GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BİLGİ TOPLUMU OLMA YOLUNDA BİLİŞİM SEKTÖRÜNDEKİ GELİŞMELER İLE İNTERNET KULLANIMININ BAŞTA ÇOCUKLAR, GENÇLER VE AİLE YAPISI ÜZERİNDE OLMAK ÜZERE SOSYAL ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI AMACIYLA BİR MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:107
Tarih:24.06.2014

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; her şey serbest, gecenin bu saatinde her şeyi söyleyebilirsiniz. Zaten çok fazla da arkadaş yok görüldüğü gibi sıralarımızda, burada 3-5 kişi, bilişimde hazırlanmış olan bu güzel raporu görüşüyoruz.

Evet, 7 tane araştırma önergesi verildi, 7 araştırma önergesi birleştirilerek Mecliste bir araştırma komisyonu kuruldu. Biraz evvel konuşan arkadaşlarım da bu araştırma komisyonunun uzun ismini okudular, ben okumayacağım ama halk dilinde, yine Komisyonda "İnternet Komisyonu" diye geçen bir komisyondu bu. Üç ay boyunca da bana göre iyi işler yaptı, iyi bir de rapor hazırladı. Aslında, sizin anlatmış olduğunuz gerçeklerin, gerçekte ne kadar abes olduğunu bu rapor ortaya koydu. Anladığım kadarıyla, AKP Grubu adına konuşan arkadaşlarım da raporu hiç okumamışlar, samimi söylüyorum hiç okumamışlar. Rapordan da hiç bilgileri yok.

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Okudum ben.

HAYDAR AKAR (Devamla) - Şimdi, üç ay boyunca çalışan bu Komisyon ne yaptı? Sivil toplum örgütleriyle görüştü, daha sonra kamu bilişim yöneticileriyle görüştü, yüzlerce kişiyle. Hatta yetmedi, bir de korsanla görüştük, korsanla da canlı yayın yaptık. Hatta "Bir imzanı at." demiştik. Böyle bir görüşme sürecini hep birlikte tamamladık, 1.150 sayfalık bir rapor ve içinde 154 tane öneri.

Şimdi, tabii, bu öneriye baktığımda, aslında, bu Komisyonun bilgi toplumu olma yolunda bilişim sektöründeki gelişmeler olması gerekirken, Komisyonun kuruluşuna baktığımızda, bilişim konusuyla 17 milletvekili arkadaşın içerisinde sadece 3 kişinin ilgili olduğunu, diğerlerinin daha çok doktor ve sağlık sektöründen geldiğini gördük.

Aslında, Komisyon "information technology" dediğimiz bir bilgi teknolojileri komisyonuydu. Türkiye'deki bilgi teknolojilerinin yapısıyla ilgili bir komisyon kurulmuştu. Tabii, bunun içinde İnternet de vardı. "Bilgi teknolojileri" deyince veya "bilgisayar" deyince tüm insanların aklına İnternet geliyor, bilgisayar dünyasının İnternet'ten ibaret olduğu düşünülüyor ama gerçek öyle değil. Maalesef "bilgi teknolojileri" diye adlandırılıyor bütün dünyada, bunun içerisinde donanım da var, yazılım da var, İnternet de var, ağların güvenliği de var, altyapısı da var, her şey var bunun içerisinde, çok geniş kapsamlı bir konu.

Şimdi, Komisyon üyelerine bakıldığında -biraz evvel dediğim gibi- 3 tane arkadaşım bu konuyla ilgiliydi. Diğerlerinin tümü başka sektörlerden, özellikle sağlık sektöründen gelince, bu İnternet Komisyonu başlangıç itibarıyla, sanki "İnternet'i nasıl yasaklarız, çocuklarımız nasıl bundan etkilenmez?" diye bir algı oluştu.

O gün şunu söylemiştim ben Komisyonda: Eğer çocuğunuz bir şeyi merak ediyorsa, evde bunu yasaklamışsanız İnternet kafeye gider. İnternet kafede bunu göremezse, yine İnternet kafede bu yasakla karşı karşıya kalırsa mutlaka ve mutlaka arkadaşının evinde bununla yüzleşir veya başka kanalları dener. Onun için de yasaklar hiçbir toplumda çözüm olmamıştır.

Biraz evvel "Sansürcü anneyiz...". Tabii ki sansürcü... Çocuğumuzu kontrol edeceğiz, onun doğru işler yapması, iyi bir eğitim alması, ahlaklı bir insan olarak yetişmesi için katkı sunacağız ama bunu, İnternet'i ne kadar yasaklarsanız yasaklayın, mümkün değil, mutlaka o merakını bir şekilde giderecektir. Onun için de İnternet ve suç olması dışında bu komisyonun bir bilişim teknolojileri komisyonu olması için gayret gösterdik. Sağ olsun, Komisyon Başkanımız gitmedi ama buradan teşekkür de etmek istiyorum, o da bu konuda çok gayret gösterdi, gerçekten de Türkiye'nin ihtiyacı olan, bugün için ihtiyacı olan bir rapor hazırlandı.

Ha, bu rapora belki on yıl sonra baktığınızda, on beş yıl sonra baktığınızda, o gün bu raporu okuyanlara belki de çok gülünç gelecektir. Teknoloji o kadar hızla ilerliyor ki raporun içeriğine baktıklarında "Ya, bunları mı konuşmuşlar o tarihte?" diyebilirler ama bugün itibarıyla bu raporun çok önemli olduğunu bir kez daha belirtmek istiyorum.

Şimdi, "komisyon ve raporlar" deyince aklımıza Soma Komisyonu raporu geliyor veya Soma'dan önce, 2010 yılında verilmiş olan madenlerle ilgili bir komisyon raporu geliyor, yine 2012'deki İnternet, bugünkü rapor geliyor.

Niye söylüyorum ben bunu? O gün madenlerdeki raporlar gerçeğe uygun bir şekilde incelenip ilgili bakanlıklar ilgili tedbirleri, önerileri yerine getirmiş olsaydı bugün Soma'da o kardeşlerimizi, emekçi kardeşlerimizi kaybetmemiş olacaktık.

Yine, 2012'de hazırladığımız bu İnternet raporunu Hükûmet yetkilileri okumuş olsaydı, biz 5561 sayılı Kanun'da değişiklik yapıp Türkiye'yi bilişim konusunda sansür ülkesi hâline getirmezdik ki o tarihte yapılan değişiklik, Türkiye'yi Avrupa'da ve dünyada bir sansür ülkesi hâline getirmişti.

O kanun burada görüşülürken yine fikirlerimi ifade etmiştim: Ne yaparsanız yapın, bunları yasaklayamayacaksınız demiştim. İnternet'teki beş saniyelik, üç saniyelik, bir saniyelik bile bir görüntünün yer alması demek, artık onu tüm dünyayla paylaşmışsınız demektir. Bunu engelleyemezsiniz demiştim. Yine ısrarla "Engelleyeceğiz..."

Daha önce çıkan kanunda, içerik sağlayıcılara sadece mahkeme kararlarını gönderiyorlardı, engelleyemiyorlardı; şimdi servis sağlayıcılarla bunu yapmaya çalıştılar ama yine o servis sağlayıcılardan kurulması düşünülen sivil toplum örgütü devletin organlarına takıldı, istedikleri gibi tüzük hazırlanmadığı için bir türlü hayata geçirilemiyor.

Ama, yine de engelleyemeyeceksiniz. Twitter'i yasakladınız, o gün Türkiye'de "tweet" rekoru kırıldı, belki de en çok "tweet" atıldığı gündü. YouTube'u yasakladınız, YouTube'u herkes kullandı, Twitter'ı herkes kullandı. Siz de kullandınız, ertesi gün siz de "tweet" atıyordunuz, Cumhurbaşkanı da "tweet" atıyordu, yasaklayan bakan da veya yasaklayan kurum da "tweet" atıyordu. Bunu bir bulut gibi düşünün. Buluta nasıl bir kapı yapamazsanız, her tarafı açıksa İnternet dünyası böyle bir şey, mümkün değil yasaklamanız.

Şimdi, bilişim teknolojilerinin hayatımızdaki yerine bakınca her şeyimizin artık bu yüzyılda bilişim teknolojileriyle ilgili olduğunu görüyoruz. Biraz evvel, Ramazan Bey burada Google'ı anlatıyordu. Ama, ondan önce, şu Meclis 95 NT serverlar kullanıyor hâlen, yedek parçası yok, belki de çöktüğü zaman Meclis kullanılamayacak. Arkada, Sayın Başkanın kullandığı panel bilişim teknolojilerinin bir eseri. Hayatımızın her alanı, evimizde kullandığımız her cihaz artık, bir bilişim teknolojisinin eseri ve bugün getirdiği nokta. Onun için, hayatımızın her alanında bunu görüyoruz, bu nedenle de Türkiye'yi bu çağa, bu gelişime hazırlamak zorundayız.

Tamam, hazırlayalım da şimdi Bakan geldi, burada anlattı, "Biz şunu yapıyoruz, bunu yapıyoruz.", on iki yıllık iktidarından örnekler veriyor. Biliyor musunuz geniş banda en son geçen ülkeyiz dünyada? Bilmiyorsunuz değil mi? Evet, bunu o zamanki Ulaştırma Bakanımız Binali Yıldırım açıkladı -tutanaklarda da var- geniş banda dünyada veya Avrupa'da diyeyim, dünyada demeyeyim çünkü çok az gelişmiş ülkeler de var; Avrupa'da en son geçen ülkelerden bir tanesiyiz. Bununla da övündü? Niçin? Avrupa'daki tüm o sıkıntılar giderilmişti ve Türkiye temiz bir geniş banda geçmişti, ifadeleri böyleydi. Onun için, bilmediğiniz konuda fazla yorum yapmayın lütfen, çok rica ediyorum.

Yine, bilişimde sanki dünyayı fethetmişiz gibi bir algı yaratmayın. Aynı bu, hani havaya uydu fırlatıyorsunuz, "Yazılımını gerçekleştirdik, şu kadarı yerli." diyorsunuz. İlgisi yok ve vatandaşa sorduğumuzda zannediyor ki uzayda 4 tane uydu var, bunun 2 tanesini Türkiye fırlatmış gibi düşünüyor. Aslında uzayda 987 tane uydu var. Somali'nin de Türkiye'nin fırlattığı benzer bir uydusu uzayda şu anda yörüngede var. Onun için de kimseyi kandırmak, aldatmak durumunda değilsiniz. Bunu doğru bir şekilde hem tartışacağız, konuşacağız ve gerçekleri birlikte söyleyeceğiz.

Türkiye'de bilişim sektöründe çözülmesi gereken birçok konu var. Bunlardan bilişim altyapısı asıl önemlisi ve bununla birlikte, yazılım, donanım ve güvenlikle birlikte çocuk istismarı gibi konuların konuşulması ve görüşülmesi gerekiyor, bu problemlerin çözülmesi gerekiyor ama getirmiş olduğunuz yasaklarla bunu çözme şansınız bulunmuyor.

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Bir şey öner. Ne öneriyorsun?

HAYDAR AKAR (Devamla) - Önerilerim var ama zaman yetmedi, bir dakika yirmi saniye var. O kadar çok şey var ki zaten atlıyorum.

Bir de Sayın Bakana buradan birkaç şey söylemek istiyorum. Bilişim teknolojileri konusunda FATİH Projesi'yle teknoloji ürettiğimizi söylüyor. Bakın, bu konuda dünya sıralamasına bakıldığında, AR-GE harcamalarında -sizin iktidarınız döneminden bahsediyorum- 2008'de yüzde 0,72 iken 2012'de 0,9. Eğer merak eden arkadaşlar varsa gelişmiş ülkelerde bilişim teknolojisiyle ilgili AR-GE harcamalarının ne kadar olduğu bu raporun içerisinde mevcut. Yine, yüksek teknoloji ürünleri ihracatının imalat sanayisindeki ürünlere oranı... Bakın, çok önemli, üretimden bahsediyoruz, yüksek teknoloji ürünlerinin -imalat sanayisindeki ürünlerde- oranında 2010'da 64'üncü sıradayız dünyada. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin gayrisafi millî hasıladaki payına baktığımızda yüzde 3 seviyelerinde olduğumuzu görüyoruz.

Silikon vadisiyle de... Sayın Bakan Kocaeli'nde kuruyor silikon vadisini. Kocaeli Milletvekili kendisi, ben de Kocaeli Milletvekiliyim. Silikon vadisiyle ilgili şunu söylemek istiyorum: Facebook'u buraya getirmeniz, Google'ı buraya getirmeniz ya da Twitter'ı, Yandex'i buraya getirmeniz Türkiye'de bu işin gelişeceği anlamına gelmez. Bilin ki bunları üretenler, Türkiye bütçesi kadar bütçeye sahip olan bu "tool"ları üretenler ya bir garajda üretmiştir ya da arkadaşlarıyla sohbette, iki oda yan yana konuşurken üretmiştir. Silikon vadisini buraya getirip bu insanları buraya taşıyarak 876 liraya asgari ücretle orada bizim vatandaşlarımızı bir data giricisi olarak çalıştırmanız, bu işte bizim gelişeceğimiz anlamına gelmiyor.

Hepinize teşekkür ediyor, bu raporda emeği geçenlere ayrıca teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)