| Konu: | TERÖRÜN SONA ERDİRİLMESİ VE TOPLUMSAL BÜTÜNLEŞMENİN GÜÇLENDİRİLMESİNE DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 115 |
| Tarih: | 10.07.2014 |
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, gerek Sayın Yılmaz'ın gerek Sayın Doğru'nun, Sayın Işık'ın ve Sayın Özcan'ın, hepsinin, aslında, tabii, konuyla ilgili, tasarıyla ilgili soruları ve bu yasa tasarısının getirdikleri veya getirecekleriyle ilgili bazı sorular, aslında iddia içeriyor.
Şimdi, biz çözümü... Aslında bugüne kadar, Türkiye denediği başka hiçbir yöntemle çözüm elde edemediği için, bu sorunu çözemediği için biz milletle bir mutabakat yaparak bu meseleyi nasıl çözeriz, şu anda bunun uğraşı içerisindeyiz, yapılan aslında bu. Biz hepimiz şunu biliyoruz: 1920'lerden 1980'lere kadar aslında bir sorun var. Bu sorun dışarıdan pek görünmüyor belki ama için için büyüyor ve kanıyor, bunu herkes bilir, bölgede yaşayanlar da, bölgenin dışındakiler de, herkes bilir. 85'ten sonra bu sorun açık kanamalı bir hâle geldi ve o açık kanamalı hâlde devam ederken on binlerce insan hayatını kaybetti.
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - Sayın Bakan, sorulara cevap verin, sorulara, zamanınız bitti.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Bu sorunun en iyi cevabı bu.
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - Bırak şimdi, hikâye anlatıyorsun, masal anlatma.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Evet, hikâye değil, hikâye değil, izin verin.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Sayın Bakan "Bu ülkede böyle ayrımcılık yapılıyor." diye sen nerede okudun?
OKTAY VURAL (İzmir) - Bak, biliyorsunuz hikâye olduğunu, siz de biliyorsunuz.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Şimdi, hikâye değil bu, hikâye sizin sorunuz.
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - Sorulara cevap verin, sorulara.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Gerçekleri milletin...
OKTAY VURAL (İzmir) - Hikâye anlatıyorsun ya.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Ayıp, günah, yazık! Sen nerede okudun Sayın Bakan?
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - Gerçekleri saklamak için hikâye anlatıyorsunuz.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Bakın, bu...
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, rica ediyorum.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Sayın Başkan...
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - Sorulara cevap versin Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) - Efendim, sorular somut, cevaplar somut.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Bilmem kaç yıldır sorun varmış bu memlekette.
ALİM IŞIK (Kütahya) - Ayıp ya, Bakan oldun, daha ne istiyorsun ya.
BAŞKAN - Sayın Uzunırmak...
Sayın Bakan, buyurun.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Sayın Başkan, 1985'ten itibaren bu açık kanamalı yara bütün Türkiye'yi etkiledi ve soru sahibi milletvekillerimizin, mensubu bulunduğu siyasi parti dâhil olmak üzere iktidara gelen, hükûmet eden Türkiye'deki bütün partilerin denedikleri yöntemlerin hiçbirisi bu meseleyi olması gerektiği şekilde çözüme kavuşturmadı. Yani, ne bir barış tesis edilmesine ne Türkiye'nin bu sorundan kurtulmasına hiçbirisi katkı sağlamadı. Bu sorun giderek büyüdü.
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - Doğruyu söyleyin, doğruyu.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Biz bu sorunu tarihsel olarak milletimizin mutabakatıyla, milletimizin aslında çok uzun bir süredir beklediği şekilde, barış içerisinde çözme iradesini ortaya koyduk. Aslında bu girişim, bu teşebbüs bunun teşebbüsüdür, bunun adımıdır. Biz mutabakatı milletle yaptık; ne herhangi bir şahsın yaptığı beyanatla ne herhangi bir yerde sarf edilen bir sözle de yapmadık, mutabakat milletle. Milletin bizden beklediği bu meselenin çözümüdür, milletin bizden beklediği artık Türkiye'de gözyaşının akmamasıdır, milletin bizden beklediği artık Türkiye'de kanın akmamasıdır.
ALİM IŞIK (Kütahya) - Niye bu kanunu getiriyorsunuz, niye suçluları zırh altına almaya çalışıyorsunuz?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Bir arkadaşım şunu sordu, dedi ki: "Diyarbakır'daki annelerden çocuklarıyla ilgili kaç kişi başvurdu?" Bakın, 126'ya çıktı anne, 126'ya çıktı. Bunlar bir şey söylüyor, bunlar diyor ki: "Biz artık evlatlarımızın cenazesini görmek istemiyoruz."
ALİM IŞIK (Kütahya) - Evlatları yok, nerede olduğunu bilmiyor.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Bunların içeresinde daha önce çocuğunu dağda kaybedenler de var, bunların içerisinde yakınları cezaevlerinde olanlar da var.
Bu sorun bizim tek başına sorunumuz değil, bu sorun bütün milletin sorunudur. Sizlerin içerisinde de -muhalefet partisi, iktidar partisi- Türkiye'nin bütün vatandaşlarının, herkesin bir şekilde bir tanıdığı bu meseleden dolayı ya cezaevine girdi ya dağa gitti ya öldü ya öldürüldü ya yüreği yandı ya ocağı söndü.
Şimdi, ben size o soruyu soruyorum, bu sorunun cevabını bana vermek zorunda değilsiniz ama siz kendinize sorun, kendi çevrenize sorun ki bu sorudan canı yanan Türkiye'de ne kadar insan var...
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - Siz size sorulanlara cevap verin.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Bizim derdimiz bu sorunu çözmektir. Artık anneler ağlamasın, artık kimsenin canı yanmasın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)