mera varlığı 10 milyon hektara kadar düştü, hayvancılık bitti.
Şimdi, bugün gazetede okudum, yine, Tarım Bakanlığı bayram öncesi kurbanlık hayvan ithal ediyor. Neden ithal ediyorsunuz? Çünkü, Türkiye hayvancılığını bitirdiniz, meraları yapılaşmaya açıyorsunuz, bunu da Bakanlar Kurulu kararıyla yapıyorsunuz.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bizim itirazımız buna. Yoksa "Efendim, toplumun beklediği maddeler varmış, siz bunları engelliyorsunuz. Biz burada memleket faydasına çalışıyoruz, yurttaşın faydasına çalışıyoruz. Soma'daki kazazedelerin yakınları, şehitlerin yakınları bu düzenlemeyi bekliyor da bunu Cumhuriyet Halk Partisi ya da diğer muhalefet partileri engelliyor." Bunlar yanlış değerlendirmeler.
Değerli arkadaşlarım, şimdi, bakın, 112'nci maddenin ve 115'inci maddenin, bunun yanında da İdari Yargılama Usulü Kanunu'yla ilgili düzenlemelerin bu tasarının içerisinden çıkarılması lazım. Bu çalışmaların daha fazla uzamasını istemiyorsak bunları bir an önce bunun içerisinden çıkaralım; diğer, bizlerin katkılarıyla çıkacak olan yasaları çıkaralım, toplumun istediği yasaları çıkaralım.
Şimdi, bu İdari Yargılama Usulü Kanunu çok önemli. Burada yapılan düzenlemelerde, Anayasa 125, Anayasa 138, bunlar görmezlikten geliniyor, baypas ediliyor.
Yine bir gazete haberi: Birçok bakanlıkta özellikle kamu üst düzey yöneticileri yer değişikliğine maruz kalmış. Şimdi, bu yasa böyle geçerse yani İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda değişiklik yaparsanız Türkiye'de yaklaşık olarak 317.911 -bu Bakanlıktan aldığımız rakam- memur arkadaşımızı istediğiniz yerden alacaksınız, istediğiniz yere göndereceksiniz, idari yargıya gidecek, artık yürütmeyi durdurma kararı alamayacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
VAHAP SEÇER (Devamla) - Eğer ki bu karara mahkemeden iptal kararı çıkarsa diyeceksiniz ki: "Eski çamlar bardak oldu. Önceden seni otuz gün içerisinde aynı kamu kurumuna, aynı görevine veriyordum ama şimdi iki yıl sonra verme hakkına sahibim." Artık, memur arkadaşım, kamu çalışanı arkadaşım derdini Marko Paşa'ya anlatacak(!)
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)