GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ARAŞTIRMA ALTYAPILARININ DESTEKLENMESİNE DAİR
Yasama Yılı:4
Birleşim:112
Tarih:03.07.2014

ZÜHAL TOPCU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun Tasarısı üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii bu gibi çalışmalarda başarıyı elde edebilmek için öncelikle zihinsel dönüşümlerin gerçekleştirilmesi gerekiyor ama baktığımızda bu zihinsel dönüşümlerin ne kadar gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği de gerçekten tartışılabilir diye düşünmekteyiz. Çünkü baktığımızda, şu anda elimizde bulunan bu araştırma merkezlerinin veya üniversitelerin ne kadar kullanılıp kullanılmadığı, hangi performansı gösterdikleri ve girdi-çıktı analizlerinin nasıl yapıldığı elimizde şu anda. Şimdi bakıldığında, şu andaki verilerde bu elimizde bulunan kapasitenin ve yıllardır bu kuruluşlara yapılan harcamaların nasıl sonuç vermediğinin göstergelerinin hepsi elimizde bulunmaktadır ve on iki yıldaki uygulamalara, politikalara baktığımızda da bu altyapıyla beraber insan unsurunun da nasıl telef edildiğine hepimiz günbegün şahit olmaktayız. Bu planlamalardan önce, acaba, elimizde 200'e yakın üniversite var, bunlara yapılan harcamalar var; girdi-çıktı analizlerinin sonuçları ne, bunlar bize nasıl bir tablo, nasıl bir resim sunmaktadır; buradaki personel nasıl istihdam edilmektedir ve buralarda hangi projeler nasıl geçmektedir, bazıları neden geçememektedir; bunların düşünülmesi lazım. Şu anda gerçekten hastalıklı bir yapı var ve bu yapının üzerine -bu hastalık teşhis edilmeden tekrar bu hastalığın üzerine- farklı, analiz edilmeden bir binanın tekrar inşa edilmesi düşüncesi var burada.

Acaba üniversitelerin yenilik üretme kapasiteleri nedir? Üniversiteler hangi sıralamada, dünya sıralamasında nerede bulunmaktadır, önce bunlara bir bakmak lazım.

Elimizdeki kapasiteleri nasıl daha iyi değerlendirebiliriz, insan unsurunu nasıl çalıştırabiliriz? Şu anda, özellikle üniversitelerden özel sektöre veya diğer kurumlara personel kaçışı bulunmaktadır çünkü üniversitelerin çalışma ortamına baktığımızda, çalışma kültürüne baktığımızda gerçekten içler acısı hâli bizleri üzmektedir. İstihdam edilen personel acaba hangi kriterlere göre alınmaktadır, özellikle darbe kurumu olarak yıllardır üniversitelerin tepesinde bulunan YÖK bu kriterleri nasıl değiştirmiştir, nasıl bir baskı uygulamaktadır, bunların da incelenmesi lazım. Bu kadrolara alınan insanlar hangi liyakatle, hangi niteliklere sahip olmakla alınmaktadır? Çünkü, bu insanlar, özellikle yenileşme çalışmaları veya bir şeyi üretme kapasitesi üzerine kurulmaktadır.

Buradan hareketle, şimdi, üniversitede çalışan personelin maaşlarına baktığımızda, özellikle bunlara yeniliğe ve üretmeye endeksli bireyler olarak, araştırmaya endeksli bireyler olarak baktığımızda, bir araştırma görevlisinin 2.251 lira, yardımcı doçentin 2.693 lira, doçentin 3.544 lira, profesörün de 5.040 lira aldığı artık rakamlarla karşımızda. Ve son yapılan açlık ve yoksulluk sınırı çalışmalarına baktığımızda da açlık sınırının 1.167 TL olduğunu, yoksulluk sınırının da 3.772 TL olduğunu artık rakamlar bize gösteriyor. Bu durumda, araştırma görevlisi, yardımcı doçent ve doçentin yoksulluk sınırında olduğunu görmekteyiz. Acaba, bütün bu gerçeklere rağmen hangi düşünceyle bu yeni yapılanmaya gidilmektedir? Öncelikle, elimizde bulunan değerleri, bu mücevheri en iyi şekilde değerlendirip ondan sonra çözüm yolu üretmenin çok daha faydalı olacağı düşüncesindeyiz. Bunun için, özellikle üniversitelerin ve araştırma merkezlerinin yeniden organize edilmesi, yeni bir organizasyona tabi tutulması ve bundan sonra ihtiyaca binaen yeni çalışmaların yapılması gerekmektedir.

Teşekkür ediyoruz. (MHP sıralarından alkışlar)