GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İZMİR EXPO ALANI HAKKINDA KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:115
Tarih:05.06.2012

AK PARTİ GRUBU ADINA İLKNUR DENİZLİ (İzmir) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 262 sıra sayılı İzmir EXPO 2020 Alanı Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde AK PARTİ Grubu adına konuşmak üzere söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.

Güçlü iktidarlar, güçlü parlamentolar sadece bugünü konuşmazlar değerli milletvekilleri, yarını tartışırlar, daha da ötesini planlarlar, geleceği öngörürler. Güçlü bir siyaset bir öngörme, ileriyi görme sanatıdır. Bunun için de, bugünün temel sorunlarının çözümü yolunda ilerlemiş, çözüm için yol haritanızı çıkarmış olmanız gerekir. Biz, bugünü müzakere ederken gelecek için de var gücümüzle çalışıyoruz. Halktan aldığımız emanetin hakkını vermek üzere, gece gündüz mücadele ediyoruz.

Ülke gündemine baktığımızda, 2020 yılı şimdiden iki sebeple çokça konuşulmaya başlandı çünkü iki büyük organizasyondan birini ülkemize getirecek olmanın güveni, heyecanı ve inancı içindeyiz. 2020 Olimpiyat Oyunları'na adayız. Aday olduğumuz bir diğer uluslararası organizasyonsa 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası. Sevindirici olan, ikisini de yapacak güce sahip olmamızdır, ikisini de isteyecek kadar ekonomik büyüklüğe, altyapı desteğine, uluslararası itibara sahip olmamızdır. Sadece son bir yılda onlarca uluslararası organizasyonu alnımızın akıyla gerçekleştirdik. Dünya Kadınlar Tenis Şampiyonası, Dünya Salon Atletizm Şampiyonası, Dünya Güreş Şampiyonası, Dünya Bayanlar Voleybol Şampiyonası, Dünya Satranç Şampiyonası, Avrupa Gençlik Oyunları bunlardan sadece birkaçı. Geldiğimiz bu aşama ülkedeki istikrarın sonucudur. Ülkemiz yıllardır istikrar içinde büyüyerek, kalkınarak, yatırımlar yaparak bugünlere geldi, dünyanın sayılı ülkelerinden biri oldu ve tabii ki uluslararası alanda söz sahibi oldu, öz güven kazandı ama bugünlerde onlara baktığımızda, sessiz sedasız ilerleyen bir başka süreç var, derinden giden, sağlam adımlarla ilerleyen bir başka süreç. EXPO 2020'ye talibiz ve biz bu yolda çok mesafe kat ettik. Biz Hükûmet olarak bütün dikkatimizle süreci takip ediyoruz, her aşamada üzerimize düşenleri titizlikle yerine getiriyoruz.

EXPO, Dünya Kupası ve olimpiyatlardan sonra dünyanın üçüncü büyük organizasyonu olarak kabul ediliyor. Katılımcıları arasında devletler, uluslararası kuruluşlar, sivil toplum örgütleri, şirketler yer alıyor. Peki, nedir EXPO? EXPO'lar aslında bir tür olimpiyat değerli arkadaşlar, dünyanın kültür, tarih ve eğitim olimpiyatları. Dünyayı daha yaşanır bir yer kılmak üzere ülkeler bilgi birikimlerini, fikirlerini, kültürlerini ve gelecek için hazırladıkları projeleri sergiliyorlar EXPO'larda. İnsanlığın sosyal, kültürel gelişmesini bu fuarlardan izleyebiliyorsunuz. Altı ay süreyle açık kalan EXPO'lar, dünyanın dört bir yanından on milyonlarca ziyaretçiye ev sahipliği yaptırıyor size. EXPO'lar, gerçekleştirildikleri kentleri dünyaya tanıtıyorlar, itibar kazandırıyorlar. Yüz elli altı yıldır yapılan EXPO'lar, düzenlendikleri kentleri birer marka hâline getirmiş ve insanlarının yaşam düzeyini yükseltmiştir. EXPO'lar, kimi ülkeler için fırsat olarak doğmuş ve doğru değerlendirilerek kalıcı eserler oluşturulmuştur.

Sanayi devriminin başladığı yıllara kadar giden köklü bir geçmişi vardır EXPO'ların. Temelleri 1851'de Londra Crystal Palace'ta düzenlenen sergiyle atılmıştır. Crystal Palace adıyla anılan kompleks de EXPO'nun Londra'ya bir armağanı olmuştur. Paris'in sembolü Eiffel Kulesi, 1889 yılında düzenlenen Paris EXPO'su için inşa edilmiştir, yüz yılı aşkın süredir de turist çekmeye ve Fransa'ya gelir kazandırmaya devam etmektedir. Yine, Brüksel'deki Atomium da EXPO sayesinde yapılmıştır. 1998 EXPO'su için hizmete açılan Lizbon'daki Vasco da Gama Köprüsü, bu yapılara bir başka örnektir. Sevilla da ise EXPO kapandıktan sonra EXPO alanı teknoparka dönüştürülmüş. Şimdi bu alanda 1,7 milyar dolarlık artı değer elde ediliyor ve 20 bin kişiye iş imkânı sağlanıyor. Bunun gibi daha pek çok örneği de sayabiliriz. Daha doğrusu, yüz elli yılda düzenlenen 63 EXPO fuarının her biri için ortaya koyduğu parıltılı etkilerden söz edebiliriz.

Üretim biçimlerindeki gelişmeler sermaye birikimini artırırken ekonomik ve sosyal yaşamda da köklü değişikliklere yol açmaktadır. Bugün insanların kullandığı hesap makinesi, televizyon gibi teknolojik buluşların çok büyük bir bölümü EXPO'larla insanlığın yaygın kullanımına sunulmuştur.

Ülkeler arasındaki ticaret çok büyük bir hızla artmış, üretim fazlasına sahip olan ülkeler bu fazlayı satmanın, pazarlamanın yollarını aramışlardır. İşte bu ihtiyaç büyük çaplı ticaret fuarlarının da doğmasına neden olmuştur. Aynı fuarlar sanayi devrimiyle büyük değişim geçiren teknoloji ve üretim biçimindeki yeniliklerin de buluşma noktasını oluşturmuştur.

Biz ülke olarak BIE'ye yani Uluslararası Sergiler Bürosuna üye olmadığımız için Türkiye bugüne kadar bir EXPO düzenleyemedi. Ülkemiz ancak 2004 yılında AK PARTİ İktidarıyla BIE üyeliğine kabul edildi. Böylece EXPO için ev sahipliği yapmanın yolu da açılmış oldu.

Evet, 2015 EXPO'su Milano'da yapılacak. Türkiye'nin ve İzmir'in hedefi, EXPO'yu düzenleyen 57'nci ülke ve kent olmaktır. Hedefimiz, 2020'de EXPO'yu ülkemize ve İzmir'e kazandırmaktır. Bu süreçte dört rakibimiz var, dört güçlü rakibimiz var; Brezilya'dan Sao Paulo, Rusya'dan Ekatarinburg; Birleşik Arap Emirlikleri, Dubai; Tayland, Ayutthaya. Rakiplerimiz arasından sıyrılıp hedefe ulaşmak için hep beraber el ele vererek, güç birliği yaparak çalışmamız gerekiyor.

EXPO'lar olimpiyatlar ve dünya kupalarıyla karşılaştırıldığında, üzerine kurulduğu alanın boyutları ve yapılan yatırımın hacmi ve ziyaretçi sayısı açısından da çok daha görkemli organizasyonlardır; dünyanın en büyük sosyal ve ekonomik etkinliği olarak kabul edilir.

İzmir daha önceki adaylığı nedeniyle yeterli tecrübe, bilgi birikimi ve deneyime, teknik donanıma, uzmanlaşmış personele, yeterli altyapı imkânlarına sahiptir. İzmir, uzun yılların hayalini gerçeğe dönüştürecek, gelecek nesillere daha yaşanır bir kent bırakmamızı sağlayacak bu organizasyonu en iyi şekilde yapacak güce de sahiptir. Şimdi el birliğiyle bu gücü kullanmanın ve dünyaya göstermenin tam zamanıdır.

Kuruluşu milattan önce 6.500 yıllarına kadar uzanan İzmir, Türkiye'nin batısında büyük Anadolu konağının güzel, anlamlı penceresidir. Yüzyıllardır onu gören herkesi kendisine hayran bırakmıştır. Herodot'un anlatımıyla İzmir, en güzel iklim, en mavi gökyüzünün şehridir. Victor Hugo'nun prensesidir İzmir. Bir liman şehri olması sebebiyle çağlar boyunca bölgesinin önemli ticaret merkezlerinden biri olmuştur. Aynı zamanda farklı kültürlerle temas kurmuş olması İzmir'e zenginlik katmıştır.

İzmir, fuarlara, uluslararası organizasyonlara alışkın bir kenttir. Türkiye'nin ilk genel ticaret fuarı olan İzmir Enternasyonal Fuarı seksen yıllık bir fuarcılık deneyimi kazandırmıştır İzmir'e. Dünyanın önde gelen ihtisas fuarlarından, İzmir'le özdeşleşen ve bugün itibariyle yurt dışında marka hâline gelen mermer fuarıyla birlikte İzmir, yılda yaklaşık kırk civarında, fuarı gerçekleştirmektedir.

İzmir, büyük organizasyonlarla ilgili ilk büyük sınavını 1971'de Akdeniz Oyunlarıyla vermiştir. Universiade 2005 organizasyonu büyük bir başarıyla gerçekleştirilmiş ve üniversite oyunlarının en başarılısı seçilmiştir.

İzmir bir tarih ve arkeoloji kentidir. Kent içi ve çevresi tarihî ve arkeolojik zenginliklerle donatılmıştır. Efes, Bergama, Agora, Meryem Ana Evi, İzmir'in sekiz bin beş yüz yıllık tarihinin en iyi bilinen örnekleridir.

Değerli milletvekilleri, İzmir, barışın ve hoşgörünün kentidir. İzmir, tarihten  bugüne üstlendiği bu misyonu EXPO 2020 ile pekiştirecektir. İzmir, bir kültür ve sanat kentidir. Binlerce yıllık geleneğiyle farklı kültürlerin ve sanat dallarının merkezi olmuş, birçok uluslararası kültür, sanat etkinliğine ev sahipliği yapmıştır. Estetiğin yaratıcılıkla buluştuğu bir coğrafyadır İzmir. Bu özellikleri dolayısıyla bir dünya fuarı yapmak için ideal bir kenttir. Ekonomik gelişmişliğin doğuya doğru akmaya başladığı dikkate alındığında da zamanın ihtiyacına cevap veren bir kent olarak çıkmaktadır karşımıza.

2020 EXPO için seçtiğimiz temadan da bahsetmek istiyorum: Ulusların en önemli hedeflerinden biri toplumlarının sağlık seviyesini yükseltmektir. Kuşkusuz sağlık, evrensel ve herkesi ilgilendiren bir konudur. Bu sebeple, İzmir EXPO 2020 adaylığı için "Daha iyi bir dünya için yeni yollar, herkes için sağlık." temasını seçmiştir. EXPO 2020 İzmir teması yalnızca bireyin vücut ve ruh sağlığıyla sınırlı değildir. Burada sağlık kavramı toplum ve çevre sağlığını da içerecek biçimde en geniş anlamıyla kullanılmaktadır. 100'den fazla ülkeden beklenen 10 milyonlarca ziyaretçi sayesinde EXPO 2020 yeni teknolojiler dâhil olmak üzere her yönüyle daha sağlıklı bir yaşam için ideal bir platform oluşturacaktır. Bu sayede yenilikçi teknolojiler hakkında bilgi edinmek, ortaklıklar oluşturmak ve tüm paydaşlarla evrensel anlamda bir bilgi paylaşımına girmek EXPO 2020 İzmir'de mümkün olacaktır.

Bu kanunla 240 hektarlık EXPO 2020 alanı dünyanın en gelişmiş sağlık turizm bölgesini de oluşturacaktır. EXPO 2020 tamamlandıktan sonra da bu alan İzmir için de, Türkiye için de artı değer üretmeye devam edecektir. 2020'de dünyanın ihtiyaç duyduğu mesaj İzmir'den yükselecektir: Daha iyi bir dünya için yeni yollar, herkes için sağlık.

Şimdi, değerli arkadaşlarımızın -tabii Sayın Hasip Kaplan burada değil ama- birkaç konuyla ilgili yaptığı değerlendirmeleri de düzeltmek istiyorum. Bir kere, İzmir'de 7 değil 9 üniversite var. Onu, bir kere, bu yanlışlığı düzeltmek açısından ifade etmek istiyorum. Bir başka boyutu da: Bir yıldır Meclisteyim, ilk defa Sayın Kaplan'ın Kürt meselesi konuşmadan bir konuyu tamamladığına şahit oldum. Bunun için de kendisini tebrik ediyorum. İzmir'in de Türkiye'nin bir kenti olduğunu hatırlattıkları için kendisine teşekkür ediyorum. İlk defa böyle bir tanımlamayla karşı karşıya kaldık çünkü genelde konuşmalarımız ya Kürt meselesi ya da güneydoğudaki, doğudaki kentlerin adını anarak geçiyordu.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Her gün insanlar ölüyor.

İLKNUR DENİZLİ (Devamla) - Burada İzmir'i telaffuz etmesinden dolayı da kendisine teşekkür ediyorum, bunu bildirmek istiyorum.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Her gün insanların ölmesi bir şey ifade etmiyor mu?

İLKNUR DENİZLİ (Devamla) - Şimdi, Antalya EXPO'suyla ilgili bir değerlendirme yapıldı. Onu da hemen dilerseniz düzeltelim. EXPO'yla ilgili, Antalya'yla ilgili düzenleme şu anda Bakanlar Kurulumuzda, önümüzdeki günlerde Genel Kurulumuza gelecek. Antalya EXPO'suyla ilgili düzenlemeleri de İzmir EXPO'suyla ilgili yaptığımız düzenlemeler gibi tamamlamış olacağız.

Bu arada, şimdi "İzmir, verdiğini alabiliyor mu?" diyerek Çok Değerli Vekilimizin bir değerlendirmesi oldu "Dört veriyor İzmir, bir alıyor." diye. Bunu bugün bir siyasetçi olarak söylemiyorum, bundan önce de bir sivil toplum örgütü başkanıydım, iş dünyasının bir sivil toplum örgütü başkanıydım ve o zaman da hep aynı değerlendirmeyi yaptım, bugün de aynısı tekrarlıyorum: Bir kentin ürettiğinin tamamını alması diye bir şey söz konusu değildir. Burada şunu yapmamız gerekiyor o zaman: Hakkâri hiç üretmiyorsa, Artvin çok az üretiyorsa oraya baraj yapmayacaksınız, oraya yol götürmeyeceksiniz yani Kocaeli üretiyorsa sadece Kocaeli'ye, İzmir üretiyorsa sadece İzmir'e harcayacaksınız. Böyle bir mantığın söz konusu olması mümkün değildir.

Evet, bir konuya bu arada değinmek istiyorum.

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) - İstanbul'a hâlâ fabrika yapıyorsunuz. İstanbul'un nüfusunu 35 milyona çıkarıyorsunuz.

İLKNUR DENİZLİ (Devamla) - Tabii ki yapacağız ama İstanbul'a da İstanbul'un verdiği kadarını yatırım olarak göndermiyoruz, Kocaeli'ye de yapmıyoruz.

Sonuç itibarıyla, gelişmişlik artık çok değişmiş bir kavramdır. Gelişmişliğin ölçüsü sizin, Mardin'in bir ilçesiyle İstanbul'un bir ilçesi arasında 123 katlık bir gelişmişlik farkınız olursa siz o ülkeye gelişmiş bir ülke diyemezsiniz. Bu temel sebeple de AK PARTİ İktidarı son on yılda çok ciddi bir düşünceyle, çok ciddi bir aşama kaydederek bu farklılıkları minimize etmek üzere, ihtiyacı olan bölgelere yatırım yapma konusunda çok ciddi bir hassasiyet göstermiştir ve bununla ilgili olarak da çok ciddi yatırımlar yapmıştır. Önümüzdeki süreçte de bunu yapmaya devam edecektir.

İzmir'le ilgili yatırımlara gelince, önümüzdeki süreçte şunu göreceğiz ki son on yılın, önümüzdeki on yılın parlayan yıldızı İzmir olacaktır. Hem Hükûmetin, kamunun yaptığı yatırımlarla hem oradaki sivil toplum dinamiklerinin geliştirdiği enerjiyle İzmir çok büyük bir dönüşüm sağlayacaktır. Önümüzdeki süreçte İzmir Akdeniz'in gerçekten yıldızı olacaktır.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Denizli.