| Konu: | BİLGİ TOPLUMU OLMA YOLUNDA BİLİŞİM SEKTÖRÜNDEKİ GELİŞMELER İLE İNTERNET KULLANIMININ BAŞTA ÇOCUKLAR, GENÇLER VE AİLE YAPISI ÜZERİNDE OLMAK ÜZERE SOSYAL ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI AMACIYLA BİR MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 107 |
| Tarih: | 24.06.2014 |
MHP GRUBU ADINA ALİM IŞIK (Kütahya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan 4 siyasi partiye mensup milletvekillerinin vermiş olduğu toplam 7 farklı araştırma önergesine istinaden kurulan Komisyonun raporu üzerinde grubum ve şahsım adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlamak istiyorum.
Tabii ki söz konusu önergeler benden önceki değerli konuşmacıların da ifade ettiği gibi, temelde bilişim sektörünün sorunları, İnternet kullanımının çocuklar ve aileler üzerindeki etkileri ve bu sektörün düzenlenmesine yönelik temel ihtiyaçların belirlenmesini amaçlayan önergelerden oluşmakta. Ayrıca, müzik, sinema, tiyatro ve benzeri gibi alanlardaki telif haklarında yaşanan sorunların belirlenmesi, diğer taraftan on-line ya da çevrim içi İnternet oyunlarının yol açtığı sorunların ve buna yönelik önlemlerin ortaya konulması, İnternet kullanımının çocukların yanında aile bireylerine olan olumsuz etkilerinin ve sağlık üzerindeki etkilerinin belirlenmesi, İnternet kullanımında ortaya çıkan güvenlik sorunlarının ortaya konulması ve bilgi, iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin yol açtığı imkânlar ve risklerin belirlenerek gerekli düzenlemelerin yapılması amacıyla ve yine sosyal paylaşım sitelerinin özellikle son dönemde yaygınlaşması üzerine bunun da aile yapısı üzerindeki etkilerinin ortaya konularak Meclisin bu konuda alması gereken önlemlerin neler olduğunu belirlemek amacıyla Komisyon çalışmalarını yapmış ve gerçekten çok önemli bilgilerin derlenip toplandığı güzel de bir çalışma raporunu Meclisin değerlendirmesine sunmuştur. Ancak, Komisyonun bu raporu Haziran 2012'de tamamlanmış ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmuş olmasına rağmen, iki yıl sonra böyle önemli bir konuda ve her geçen gün giderek büyüyen bir sektör üzerinde ciddi önerilerin yer aldığı bir konuda ancak müzakere yapılabiliyor olması da tabii, bu Meclisin ayrıca değerlendirmesi gereken önemli bir konudur diye düşünüyorum.
Şimdi, rapor çok kapsamlı ve birçok önerinin yer aldığı bir rapor. Tabii, raporun birinci, ana bölümünde bilişim sektörünün genel durumu ve ekonomik boyutu ele alınmış. Ardından, İnternet kullanımının bireysel ve toplumsal boyutlarına yönelik veriler derlenmiş. Yine, bilgi güvenliği ve bilişim suçları konusu ayrı bir bölüm olarak ele alınmış ve son bölümde de bilgi toplumu ve e-dönüşümle İnternet medyasının gidişi ve bununla ilgili temel veriler toparlanmış. Hakikaten değerli veriler var, konu üzerinde çalışacak olan birçok arkadaşa önemli ipuçları verecek değerli bilgiler toplanmış.
Yapılan bazı tespitleri ve bu sektördeki başka kaynaklarda da yer alan bazı konuları sizlerle özetle paylaşmak istiyorum. Bir defa, bilişim teknolojileri sektörünün Türkiye dış ticareti üzerindeki etkisi önemli. Yaklaşık 15 milyar dolara yakın ithalatımıza karşılık ancak yine yaklaşık 3 milyar dolarlık ihracatımız var. Yani, bu konuda dış açık veren bir ülke konumundayız. O zaman, hızla, mutlaka Türkiye'de yerli ürün üretimini, hizmet üretimini destekleyecek bir politikaya ihtiyacımız var. Bir başka deyişle, bu sektörün teşvik edilmesi gereği ortaya çıkıyor. Eğer siz sadece bu sektörde yıllık yaklaşık 12 milyar dolarlık bir açık yaratıyorsanız bunun tedbirini ülke olarak almak zorundasınız. Önemli konulardan birisi bu. Onun için, bu sektörün bu anlamda da iyi değerlendirilmesi gerekiyor.
Yine, bilgi teknolojileri ve iletişim sektörünün hizmet ihtiyacı içindeki payına baktığımız zaman, yüzde 1 ile 2 arasında değişiyor, veriler onu gösteriyor. Tüm hizmet sektöründe ihracatta bu kadar az bir paya sahip olan bu sektörün ülkemizde payının artırılmasıyla ilgili gerekli teşviklerin sağlanması ve düzenlemelerin mutlaka yapılması gerektiğini düşünüyoruz.
Özellikle sektördeki girişimci sayıları ve dağılımı incelediğinde, bu sektördeki girişimcilerin -örneğin, en son veri 2008 yılına ait- 13.320 girişimcinin 12.600 civarına yani yüzde 95'ine yakını küçük işletme, 1 ila 19 kişi çalıştırıyor. O zaman, bireysel üretim yapan işletmeler veya kişiler dâhil olmak üzere özellikle yazılım sektöründe ciddi bir desteğe ve oradaki KDV'nin kaldırılmasına ya da çok küçük bir boyuta düşürülmesine ihtiyaç var. Bu konuda Milliyetçi Hareket Partisi olarak kanun teklifimiz de var ama üç yıla yakın süredir maalesef bu konuyla ilgili Hükûmetin bir adım atmadığını da gerçekte yaşayan birisi olarak görmekteyiz. Yani, sektörün hem desteğe ihtiyacı var hem bu sektörde çok ciddi para harcıyoruz hem gerekli tedbiri almıyoruz, yasal düzenlemeyi yapmıyoruz.
Diğer taraftan, sektördeki istihdama baktığımızda -ciddi bir rakam- 175 binden fazla kişinin bu sektörde istihdam edildiği görülüyor. Özellikle üniversite mezunu işsizlerin oranının her geçen gün arttığı ve günümüzde neredeyse 3 üniversite mezunundan 1'inin işsiz dolaştığı ülkemizde, en iyi istihdam alanlarından birisi olan bu alana kaynak aktarmaktan çekiniyoruz, bu sektörü desteklemekten geri duruyoruz. Onun için, istihdamdaki yeri açısından da bu sektörün ciddi anlamda desteklenmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum.
Büyüme: Türkiye'nin ekonomik büyümesinin çok üzerinde, sanayi sektörünün büyüme oranlarının üzerinde, yıllık ortalama yüzde 10'luk büyüme olan bir sektör. O nedenle sektörün iyi takip edilmesi ve yöneliminin doğru belirlenerek buna göre katkıların da mutlaka artırılması gerektiğini düşünmekteyiz. Gayrisafi millî hasılaya katkısı açısından baktığımızda yine, sektörün oldukça küçük, yüzde 1-2 arasında bir payla ülkemizde bugüne kadar yer aldığını görüyoruz, o nedenle bu payın da artırılması gerektiğini düşünmekteyiz.
Önünde engel ne var yani ciddi sorunlar nedir diye baktığımızda, en önemli sorunlardan birisi, bu sektördeki vergi yükünün çok yüksek olduğudur. Yüzde 45-50 gibi toplam vergi yüküyle Türkiye, dünya ülkeleri arasında -eğer yanlış görmediysem- birinci sırada yer alıyor.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Doğru görmüşsün.
ALİM IŞIK (Devamla) - Dolayısıyla, buradaki sıkıntıyı aşmanın yolu, diğerlerinin de... AB ülkelerinde ortalama yüzde 19,5 oranında olan bu vergi yükü, Türkiye'de 3 katına yakınsa... Bir taraftan Avrupa Birliğiyle entegre olan bir ülke olacaksınız, diğer taraftan bu konuyla ilgili hiçbir tedbir almayacaksınız veya çalışma yapmayacaksınız; bu da doğru değil. Onun için bu vergi yükünün azaltılması konusu önemlidir. sektördeki çalışanların ya da işletmelerin genelde küçük işletmeler olduğunu da dikkate alırsak özellikle KDV'nin sıfırlanması yönündeki tekliflerin ciddi olarak ele alınması gerektiğini düşünüyorum.
Tabii, abone sayıları da her yıl giderek artıyor. İnternet kullanımı giderek artmakta dolayısıyla bu artışla beraber, bir taraftan bilgiye çok hızlı ulaşılan bir sektörde buna ihtiyacımız var, diğer taraftan da bu İnternet kullanımındaki yoğunluğun getirdiği ekonomik yükle, beraber, çocuklar ve gençler başta olmak üzere tüm bireylerde yarattığı olumsuzluklar da karşımızda. Özellikle bu on-line oyun sektöründe ciddi paralar dönmekte. İlkokul, ortaokul ve lise çağındaki birçok gencimiz sanal kahraman yaratmak için ve yarattığı bu sanal kahramanı paraya dönüştürerek satmak ve kendinden bahsettirmek için ciddi anlamda mesai harcıyor ve kayıt dışı bir sektörde de bu konuyla ilgili ciddi paraların dönmesine yol açmakta. Özellikle, bu konudan haberdar olan pek çok İnternet korsanı, yani "hacker" denen kişiler özellikle süper kahraman sahibi olan oyuncuların şifrelerini kırarak süper kahramanı çalmakta ve yine İnternet üzerinden belirli bir ücret karşılığında arzu edenlere satabilmektedirler. Yine cep telefonu, mobil telefonlar üzerinden kontör transferiyle bazen bu karşımıza çıkmakta, bazen de nakit para alışverişiyle karşımıza çıkabilmekte. Denetim ve kontrol konusu gerçekten bu sektörde çok önem arz etmekte.
Değerli milletvekilleri, tabii ki bu sektörün kurumsal muhatabı Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı veya Telekomünikasyon Kurumu. Bunlara baktığımızda yani Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu dediğimiz kurumsal yapıda da sıkıntılar var. Örneğin, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulunun 17 Şubat 2010 tarihli ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının 2006, 2007 ve 2008 yılları faaliyetleri ve işlemlerinin denetlenmesiyle ilgili denetim raporunda çok ciddi tespitler var, öneriler var, hukuki ve yasal bazda alınması gereken tedbirler var, güvenlik bakımından alınması gereken tedbirler var. Aradan dört yıl geçmiş, bu arada 2012 yılında bu rapor hazırlanmış, bugün 2014 Haziranındayız ne Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulunun önerilerinde ne de bu raporda yer alan önerilerde bir adım gelişme yok. O zaman bu kadar mesaiyi Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu başta olmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisinin çok sayıda milletvekilinin görev aldığı araştırma komisyonu ve diğer kurumlardaki çalışanlar neden harcıyorlar? Eğer bu öneriler yerine gelmeyecekse, bu önerilerin uygulamaya geçmesi konusunda yürütme organı bir sorumluluk hissetmiyorsa, bu ciddi önerilere tedbir almam gerekir diye kendisinde bir hareket oluşturmuyorsa gerçekten bu harcanan zamanlara acımamız gerektiğini düşünüyorum.
Ama aynı Hükûmet bazı konularda çok hızlı bir şekilde tedbir alabiliyor. Örneğin 2011 genel seçimleri öncesi, İnternet üzerinden -özel hayatın gizliliğiyle de ters düşecek- kasetlerin yayınlanmaya başlandığı bir süreçte Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu Başkanlığı sıranın Adalet ve Kalkınma Partisine mensup üst düzey yöneticilere geldiğini duyar duymaz hemen çıktı, kurumun önünde yirmi dört saat nöbet kararı alabildi. Peki, diğer siyasi partilere veya siyasi kimliğe sahip şahıslara bu haksızlık yapıldığında bu kurum neden kendisini görevli hissetmedi de iktidar partisine sıra gelince bir anda bu nöbeti alma kararı aldı ve seçimlere kadar yirmi dört saat bu kurum görevlilerini bu amaçla çok rahat kullanabildi?
Diğer taraftan, yine son dönemde, 17 Aralık ve 25 Aralık tarihlerinde kamuoyunda yolsuzluk ve rüşvet operasyonları olarak gündeme gelen ve ciddi iddiaların yer aldığı soruşturmalarla ilgili İnternet ortamında ve medyada yayınlanan ses kayıtları bir anda ilgili kurum tarafından alınan kararlarla sitelerden alınabildi, yayına erişim yasaklandı. Yine, başvurular üzerine birçok siteye erişim yasağı konulabildi.
Şimdi, iktidara dokunan bir İnternet uygulaması varsa bu resmî kurum tedbiri alacak, onun dışında kime dokunursa dokunsun kulağını tıkayacak, gözünü kapatacak. Olmuyor! O zaman, işte bu öneriler sadece kitaplarda ve raporlarda yazılı kalıyor. Gereği yerine getirilmediği için de emek, zaman ve para kaybıyla Türkiye sürekli karşı karşıya kalabiliyor.
Değerli milletvekilleri, tabii ki bu sektörün gelişmesi, insan sağlığı açısından zararlı etkilerden çocuklarımızın kurtarılması, ailelerimizin korunması eğitimle ilgili bir konu; bu sektörde görev alacak eğiticilerin donanımlarıyla da ilgili bir konu.
Bir taraftan, FATİH Projesi adı altında bir proje için, bilişim sektörünün gelişmesi ve çocuklarımızın bu konuda eğitilmesi için burada özel kanunla, Kamu İhale Kanunu kapsamında bir proje uygulamaya koyacaksınız, bununla ilgili ciddi yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarını göz ardı edeceksiniz; diğer taraftan, bu eğitimi verecek olan bilişim teknolojileri öğretmenleriyle ilgili atamada gerek kontenjanı kısıtlı tutacaksınız gerekse Türkiye'de Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren okullarınızdaki ders sayılarını azaltacaksınız. O zaman bu iş nasıl oluyor? Bir taraftan, milyarlarca lira kaynak aktarılan bir projeye özel kanunla destek veriyorsunuz; diğer taraftan, bu proje kapsamında çalıştırılması öngörülen öğretmenleri, özellikle bilişim teknolojileri öğretmenlerini atama zamanı geldiğinde görmeyeceksiniz, bilgisayarla ilgili dersleri azaltacaksınız, "ücretli öğretmen" adı altında, piyasada bu konuda gerekli donanımı olmayan kişilere ihtiyaca binaen ders verdireceksiniz ve bazı bölgelerde, özellikle güvenlik sıkıntısı olan bölgelerde de bu dersleri veren kişiler terör örgütü elemanı olacak. İşte, bu sıkıntının çözümü yine bu yüce Meclis tarafından geliştirilmek ve gerekli tedbirler bu Meclis tarafından alınmak zorunda.
Teşvik sistemini iki yıl önce değiştirdik, sektörün teşvik edilmesi, desteklenmesi gerektiği tüm raporlarda var ama getirilen teşvik sistemine bakıyorsunuz, bu konuya özel bir destek getirecek hiçbir önlem alınmamış. Türkiye 6 bölgeye ayrıldı. Bölgelere bakıyorsunuz, desteğin verildiği bölgelerde bu yatırımı yapacak kişiler yok, yapılması gereken bölgelerde bu sektöre, bu sektördeki yatırımcılara destek yok. Onun için mutlaka bu sektörün -özellikle yazılım sektörü başta olmak üzere- ve bireysel dahi olsa bu sektörde istihdam edilen insanların desteklenmesi gerektiğini düşünmekteyiz.
Ayrıca, e-dönüşüm ve e-devlet uygulamalarına ciddi anlamda kafa yormamız gerektiğini düşünüyoruz ama maalesef, bu konuda da söylemde çok şey yer almasına rağmen, uygulamada bugüne kadar ciddi bir adımın atılamadığı gerçeğiyle de karşı karşıyayız.
Diğer taraftan, değerli milletvekilleri, özellikle Türkiye'de TÜRK TELEKOM'un özelleştirilmesinin ardından sektörle bağlantılı olarak ciddi sorunlar yaşandı, yaşanmaya devam ediyor. Kasım 2005'ten bu yana, sözleşme imzalanmasından bu yana bu sektörde ciddi yolsuzluklar, ciddi usulsüzlükler sürekli iddialarla kamuoyunun gündemine geliyor. Bununla ilgili, ilgili bakanlıklara verdiğimiz soru önergelerinin hiçbirisi maalesef bugüne kadar cevaplanmadığı gibi cevaplananlarda da "Bakanlığımızla ilgisi yoktur, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığından bu veriler geldiğinde size ulaştırılacaktır." deniyor ama ne hikmetse o Bakanlığa bu bilgiyi verecek olan kurum bu bilgileri vermiyor.
TTNET AŞ'nin Phorm Solution isimli şirket aracılığıyla Türkiye'deki bireysel verileri "gezinti programı" adı altında pazarladığı iddiaları yargıda da karşılık bulmuş, bu konuyla ilgili soruşturma açılmış ama bugüne kadar, ne hikmetse bir sonuç elde edilememiştir. Yani, bu sektör her türlü usulsüzlüğe açık bir sektör, sıkıntıya açık bir sektör.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİM IŞIK (Devamla) - Bu raporda yer alan öneriler doğrultusunda, inanıyorum ki Hükûmet bunun gerekli tedbirlerini alır, bir daha bu konuda burada yine bu olumsuzluklardan bahsetmek zorunda kalmayız diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)