| Konu: | MHP GRUBUNUN, KAHRAMANMARAŞ MİLLETVEKİLİ MESUT DEDEOĞLU VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN, TAŞERON İŞÇİLERİNİN SORUNLARININ ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA 5/11/2012 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN GENEL KURULUN 15 TEMMUZ 2014 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE ÖN GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 116 |
| Tarih: | 15.07.2014 |
MESUT DEDEOĞLU (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; taşeron işçilerin durumunun araştırılması ve gerekli önlemlerin alınması konusunda vermiş olduğumuz grup önerisi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına söz aldım. Bu vesileyle, yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde işsizlik oranları sürekli olarak artmaktadır. İşsizlikle birlikte İşsizlik Fonu'na müracaatlar da artmaktadır. Türkiye'de işsizlik sigortası kapsamında olanların sayısı prim kesintilerinin yapılmaya başlandığı 2000 yılında 5 milyon iken bu rakam şimdi 12 milyonu aşmıştır. Uygulama kapsamında, bugüne kadar 2,7 milyon kişiye 5 milyar 249 milyon TL ödeme yapılmıştır. İşsizlik Sigortası Fonu'nda bu zamana kadar 70 milyar TL'ye yakın para birikirken bunun yüzde 6'sının işsizlere ödendiği ifade edilmektedir. Ülkemizde işsiz sayısıyla birlikte fona müracaatlar da sürekli olarak artmaktadır. Bütün bu yaşananlara rağmen, görüldüğü gibi, İşsizlik Fonu'nun çok az bir bölümü işsiz vatandaşlarımız için kullanılmaktadır. İşsizlik Fonu'nda biriken paraların büyük bir kısmı Hükûmet tarafından başka yerlerde kullanılmaktadır. Uygulanan Hükûmet politikaları, ne yazık ki, ülkemizde sendikalı çalışma imkânlarını da yavaş yavaş ortadan kaldırmaya başlamıştır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin bir sorunu da iş kazalarıdır. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de iş kazaları ve meslek hastalıkları önüne geçilmesi gereken önemli bir sorundur. Ülkemizde her geçen gün biraz daha gelişen sanayileşmeye rağmen, iş sağlığı ve iş güvencesine ilişkin gerekli düzenleme ve yatırımlar yeterince yapılamamıştır; bu da ülkemizin ölümlü iş kazalarında Avrupa'da 1'inci -maalesef üzülerek söylüyorum- dünyada ise 2'nci sırada yer almasına neden olmuştur. Ülkemizde her 6 dakikada 1 iş kazası ve her 6 saatte bir 1 işçimizin hayatını kaybetmesiyle iş kazaları oluşmaktadır; bu durum kabullenilecek bir durum asla ve asla değildir, güvenliğin ne durumda olduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır. İş güvenliği "Önce güvenlik, önce tedbir!" Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yapılan tespitlere göre Türkiye'de her gün ortalama 172 kişi iş kazasına uğramaktadır. Yaşanan kazalarda ortalama 3 kişi de hayatını kaybetmektedir, ayrıca 5 işçi de sakat kalmaktadır.
Çalışma hayatının önemli sorunlarından bir diğeri de -en önemlisi- taşeron işçilerin sorunlarıdır. Yine, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre, Türkiye işçi cennetine dönüştürülmüştür ve bunlar da taşeron işçi olarak çalıştırılmaktadır.
Kamu hizmet maliyetini düşürmek amacıyla ilk olarak yerel yönetimlerde başlatılan taşeronlaşma, ülkemizde hemen hemen her alanda yaygın bir şekilde uygulanmaya başlanmıştır. Yerel yönetimlerden sonra taşeronlaşmanın yaygın olduğu yerlerin başında hastaneler, üniversiteler ve kamu kuruluşları gelmektedir. Bu kamu kurum ve kuruluşlarında temizlik, güvenlik ve büro hizmetleri taşeron personel tarafından hizmet alımı yoluyla verilmektedir. Güvenlik ve temizlik hizmetleriyle dar bir alanda yaşanan taşeronlaşmanın boyutları her geçen gün de artmaktadır. Artık hastanelerde doktor, hemşire, ebe, sağlık memuru hizmetleri; diğer kamu kurumlarında yemek ve ulaştırma hizmetleri hizmet alımı yoluyla sağlanmaktadır.
Sosyal haklardan mahrum, geleceği olmayan ve sendikasız çalışmaya mahkûm edilen taşeron işçiler, bu konuda Hükûmetten, özellikle de Türkiye Büyük Millet Meclisinden yeni yasalar beklemektedir. Bu son torba yasanın içerisinde taşeron hizmetleriyle ilgili, taşeron işçilerin çalışmalarıyla ilgili birtakım düzenlemeler yapılmış ama yeterli değildir; çalışan taşeron işçilerini memnun edecek, mutlu edecek, Türkiye'deki iş güvenliğini, iş sağlığını rahatlatacak kanunlar değildir.
Kamuda yaklaşık 586 bin, özel sektördeyse 419 bin kişi taşeron işçi olarak çalışmaktadır. Taşeron işçiliğin en yaygın olduğu sektörler 417 bin kişiyle temizlik ve 318 bin kişiyle de inşaat sektörüdür. Türkiye'de alt işverende çalışan işçi sayısı kamuda 586 bin ve özel sektörde de 419 bin olmak üzere toplam 1,5 milyona yükselmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hizmet alımının en yaygın olduğu kamu kurumları yüzde 36'yla belediyeler, yüzde 14'le KİT'ler ve yüzde 4'le yükseköğrenim kurumlarıdır. Türkiye'de bu rakamlara göre her 10 işçiden 1'i taşeron işçi olarak çalışmakta ve bu uygulama gün geçtikçe de artmaktadır. Hükûmet taşeronlaşmayı âdeta teşvik eder hâle getirmiştir.
Ülkemizde neredeyse hemen hemen her hizmette çalıştırılan taşeron işçiler büyük sıkıntı içerisinde görev yapmaktadırlar. Öncelikle, sendikasız bir şekilde çalıştırılan taşeron işçiler her zaman işten çıkarılma kaygısı yaşamaktadırlar. Bu işçilerin çalışma süreleri çok uzundur, kurumlarda çok az ücretle çok iş yapmaktadırlar. Senelik izin ve günlük izinler konusunda da büyük sıkıntılar yaşamaktadırlar. Kıdem ve ihbar tazminatıyla da ilgili problemler yaşamaktadırlar. Taşeron işçilerin çalışma süreleri de yıllık olarak yapılan ihalelere bağlıdır. Firmalar ihaleyi kaybettiğinde maalesef ki taşeron işçiler kapının önünde; yeni taşeron işçi isimleri yeni bir işe başlamakta, göreve gelmektedirler.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Çalışma Bakanlığına bağlı çalışan işçilerin taşeron işçilerle aralarında gerek aldıkları ücret gerekse çalışma şartlarıyla ilgili çok büyük farklar var. Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak temennimiz şudur ki taşeron işçilerimizin tamamı, hepsi devlet kadrosuna geçirilsin ve devletin koymuş olduğu kanunlar, yönetmeliklerle çalışma hayatlarını idame ettirsinler.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde artan taşeronlaşma çalışmalarıyla birlikte, açlık ve yoksulluk sınırının altında kalan ve geçim sıkıntısına düşen kişi sayısı da maalesef ki artmaktadır. Türkiye'de 4 kişilik bir ailenin tüketmesi zorunlu olan gıdalar için harcaması gereken tutar olan açlık sınırı 1.158 liradır, asgari şartlarda geçinebilmesi için harcaması gereken tutar yani yoksulluk sınırı ise 3.772 TL'dir. Taşeron işçilerin aldıkları sadece 850 TL. Bu işçiler aldıkları bu ücretlerle açlık sınırının altında mıdır, üstünde midir; yoksa, geçim derdinde, aldıkları ücret sadece ekmek parasına yetecek durumda mıdır? Açıklanan açlık ve yoksulluk rakamlarına göre, taşeron işçilerin büyük çoğunluğu açlık ve yoksulluk sınırlarının altında yaşamaya mahkûm edilmektedir.
Bu nedenlerle, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak, yüce Meclisimizin üzerine düşen görevi yerine getirerek taşeron işçilerin sorunlarının bir an önce çözüme kavuşturulması için bu konuda Mecliste bir araştırma komisyonu kurarak taşeron olarak çalışan işçilerin sorunlarını araştırmasının ve gerekli önlemleri almasının yerinde olacağını düşünmekteyiz.
Bu vesileyle, grup önerimizin kabulünü diler, yüce heyetinizi saygılarımla selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)