| Konu: | ÇARLIK RUSYASI'NIN ÇERKEZLERİ KAFKASYA'DAN SÜRMESİNİN 150'NCİ YIL DÖNÜMÜ NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 91 |
| Tarih: | 21.05.2014 |
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bugün Çarlık Rusyası'nın Çerkezleri Kafkasya'dan sürmesinin 150'nci yıl dönümü. Geçen yüz yılı aşkın süreye rağmen göç, sürgün ve soykırıma tabi tutulan 1,5 milyon Çerkez'in sorunlarına çözüm bulunabilmiş olamaması, hepimizi derinden üzmeye devam etmektedir. Beş bin yıldır yaşadıkları yüce dağlardan ve engin topraklarından sürgün edilerek mallarını, mülklerini ve vatanlarını geride bırakmanın acısıyla sürgün sırasında binlerce gencin, yaşlının, kadının ve çocuğun kaybının derin acısı içerisinde Anadolu'ya unutulmuş bir hüzünle ulaşan Çerkezlerin hep geri dönebilmeyi arzulama hisleri de hâlâ devam etmektedir.
Değerli milletvekilleri, Rus-Kafkas savaşları tarihin en kanlı savaşlarından biri olarak kayıtlara geçmiştir. Yüzlerce yıl süren savaşlarda 500 binden fazla Kafkasyalı hayatını kaybetmiştir. Ağırlıklı olarak Anadolu ve Rumeli toprakları başta olmak üzere 40'tan fazla ülkeye sürülen Çerkezlerin dramları hâlâ güncelliğini korumaktadır.
Kafkas sürgünü dünya tarihinin en trajik olaylarından birisi olmasına rağmen, uluslararası anlaşmalarla çerçevesi çizilmiş, temel insan hak ve hürriyetlerinin uygulama alanlarında bir karşılık bulamamış olması da oldukça anlamlıdır.
Çeçenistan'da 1999'da başlayan savaşla birlikte yarım milyon insanın mülteci duruma düşmesi, Kafkas halklarının sürgün ortamından kurtulamadıklarını da apaçık bir biçimde ortaya koymaktadır.
İkinci vatanı saydıkları ülkelerde yaşayan Çerkezler evrensel barışın, dostluğun, kardeşliğin, insanlığın ne denli gerekli olduğunu 21'inci yüzyıla taşıyan çok değerli kardeşlerimizdir.
Değerli milletvekilleri, Kafkas tarihi neredeyse bir savaş tarihidir. Bu savaşlarda Kafkasya halkı kalıcı bir devlet yapısı elde etmeyi ve modern toplum olmanın ana kurumlarından sürgünlerle yoksun bırakılmışlardır. Bu bağlamda, Kırım Tatarlarını da bu olayın dışında tutmak mümkün değildir. Kırım Tatarları son iki yüz yıllık tarihindeki en büyük felaketlerden birisi olan göçleri hâlâ yaşamaktadırlar. 1944 tarihinde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği yönetimi tarafından son ferdine kadar hayvan vagonlarına balık gibi istif edilerek doldurulup Ural Dağlarına, Sibirya ve Orta Asya çöllerine sürgüne gönderilmişlerdir. Binlerce soydaşımız bu sürgün yolculuğunda şehit olmuşlardır. Bunların bir kısmı, yol kenarında atılarak vahşi hayvanlara yem yapılmışlardır. Üzücüdür ki bugün Kırım, bu insanlık dışı sürgün suçunun faillerinin mirasçıları tarafından bir kez daha uluslararası hukuka ve insan haklarına aykırı bir şekilde işgal edilmiştir. Kırım'da yaşayan Kırım Tatarları yine yok olma korkusunu iliklerine kadar hissetmektedirler. 300 bin Kırım Tatar Türkü'nün can ve mal güvenliği bizleri ciddi anlamda endişelendirmektedir.
Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, Rusya ve Ukrayna arasında gerçekleştirilen dörtlü görüşmenin Ukrayna'daki krizin aşılmasında önemli ve olumlu bir adım olduğunu ancak devamının gelmemesinin üzüntü verici olduğunu da buradan belirtmek isterim.
Saygıdeğer milletvekilleri, ataları sürgün edilen halkların tekrar vatanlarına dönebilmeleri "temel haklar" kapsamında değerlendirilmelidir. Yaşadıkları ülkelerde çifte vatandaşlık verilmesi ve 21 Mayısın "Çerkez Soykırımı ve Sürgünü" olarak tanınması Çerkezlerin en doğal talepleridir. 21 Mayısın her yıl dönümünde milletleri ve toplumları kardeşliğe, dostluğa ve barışa çağırarak dünyada süregelen savaşların, yıkımların durması, akan kan ve gözyaşlarının dinmesine vesile olmasını temenni eder, hepinizi saygıyla selamlarım.