| Konu: | MHP GRUBUNUN, KAHRAMANMARAŞ MİLLETVEKİLİ MESUT DEDEOĞLU VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN, TAŞERON İŞÇİLERİNİN SORUNLARININ ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA 5/11/2012 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN GENEL KURULUN 15 TEMMUZ 2014 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE ÖN GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 116 |
| Tarih: | 15.07.2014 |
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin taşeron işçilerin problemleri konusunda araştırma yapılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesiyle ilgili verdiği Meclis araştırma önergesi hakkında söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, dünyada ve ülkemizde çalışma hayatında hızlı teknolojik gelişim ve uzmanlık gerektiren işlerin çoğalması ve yaygınlaşması, artan uluslararası rekabet alt işverenlik uygulamalarının doğmasına yol açmıştır. Alt işverenlikle ilgili mevzuatımızda ilk yasal düzenleme 1936 yılında 3008 sayılı Yasa'yla yapılmıştır. Daha sonra, ülkemiz, kamu kesiminin işlerini alt işverene vermesine imkân tanıyan ve bunların şartlarını belirleyen Uluslararası Çalışma Örgütü'nün 94 sayılı Sözleşmesi'ni 14/12/1960 yılında 161 sayılı Yasa'yla onaylamıştır. Günümüzde ise taşeron sistemiyle alakalı düzenlemelere baktığımız zaman, kamu kesimi açısından hizmet alımı yoluyla kamu kurum ve kuruluşlarınca üçüncü kişilere verilebilecek işlerin kapsamına ilişkin temel çerçeveyi 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu oluşturmaktadır. Yani, sistemin kamuda nasıl çalışacağıyla ilgili temel çerçeveyi 4734 sayılı Kanun oluşturmuştur. Daha sonra, alt işveren ile asıl işveren arasındaki ilişkileri düzenleyen çeşitli yasal düzenlemeler de yapılmıştır.
Az önce değerli hatip de ifade etti, kamuda 660 bin civarında alt işveren işçisi çalışmaktadır, özelde de bu rakam 570 bin civarındadır; toplamları 1 milyon 200 bin civarını yakalamaktadır.
Değerli milletvekilleri, alt işverenlerin sorunlarının tarafların tamamının mutabakatıyla çözümü bu Parlamentodaki bütün milletvekillerinin temel arzusudur, iktidar olarak bizim de temennimiz ve bir dileğimizdir. Alt işverenlikte yaşanan sorunların araştırılması ve bununla alakalı çalışma yapılması maksadıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Başkanlığında Üçlü Danışma Kurulu oluşturulmuştur ve Parlamentoda grubu bulunan partilerin milletvekilleri buraya katılmıştır, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği temsilcileri buraya katılmıştır, işçi ve işveren konfederasyonlarının temsilcileri buraya katılmıştır. Bu taşeron sistemiyle alakalı meseleler bu toplantılarla tartışılmıştır, konuşulmuştur.
Bakınız, değerli milletvekilleri, alt işverenlikle alakalı, tabii, farklı sorunlar olabilir ama öne çıkan temel meselelerin başında; bir, kıdem tazminatı gelmektedir; iki, yıllık ücretli izin meselesi gelmektedir; bir de ücretlerin tam ve zamanında yatırılması meselesi gelmektedir. Sendikal hak yani taşeron işçilerin sendikaya üye olmalarıyla alakalı yasal bir engel bulunmamasına rağmen, sürenin, çalışma sürelerinin kısalığından dolayı toplu iş sözleşmelerinde sorunlar yaşandığı aşikârdır.
Biz gündemden sonra Genel Kurulun gündeminde bulunan torba kanunun görüşmelerine başlayacağız ve bu torba kanunda taşeron işçileriyle alakalı bazı düzenlemeler yaptık, sorunların çözümüyle alakalı bazı adımlar atıldı. Ben bunlardan size bahsetmek istiyorum ve bunların alt işveren işçilerine veya -halk arasında- taşeron işçilere neler getirdiklerini buradan sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bakınız, değerli milletvekilleri, mevcut düzenlemelerimizde, asıl işverenin, alt işverende çalışan taşeron işçisinin ücretinin ödenip ödenmediğiyle alakalı bazı alanlar hariç bir sorumluluğu bulunmamakta. Getirdiğimiz düzenlemeyle beraber, eğer yüce Meclis kabul ederse ve yasalaşırsa, artık özel-kamu ayrımı aranmaksızın, asıl işveren, alt işverende çalışan işçilerin ücretinin tam ve zamanında yatırıp yatırmadığından sorumlu tutulacaktır. Eğer taşeron işçi olarak çalışan bir işçinin maaşı, ücreti ödenmemişse bunun asıl işverence o işçinin banka hesabına yatırılması düzenlemeyle getirilmektedir.
Yine, değerli milletvekilleri, bir kurum düşünün, bu kurumda bir alt işveren işçisi çalışmakta ve bunun iki yıl, üç yıl çalıştığını düşünelim fakat her yıl çalıştığı taşeron firma değişmekte; yıllar itibarıyla bu değiştiği için, bu taşeron işçisinin yıllık izin hakkı maalesef zayi oluyordu, yıllık izin hakkı bulunmuyordu. Şimdi, eğer, bu işçi taşeron firma değişmesine rağmen o kurumda çalışmaya devam ediyorsa yıllık izin hakkı bundan sonra zayi olmayacak ve asıl işveren tarafından o işçinin yıllık izin hakkı kullandırılacaktır.
Yine, değerli milletvekilleri, bu getirdiğimiz düzenlemeyle kıdem tazminatlarından idarenin doğrudan sorumlu olması ve kıdem tazminatlarının işçilerin banka hesabına yatırılması düzenlenmiştir.
Bu teklifle getirilen bir başka düzenleme, değerli milletvekilleri, alt işverene verilebilecek olan yardımcı işlerle alakalı meseledir. Yani, hangi işler yardımcı iştir; bunun belirlenmesiyle alakalı bundan sonra şöyle bir usul izlenecektir: İşçi, işveren, memur konfederasyonlarının da görüşü alınmak suretiyle, Maliye Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulunun onayıyla bunun sağlanması amaçlanmaktadır, sağlanması öngörülmektedir.
Yine, değerli milletvekilleri, hizmet alımlarında idarenin ilgisine göre, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı veya Özelleştirme İdaresi Başkanlığından izin alınması esası getirilmiştir. İzin alınmadan ihaleye çıkan, işçileri sözleşme konusu işler dışında ve İş Kanunu'na aykırı çalıştıran kamu görevlisine bu zararın rücu edilmesi ve idari para cezası uygulaması getiriliyor.
Değerli milletvekilleri, burada, biliyorsunuz, süreklilik arz eden işlerin ihalesi yılda bir yapılıyordu, şimdi, artık bu üç yıla çıkarılıyor yani süreklilik arz eden işler üç yıllık dönemler itibarıyla yapılacak. Bu, az önce ifade ettiğim, kıdem tazminatı ve yıllık ücrette ciddi bir rahatlama getirecektir. Çünkü, bir yılını doldurduktan sonra orada çalışan alt işveren işçisi hem kıdem tazminatı hakkını kazanacaktır hem de yıllık ücretli izin hakkını kazanmış olacaktır. Zaten düzenlemeyle beraber, bunların kullandırılması ve takibi de işverene bir sorumluluk olarak verilmiştir.
Ben bir noktaya da değinmek istiyorum: Gerçekten, iş kazaları ülkemizde oluyor, olmakta; bu hepimizi derinden üzmekte, derinden yaralamaktadır. Geçtiğimiz yıllarda bununla alakalı bir adım atıldı ve iş sağlığı ve güvenliğiyle alakalı bir çalışma, bir yasal düzenleme getirildi. Ümit ediyorum, bu yeni düzenleme, uygulamalarıyla beraber bu iş kazalarını da minimize edecektir.
Değerli milletvekilleri, bakınız, ben burada bir şeyi de ifade etmek istiyorum: Alt işverende çalışan işçilerin veya asgari ücretle çalışan işçilerimizin hakikaten, ücretlerinin iyileştirilmesi... Ülkemizin ekonomisi çok daha iyi şartlara ulaşırsa bu noktalarda da iyileştirme olacaktır, iyileştirme olur diye ümit ediyorum. 2002 yılında asgari ücret 184 TL'ydi, bugün, yüzde 146'lık yani enflasyondan arındırılmış hâlde yüzde 146'lık bir artışla beraber 846 TL'ye net olarak bu ücret çıkmıştır, buradaki reel artış yüzde 146'dır. Bu, hem taşeron firmada asgari ücretle çalışanlara bir iyileştirmedir hem de taşeron haricinde çalışan, özel sektörde bulunan işçilerimizle alakalı bir düzenlemedir. Gönül arzu eder, bu çok daha yukarılara çıksın.
Bakın, değerli milletvekilleri, dikkatinizi çekmek istediğim bir diğer nokta şudur: 2001 yılında toplam personel giderlerinin bütçe içerisindeki payı, kamu personel giderlerinin payı yüzde 16'dır; bugün, 2014 bütçesinde bu rakam, bu oran yüzde 30'a çıkmıştır yani personel giderlerinin bütçe içerisindeki payı yaklaşık 2 kat artmıştır. Aynı dönemde, bu on iki yıllık dönemde Türkiye, bütçesini 4 kat artırmıştır. Bu, şunu göstermektedir: Artan kamu hizmetinin karşılanması ağırlıklı olarak kamu personeli eliyle yapılmaktadır. Hem bütçe 4 kat artıyor hem de kamu personel giderlerinin oranı 2 kat artmaktadır. O zaman, burada hakikaten, iktidarın, kamu hizmetinin verilmesinde kamu personeli aracılığıyla bir tercih izlediği aşikârdır. Doğru, şu an kamuda 500-600 bin civarında bir taşeron işçi mevcuttur ama eğer bu anlayış olmamış olsaydı belki bu rakamın 2 katına, 3 katına çıktığı bir tabloyla bugün Türkiye karşı karşıya kalmış olabilirdi.
Ben bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken AK PARTİ Grubu olarak önergenin aleyhinde oy kullanacağımızı ifade ediyor, Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)