GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TERÖRÜN SONA ERDİRİLMESİ VE TOPLUMSAL BÜTÜNLEŞMENİN GÜÇLENDİRİLMESİNE DAİR
Yasama Yılı:4
Birleşim:114
Tarih:09.07.2014

ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 629 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 4'üncü maddesi üzerinde vermiş olduğumuz değişiklik önergesi hakkında söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, 15 Şubat 1999 tarihinde yakalanan terör örgütü elebaşının 2000-2001 yıllarında yargılanması sonucunda 2002 yılında bitme noktasına gelmiş terör örgütü faaliyetleri, maalesef 2003 ve 2007 döneminde yani birinci AKP hükûmetleri döneminde yeniden canlanmış ve 2007 yılından sonra tekrar Türkiye'nin çok önemli gündem maddelerinden birisi hâline gelmeyi başarmıştır. 2009 yılında başlayan Oslo görüşmelerinin gizli görüşme kayıtları İnternet aracılığıyla kamuoyuyla paylaşılınca Hükûmet alelacele bir telaş içerisinde suçüstü yakalanmanın verdiği bir psikolojiyle yeni bir proje başlatmıştır. Bu projenin adı önce Kürt açılımıydı, sonra demokratik açılıma dönüştü, sonra Millî Birlik ve Kardeşlik Projesi adını aldı, daha sonra bunlar da çözüm getirmedi, en son adı çözüm süreci oldu.

Değerli milletvekilleri, bu dönemde ciddi olaylar ve ciddi gelişmeler yaşadı Türkiye. 2010 yılında Anayasa referandumunu yaptı, amacı bunlarla bağlantılıydı, o gün uyardık, bugün "eyvah" dedi Hükûmet ama iş işten geçti. 2011 seçimleri öncesinde yasa dışı kaset operasyonlarıyla bir siyasi parti linç edilmeye çalışıldı, arkasından Anayasa değişikliği talepleriyle bağlantılı olan bu olaylar maalesef bugüne kadar açıklanamadı. 2012 yılında yeniden çözüm süreci kapsamında Hükûmet tavizi verdikçe verdi, PKK azdıkça azdı, yol kesti, haraç topladı, mahkeme kurdu, yargıladı, insanları öldürdü ve bugün hâlâ Türkiye Cumhuriyeti devletine kafa tutmaya devam ediyor.

Bugün, bazı medya organlarında yayınlanan haberlere baktığımızda düşmana karşı güçlü olduğunu ifade ediyor terör örgütü üyesi. Lice'nin Yolçatı köyünde halk konferansı veren Çiya kod adlı Koçali Bala adlı teröristin kan donduran açıklamalarından bir bölüm yazmış gazetenin birisi. Terörist diyor ki: "Adalet, eğitim ve yönetim alanlarında kendi kurumlarımızı kuracağız. Özerkliğimiz de kabul edilecek, bunlara izin vermeyen devlete karşı savaşacağız. Elde edilen tavizlerle düşmana -yani Türkiye'ye- karşı daha güçlüyüz. Barajlar Kürdistan topraklarının bölünüp parçalanması anlamına geldiği için buna izin vermeyeceğiz. Süreç lehimize işliyor, her zamankinden daha güçlü konumdayız. Bu güçle Kürdistan'ı kuracağız. Bu konuda imkâna ve kabiliyete sahibiz. PKK ve KCK'nın Türkiye yürütmesi içerisinde yer alan elemanlarını Kandil'e çağırıp istişarelerde bulunacağız."

Değerli milletvekilleri, bunlar, AKP'nin PKK önünde diz çöktüğünün bir tescilidir. Bunlar bugün konuşuluyorsa, işte AKP'nin ve Hükûmetin PKK'ya verdiği tavizlerin sonucunda konuşuluyor. Şimdi bu 4'üncü maddede aynen "Bu Kanun kapsamında verilen görevleri yerine getiren kişilerin hukuki, idari veya cezai sorumluluğu doğmaz." deniyor.

Değerli milletvekilleri, bu kanun çıkmadan azan PKK teröristleri bu kanun çıktıktan sonra size eyvallah mı eder? Siz zannediyor musunuz ki silah bırakılacak da barış sağlanacak? Adam düşman olarak ilan etmiş sizi, Türkiye'yi düşman görüyor, siz yalvarıyorsunuz, yalvardıkça yalvarıyorsunuz ama elin oğlu sizin ensenize silahı dayadı, diz çöktürdükçe çöktürüyor. Lütfen, bu tehlikeli yasadan, tehlikeli oyundan vazgeçin. Barıştan falan bahsederek Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Türkiye'yi güllük gülistanlık göstermeye kalkmayın.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİM IŞIK (Devamla) - Anayasa'ya karşı suç işliyorsunuz çünkü Anayasa'nın 137'nci maddesi "Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz." diyor. Bu kanunu çıkarsanız da bu suçu işleyenler yargılanacaktır. Önergemiz bu amaçla verilmiştir.

Tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)