GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HABERLEŞME ÖZGÜRLÜĞÜNE VE ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNE YÖNELİK İHLALLERİN TESPİTİ VE ÖNLENMESİNE İLİŞKİN TEDBİRLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA BİR MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGELERİN GÖRÜŞMESİ NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:109
Tarih:26.06.2014

(10/74, 471, 472, 473, 474, 475) ESAS NUMARALI MECLİS ARAŞTIRMASI KOMİSYONU BAŞKANI YUSUF BAŞER (Yozgat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Haberleşme Özgürlüğüne ve Özel Hayatın Gizliliğine Yönelik İhlallerin Tespiti ve Önlenmesine İlişkin Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu üzerinde Komisyon adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Haberleşme özgürlüğü, özel hayatın gizliliği ve korunması hakkı, Anayasa'mızın 20, 21, 22'nci maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nde ve Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme'de güvence altına alınan, kişiye sıkı sıkıya bağlı, dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez temel insani haklardan birisidir.

Temel hak ve özgürlüklerden olan haberleşme özgürlüğü ve özel hayatın gizliliğine Anayasa'mızın 13'üncü ve 22'nci maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8'inci maddesi uyarınca, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması nedenlerinden biri veya birkaçına bağlı olarak ve ancak kanunla ve demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkelerine uyulmak şartıyla müdahalesi söz konusu olabilmektedir.

Haberleşme özgürlüğü ve özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi sorununun çözümü amacıyla alınması gerekli yasal, idari ve diğer önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Mecliste grubu bulunan siyasi partilerin vermiş olduğu altı önerge Genel Kurulun 22 Ocak 2013 tarihli oturumunda birleştirilerek görüşülmüş, haberleşme özgürlüğüne ve özel hayatın gizliliğine yönelik ihlallerin tespiti ve önlenmesine ilişkin tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırma komisyonu kurulmuştur. Komisyonumuz 12 Şubat 2013 tarihinde çalışmalarına başlamış, dört ay süreyle çalışmalarını gerçekleştirmiş ve 12 Haziran 2013 tarihinde raporunu Türkiye Büyük Millet Meclisine sunmuştur. Komisyonumuz dört aylık çalışma süresi içerisinde, çalışmaların etkin ve verimli olması amacıyla hukuk ve teknik alt komisyon kurmuş; 13 komisyon toplantısı, 8 hukuk alt komisyon toplantısı, 4 teknik alt komisyon toplantısı olmak üzere toplam 25 toplantı yapmıştır. Komisyon olarak yerinde incelemelerde bulunmak amacıyla 10 çalışma ziyaretinde bulunulmuştur.

Komisyonumuz dört aylık çalışma süresi içerisinde konuyla ilgili tüm paydaşların görüşlerini almış, Adalet Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Millî İstihbarat Teşkilatı, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, Türkiye Barolar Birliği, Gazi ve Bilkent Üniversiteleriyle TÜBİTAK kurumlarından konuyla ilgili ayrıntılı bilgiler almıştır. TÜRKSAT, TÜRK TELEKOM, Avea, Turkcell, Vodafone gibi şirketlerin sunumlarını dinlemiş ve bu kurum ve şirketlerin merkezlerinde inceleme ve araştırmalarda bulunmuştur.

Yasa dışı dinlemelerde kullanılan ve kamuoyunda "böcek" diye tabir edilen cihazların yurt dışından ithaline dair uygulamalara ve alınması gereken önlemlere ilişkin Ekonomi Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığından bilgiler alınmıştır. Yürütülen çalışmalar sırasında, kişilerin arasındaki haberleşme içeriklerinin hukuka aykırı bir biçimde tespit edilmesi, dinlenmesi, kayda alınması, kişilerin gizli yaşam alanlarına girerek veya başka suretle başkaları tarafından görülmesi mümkün olmayan özel yaşam olayının görüntülü veya sesli olarak saptanması ve kaydedilmesi, kimi zaman bunların medya ortamlarında yayınlanması gibi suç teşkil eden faaliyetlerin nasıl ve hangi araçlar kullanılarak yapıldığının, araçların nasıl temin edildiğinin; bu araçların imali, ithali ve bulundurulması konusunda yasal bir kısıtlama bulunup bulunmadığının ve yaşanan sorunların çözümü amacıyla alınması gerekli yasal, idari, istihbari ve diğer önlemlerin neler olabileceğinin tespiti amaçlanmıştır.

Komisyonumuz haberleşme özgürlüğüne ve özel hayatın gizliliğine yönelik ihlallerin son derece önemli bir sorun olduğu bilinciyle çalışmıştır. Haberleşme özgürlüğü ve özel hayatın gizliliğinin en temel kişisel haklar olduğunu ve bu haklara yönelik ihlallerin kesin olarak önlenmesi gerektiği çalışmalarımızın her aşamasında özellikle vurgulanmıştır.

Komisyonun yapmış olduğu çalışmalarda, kamuoyunda meydana gelen "Dinleniyor muyuz?" endişelerinin hem mevzuatımızda var olan bazı eksikliklerden hem de uygulamada ortaya çıkan sorunlardan kaynaklandığı sonucuna varılmıştır. Bilinmelidir ki hukuk devleti olmanın başlıca yolu temel hak ve hürriyetleri güvence altına alabilmekten geçmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Komisyon çalışmaları sonucunda hukuki ve teknik öneriler olmak üzere iki ayrı başlık altında sıralanan somut öneriler ortaya konulmuştur. Hukuk komisyonu olarak 28, teknik olarak da 24 ayrı teklif ve önerilerimizi sunmuş bulunuyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz önce konuşmacı arkadaşlardan birisi bu Komisyon Raporu'nun çöpe atılması gerektiği hususunda bir görüşte bulundu. Ben de Komisyon Raporu'muzun 273'üncü sayfasında yine muhalefet milletvekillerinin ve o sözü söyleyen milletvekillerinin raporla ilgili görüşlerinden bir iki satır okumak istiyorum: "Komisyon Raporu'nda 28 hukuksal düzenleme önerisi bulunmaktadır. Bunların büyük bölümü Komisyonumuzun kuruluş aşamasından itibaren üzerinde fikir birliği oluşan, dünyanın başka ülkelerinde de örnekleri bilinen önerilerdir. Bu düzenlemelerin tümü özgürlükleri geliştiren ve hakları sağlam güvencelere kavuşturan bir anlayışla yapıldığı takdirde yanındayız, aksi takdirde karşısındayız." diyor ve bu hususu aziz milletimizin ve saygıdeğer milletvekillerinin görüşlerine, takdirlerine sunuyorum değerli milletvekilleri.

Evet, önerilerimizin bazılarını benden önce konuşma yapan değerli milletvekili arkadaşlarım söyledi, tekrara kaçmamak kaydı şartıyla onların söylememiş olduğu hususlarda görüşlerimi serdetmek istiyorum.

"Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 134 ile 140'ıncı maddeleri arasında düzenlenen ceza usul hukukuyla ilgili tüm işlemlere dair kararların ihdas olunacak özel yetkili hâkimliklerce verilmesi ve izlenmesi için yasal düzenlemeye ihtiyaç bulunmaktadır.

Kamuoyunda mevcut yasa dışı dinlemeyle ilgili kaygı ve korkunun yoğunluk düzeyi düzeltildiğinde CMK'nın 134 ile 140'ıncı maddeleri arasında düzenlenen, bilgisayarlarda yapılacak arama, el koyma, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi, kararların yerine getirilmesi, iletişimin içeriklerinin yok edilmesi, tesadüfen elde edilen deliller, gizli soruşturmacı ve teknik araçlarla izleme işlemleriyle ilgili görev yapacak olan, konusunda uzman, müstakil ve müstemir yetkili özel hâkimliklerin kurulması gereklidir." diye düşünmüşüz.

"Kurulacak mahkemelerin personelinin de titizlikle ve bu konuda uzman kişilerden seçilmesi ve tüm ceza usul hukuku işlemlerinin, konusunda uzman olan hâkimlerce gerçekleştirilmesi, bu hâkimlerin ise denetimiyle ilgili özel prosedürün öngörülmesi artık zorunluluk olarak görülmelidir.

CMK 135'inci maddesine göre, kaybolan, öldüğünden şüphe edilen ya da suç neticesinde özgürlüğünden mahrum bırakıldığı değerlendirilen kişilerin sinyal bilgilerinin değerlendirilebileceğine dair hüküm konulmalıdır." demişiz.

Yine, özel hayatın gizliliğini ihlal edebilecek bilgilerin adli soruşturma ve kovuşturma dosyalarında yer almasının kısıtlanmasıyla ilgili idari ve yasal tedbirler alınmalıdır.

CMK 138'inci maddesinde, tesadüfen delil elde edildiğinde durumu derhâl cumhuriyet savcılığına bildirme ve delilin bizzat cumhuriyet savcısınca muhafaza altına alınması yükümlülüğü getirilmelidir. Alenileşen yargılama sırasında taraflar, delil olan kayıtlar yanında tarafların mahrem bilgilerini de öğrenebildikleri için bunun önüne geçilebilmesi amacıyla savcının iddiasını dayandırdığı deliller haricinde kalan bilgilerin dosyadan behemehâl çıkarılması gerekmektedir.

Ülkemizde özellikle uygulamada telefonu fiilen kullanan kişi ile hat sahibi olan kişi farklı olduğunda iletişimin denetlenmesiyle ilgili tüm işlemlerde işlem sonrası yapılacak geri bildirimlerin hem fiilen dinlenen şahsa hem de hat sahibine yapılması hususunda tedbir alınmalıdır.

İnternet üzerinden yapılan iletişim gittikçe zamanımızda yaygınlaşmakta ve her geçen gün yeni iletişim biçimleri ortaya çıkmakta. İnternet'e giren kişi, arkasında kişiliği hakkında çok zengin ve detaylı bilgiler bırakmakta. İnternet üzerinden yapılan iletişimin denetlenmesi bakımından ayrıntılı düzenlemelerin yapılması, denetimin esas ve usulleriyle ilgili sınırların belirlenmesi ve özel hayatın gizliliğinin korunmasına yönelik olarak ilave düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.

CMK'nın 135'inci maddesinde iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kaydedilmesinden söz edildiği hâlde okunmasından söz edilmemektedir. Oysa SMS veya elektronik postayla yapılan iletişim okunabilir, kaydedilmeden de okunabilir, görülebilir veya izlenebilir. O nedenle, iletişim ortamına girilmesi, iletişimin okunması, izlenmesi veya herhangi bir şekilde elde edilmesi de telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetimi kapsamı altında düzenlenmelidir.

CMK'nın 137'nci maddesinde yer alan iletişimin tespitine dair kayıtların imhasına dair hükümlerin, beraat veya mahkûmiyet durumlarında nasıl davranılacağına ilişkin olarak detaylı bir düzenlenme yapılmalıdır.

Mevzuatımızda soruşturma ve kovuşturma organlarının dinleme tedbirinin uygulanması suretiyle elde etmiş olduğu delillerin, diğer soruşturma ve kovuşturma organlarının dinleme tedbirinin paylaşılmasının esas ve usullerine ilişkin düzenlemeler yapılmalıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine raporumuzun belki de en önemli maddelerinden, çözüm önerilerinden birisini sizlerle paylaşmak istiyorum. Türk Ceza Kanunu'nun özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı işlenen suçlara verilmesi gereken cezalarla ilgili olarak cezaların artırılması yoluna gidilebileceği gibi seçenek yaptırımlar olan erteleme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını veya paraya çevirme tedbirinin uygulanmamasını ya da bu konuda kısıtlayıcı ek, ilave tedbirlerin alınması gerektiğini düşünüyoruz.

Özellikle iletişimin denetlenmesi tedbirinin uygulamasında soruşturma ve kovuşturma aşamasında görev alan kişilerin bu suçu işlemesi hâlinde cezalarında artırım yapılması ve fiillerin caydırıcılığı hususunda daha etkin olacağını düşünüyoruz.

Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetimiyle ilgili talepte bulunan, karar veren ve verilen kararları uygulayan ve tüm sıralanan safahatta rol üstlenen görevlilerin periyodik olarak eğitilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Yurt dışında bulunan içerik ve yer sağlayıcıların Türkiye'de temsilcilik ve irtibat bürolarının oluşturulması behemehâl sağlanmalıdır.

6532 sayılı Kanun'la hukuka aykırı ifşa edilmiş olan haberleşme içeriklerinin basın yayın yoluyla yayımlanması hâlinde faillerin TCK 132, 133, 134'üncü maddelerine göre ceza verilmesi imkânı sağlanmıştır. Ancak bu düzenleme, yurt dışı kaynaklı sitelerin bu tarz suçları işlemesi konusunda caydırıcı olamamaktadır. Cezalandırma yoluna gidilmesi uzun zaman almakta ve bazı durumlarda yurt dışında bu fiillerin suç olmaması nedeniyle ceza verilmemektedir. Bununla birlikte, bu tarz yayınların sadece suç unsuru içeren içeriklerine erişimin engellenmesi de teknik olarak mümkün değildir. TİB tarafından sitenin tamamına yurt içinden erişiminin engellenmesi ise kamuoyunda abartılı olarak bulunmaktadır.

Bunun önüne geçilmesi amacıyla, özellikle yurt dışı kaynaklı "Facebook" ve "Twitter" gibi sosyal paylaşım sitelerinin, "YouTube" gibi video paylaşım sitesinin ve "Google" gibi arama motoru hizmeti sunan firmaların ülkemizde sunucuları bulunmadığından Türkiye'deki faaliyetleri nedeniyle IP adresinin paylaşımı ve kişilik haklarının korunmasını teminen içeriğin çıkarılması gibi konularda iş birliğinin sağlanması, bunların Türkiye'de temsilcilik ve irtibat bürolarının oluşturulması ve bu amaçla uluslararası girişimlerde bulunulması gerekmektedir.

Sonuç olarak, bu firmaların ülkemizde yetkili temsilcilik kurmaları, hukuka aykırı içeriklerin kısa sürede kaldırılabilmesine imkân sağlayacak, aynı zamanda da vergi kayıplarının önüne geçilmek suretiyle ülkemize ekonomik olarak da bir katkı sağlayacaktır.

Suçla mücadelede suç işlemeye yönelik motivasyonu etkili biçimde azaltacak izleme merkezleri bulunmaktadır. Özellikle Kent Güvenlik Yönetim Sistemi ve MOBESE gibi, yine aynı şekilde konutlarda ve iş yerlerinde ve AVM'lerde bulunan kameralarla ilgili yasal altyapının olması gerekmektedir.

Dünyada siber güvenliği tehdit altında bulunan 10 ülke içinde bulunmamız sebebiyle özellikle siber güvenlik uygulama eylem planının hazırlanması, bir yandan da siber güvenlikle ilgili yasal düzenlemelerin bitirilmek suretiyle devlete ait verilerin tek bir veri merkezi tarafından yapılması gerekmektedir.

Kritik altyapılara yönelik saldırıların birçoğunu engellemek için millî bir antivirüs programı geliştirilmesi, yüklenmesi ve bununla ilgili düzenli bir şekilde güncellenmesiyle giderilebileceğini düşünüyoruz. Uluslararası çevrelerde kabul görmüş kabiliyette bir millî antivirüs ve güvenlik duvarı yazılımının gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Telekomünikasyon şirketlerinin altyapılarının millîleştirilmesi doğrultusunda teşvikler verilmek suretiyle millî telekom sektörü oluşturulmalı ve bu alanda dışa bağımlılık azaltılmalıdır.

Bu önerilerin hayata geçirilmesinin, ülkemizde yaşanan haberleşme özgürlüğüne ve özel hayatın gizliliğine yönelik ihlallerin önlenmesi noktasında hayati önem arz ettiğine inanıyoruz.

Komisyonumuzun oluşmasında ve raporumuzun hazırlanmasında görev alan, başta Komisyon üyelerimiz olmak üzere, uzmanlarımıza ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Komisyon olarak önerilerimizin bir kısmının AK PARTİ Hükûmetimiz tarafından hayata geçirildiğini görmekten memnuniyet duyduğumuzu belirtiyor, önerilerimizin tamamı hayata geçtiğinde ise ülkemizin hukuk devleti olgusunun ve ileri demokrasisinin daha da güçleneceğine inanıyor, Komisyon raporumuzun hayırlı olmasını temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)