| Konu: | TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE AVRUPA BİRLİĞİ ARASINDA İZİNSİZ İKAMET EDEN KİŞİLERİN GERİ KABULÜNE İLİŞKİN ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 108 |
| Tarih: | 25.06.2014 |
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, burada, 554 sıra sayılı Geri Kabul Kanun Tasarısı'nı görüşüyoruz.
Tabii, biraz evvel, İstanbul Milletvekili arkadaşım "geri dönüşüm" dedi ama yasanın adı "Geri kabul." Aslında, çok da dili sürçmedi "geri dönüşüm" derken, sanki böyle, atıl durumdaki şeylerin tekrar değerlendirildiği bir kelimeyi çağrıştırıyor. Ama, baktığınız zaman, bu anlaşmayı yaptığınız zaman bundan da farklı olmayacak Türkiye, aynen arkadaşımın belirttiği hâle dönüştürülecek.
Konuya geçmeden önce, size bir tarihi hatırlatmak istiyorum... Bu tarih 18 Aralık 2004, bundan on yıl önce. Sayın Bakanım, hatırlıyor musunuz 18 Aralık 2004'ü? Burada, sizden önceki bakan arkadaşa, ben bu kürsüye çıktığımda her seferinde şunu derdim: "Avrupa'ya girmemekten sorumlu bakan." Size bunu söylemeyeceğim, umarım iyi çalışmalar yapar, başarılı çalışmalar yapar, Avrupa'ya girmek için gereken gayreti gösterirsiniz. Ama, baktığım zaman, bu yasaya baktığım zaman, sizin de bu gayreti göstermediğinizi, Avrupa'ya teslim olduğunuzu görüyorum.
O tarihi hatırlayamayanlar için söyleyeyim: O tarihte, Kızılay Meydanı'nda gündüz vakti havai fişekler patlatıyordunuz. Niye patlatıyordunuz bu havai fişekleri? "Avrupa Birliğine girdik." diye patlatıyordunuz, böyle de bir algı yarattınız toplum üzerinde. Türkiye o gün- sizin havai fişekleriniz sayesinde- Avrupa Birliğine girdi. gibi düşünülmüştü. On yıl geçti, peki girdik mi Avrupa Birliğine? Tabii ki girmedik Avrupa Birliğine.
Avrupa Birliğine girmedik de şimdi ne yapıyoruz? Gümrük Birliği Anlaşması'nda olduğu gibi, çok sonraları sürekli karşı çıkacağımız bir anlaşma yapıyoruz, Türkiye'yi Avrupa Birliğinin göçmen deposu hâline getiriyoruz.
Siz, burada, bir aldatmacayla, Türkiye göçmen deposu hâline geldiğinde, Avrupa fonlarını kullanacağımızı ve vize muafiyeti alacağımızı söylüyorsunuz, bu anlaşmayla birlikte bir vize muafiyeti anlaşması yapılmış gibi bir algı yaratıyorsunuz. Bu da tamamen yanlış bir algı.
Gerçek ne o zaman? Gerçeği söyleyeyim. Bir: Bu anlaşmayla bir vize muafiyeti falan ortada yok, vizeden eser olmadığını görüyoruz.
İki: Göçmen işçilerin ve ailelerinin sınır dışı edilmeden önce bulundukları ülkede birtakım güvenceleri vardır. Bu anlaşmayla bu güvenceler de ortadan kalkıyor. Bundan en çok etkilenecek olan da Avrupa'da yaşayan Türkler ve Türkler hiçbir şeye bakılmaksızın, insan hakları şartlarına bakılmaksızın hızlı bir şekilde geri yollanacak.
"Vize muafiyeti üç buçuk yıl sonra yeniden değerlendirilerek karar verilecek." diyorsunuz. Yine, baktığınızda, Avrupa Birliği, daha önce almış olduğu kararlarda olduğu gibi, bizi tekrar değerlendirecek ve vize muafiyetini getirmeyeceği gibi, hiçbirimizin vizeyi kullanma şansı olmayacak.
Üç: Avrupa'da yasal ikamete sahip olanlar, daha sonra bu konumlarını kaybettiğinde bu anlaşma kapsamına girecekler ve sınır dışı edileceklerdir.
Bu hatırlatmaları yaptıktan sonra, Sayın Komisyon Başkanının burada övgüyle bahsettiği "büyük resim"den biraz size bahsetmek istiyorum. Hani dedi ya, buraya, kürsüye geldiğinde "Büyük resmi göremediniz." diye. Şimdi, ben bu resmi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Yani, Avrupa Birliğine girdik de Sayın Komisyon Başkanı Volkan Bey, biz bu "büyük resmi" göremiyor muyuz? Girdik mi? On iki yıllık Hükûmetiniz döneminde giremedik.
DIŞİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI VOLKAN BOZKIR (İstanbul) - Sayenizde giremedik.
HAYDAR AKAR (Devamla) - Yine, 70 ülkeden vizenin kalktığını, bu "büyük resmi" göremediğimizi söylediniz. Şimdi, size sormak istiyorum: Hemen, 5 tane ülke, vize kalkan 5 tane ülke sayın desem, hiçbiriniz 5 tane ülkeyi peş peşe sayamazsınız çünkü adını sanını bilmediğimiz birçok ülkeden, hatta bizim vize uyguladığımız ülkelerden vizeyi kaldırdınız.
Yine "büyük resmi" görmek istiyorum. Hükûmetiniz döneminde, iktidarınız döneminde ilk defa Türk askerinin kafasına çuval geçirildi, bu "büyük resmi" de görmek istiyorum. Geçirilmedi mi acaba, merak ediyorum.
Yine, "büyük resim"den bahsettiniz. İsrail uluslararası sularda Mavi Marmara'yı vurup 9 Türk vatandaşını öldürmüş ama siz bizim "büyük resmi" görmediğimizi iddia ediyorsunuz.
Yine, Hükûmetiniz döneminde İsrail'le petrol anlaşmaları yapılmış. Kim yapmış? Güney Kıbrıs yapmış. Piri Reis'i yolladınız, "Bu bir savaş nedenidir." dediniz. "Büyük resmi" görmeye çalışıyorum, yine "büyük resmi" burada göremiyorum.
Yine "büyük resim"lerinize bakıyorum, Türk dış işlerinde yaratmış olduğunuz "büyük resme" bakıyorum, Suriye savaş uçaklarının Türk savaş uçağını düşürdüğünü görüyorum.
Yine "büyük resme" bakıyorum, son icraatınıza, bir Konsolosluk işgal edilmiş. Bunun Türkiye topraklarında Antep'i, İstanbul'u, Kocaeli'ni işgal etmekten farkı olmamasına rağmen, bu "büyük resme" bakıyorum, kılınızı kıpırdatmadığınızı görüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HAYDAR AKAR (İstanbul) - Konsolosunun nerede olduğu, çalışanlarının nerede olduğu belli değil diyorum.
Bu anlaşmaya da karşı çıktığımızı ifade ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. "Büyük resim" bu, "Büyük resim!" (CHP sıralarından alkışlar)