GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İNANÇLARIMIZA YAPILAN SALDIRILARA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:117
Tarih:16.07.2014

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; özellikle son yıllarda inançlarımıza ve bazı değerlerimize yapılan saldırılar konusunda gündem dışı söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde en çok dinî ve manevi değerlerimiz erozyona uğratılmıştır, saldırıya uğramıştır. On iki yıllık AKP döneminde değer yargıları çarpıtılmış, hırsızlık ve yolsuzluk yapanlar, rüşvet verenler "hayırsever iş adamı" ilan edilmiş, rüşvet "zekât" olarak adlandırılmıştır. Uyuşturucuya başlama yaşı 10'a, alkole başlama yaşı 11'e düşmüştür. İlköğretim okullarında alkol ve uyuşturucu madde kullanma ve bulundurma suç olmaktan çıkarılmıştır. Domuz eti üretimi ve satışı serbest bırakılmış ve bu çiftliklere Ziraat Bankasınca kredi sağlanmıştır. Tam 1.574 Kur'an kursu kapatılmıştır. Zina serbest bırakılmıştır. "Kabataş'ta başörtülü kızımıza saldırdılar." diyerek oy devşirmeye çalışan Tayyip Erdoğan, telefon açıp başörtülü gazeteciyi işten attırmıştır, AKP aleyhine çalışan başörtülü kızlara hakaret ederek onları hedef göstermiştir. Bazı AKP'li milletvekili, bakan yardımcısı ve yöneticilerin Tayyip Erdoğan'ı kutsayan söylemleri hâlâ hafızamızda iken son olarak İçişleri Bakanı Efkan Ala, Hazreti Muhammed'in Mekke'nin fethi sırasında gurura kapıldığını ve Allah tarafından uyarıldığını, kendilerinin ise gurura kapılmadığını söyleyebilmiştir. Dinî duygularımız oy için istismar edilirken, Kur'an-ı Kerim'le dalga geçen, adı rüşvete, yolsuzluğa karışan bir eski Bakan için bütün AKP'li yöneticiler, sözcüler sessiz kalmıştır. Sizlere soruyorum: İnançlarımıza, dinimize, Kur'an-ı Kerim'e ve değerlerimize yapılan hakaretler karşısında susanlara ne diyorduk?

İmar Kanunu'ndaki "cami" ibaresi "ibadet yeri" olarak değiştirildi, bir tek gayrimüslimin bulunmadığı yerlerde misyonerlik faaliyeti için pıtrak gibi kilise evler açılmasına imkân sağlandı. Yine, Erdoğan bundan Avrupa Parlamentosunda övgüyle bahsetti.

Türkiye'de akla gelebilecek en son şey camilerin kundaklanması ve yakılmasıdır değerli arkadaşlar ancak ne yazık ki ramazan ayında camiler kundaklanıp Kur'an-ı Kerimler yakılmaktadır.

2011 yılında İzmir Alaçatı'da camide Hristiyanlara ibadet yaptırıp bununla övünen Başbakan Erdoğan, soydaşlarımızın yaşadığı Rodos Adası'ndaki 27 cami kapatılıp bunlardan bir kısmı meyhane ve eğlence yeri hâline getirilirken ağzını dahi açmamıştır. Hicap etmeyecekleri bu fotoğrafları sizlere gösterebilirim.

Batı Trakya'da 13 Türk okulu kapatılırken Gökçeada'ya Rum okulu açılmış ve Niğde'de Rum kilisesi açılmıştır. Türkiye'deki kiliseler onarılıp ibadete açılırken, Yunanistan Kavala'daki İbrahim Paşa Camisi kiliseye çevrilmiştir.

Yine Erdoğan, cami imamının yalanlamasına rağmen "Gezi Parkı'nda camide içki içti." diyerek yalan söyleyip oy bezirgânlığı yapmıştır, ancak aynı Erdoğan, Hükûmet, 31 Aralık 2012 tarihinde Amerikan askerleri Adana'da İncirlik Üssü'ndeki camiye ayakkabılarıyla girip, içki içip, Kur'an-ı Kerim'i parçalamışken ve bu durum da tutanak altına alınıp Hükûmete bildirilmişken maalesef sessiz kalmıştır. Tabii, bunu ben söylemiyorum, bunu şimdiki Adalet Bakanınız Bekir Bozdağ söylüyor, hem de ıslak imzasıyla söylüyor. Bu ıslak imza, öyle Ergenekon, Balyoz davalarındaki ıslak imzaya da benzemiyor.

Değerli milletvekilleri, Türk milleti olarak, milletvekilleri olarak inanç dünyamıza yapılan bu saldırılara karşı yeniden bir uyanışa geçmeye, bu saldırıları yapanlara karşı sessiz kalmaktan mutlaka vazgeçmeye ve sahip çıkmaya davet ediyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)