GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ÇANAKKALE SAVAŞLARI GELİBOLU TARİHİ ALAN BAŞKANLIĞI KURULMASI HAKKINDA
Yasama Yılı:4
Birleşim:105
Tarih:18.06.2014

MEHMET VOLKAN CANALİOĞLU (Trabzon) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi, 21'inci yüzyılın ilk çeyreğinden şöyle 1915'e gidip yaşanmış olaylardan sizlere bir örnek sunmak istiyorum ve bu savaşların nasıl kazanıldığını bir kez daha burada anımsatmak istiyorum ve gelecek kuşaklara da örnek olması açısından çok önemsiyorum.

Değerli arkadaşlarım, yıl 1915, Çanakkale'de kızılca kıyametin koptuğu günler, aylardan mayıs. Vefa Lisesi Fransızca muallimi Ahmet Rıfkı her günkü gibi mektepten içeriye girer. Koridorlarda sessizlik hâkimdir. İlk dersi birinci sınıftadır ve aynı suskunluk o sınıfta da vardır. Talebeler başlarını önlerine eğmişler, öylece sıralarında oturuyorlardır. Selam verir Ahmet Rıfkı ama çocuklar selama bile karşılık vermezler. Ahmet Rıfkı iyice şaşırmıştır. Arka sıralarda oturanlardan biri ayağa kalkar "Hocam, mahallemizde eli ayağı tutan ağabeylerimiz Çanakkale'ye gönüllü gittiler ama siz hâlâ buradasınız. Biz de gitmek istiyoruz fakat yaşımız tutmuyor. Söyler misiniz bize, vatanımız elden giderse sizin verdiğiniz eğitim ne işe yarar?" Ahmet Rıfkı'nın konuşacak hâli yoktur. Çocuklar elbette haklıdır ve o an kararını verir, kendisi de Çanakkale'ye gitmelidir. Vatan için, Hakk ve hakikat için düşmanla çarpışmalıdır. Yaşlı gözlerle sınıftan çıkar ve mektebin idaresine dilekçesini verir. Arkadaşlarıyla, talebeleriyle vedalaşır. Evine gelir. Ahmet Rıfkı'nın hayattaki tek varlığı yaşlı annesi Ayşe Hanım'dır ve Şehzadebaşı semtindeki evlerinde beraber oturmaktadırlar. Durumu annesine anlatır, ondan hakkını helal etmesini ister. Ardından, mahallenin bakkalı, gün görmüş bir zat olan Selahattin Adil Efendi'ye uğrar ve şöyle der: "Selahattin Amca, vatanın bağrına saplanmış olan düşman hançerini Allah'ın izniyle çıkartmaya gidiyorum. Senden isteğim, anamı iaşesiz bırakma, kısmetse dönüşte borcumu öderim."

Ahmet Rıfkı önce İstanbul'da kısa bir eğitim görür sonra da Çanakkale-Düztepe'deki birliğine bölük komutanı olarak gider. Çeşitli cephe ve siper savaşlarına katılır ve 19 Aralık 1915 günü şehit olur. Ahmet Rıfkı'nın şehitlik haberi kısa zamanda İstanbul'a ulaşır. Annesi haberi alır, çok üzülmesine rağmen, imanı bütün bir hanım olduğundan hadiseyi tevekkülle karşılar. Aklına veresiye yiyecek aldığı bakkal gelir. Bakkala gider ve "Selahattin Efendi, oğlum Çanakkale'de şehit düştü. Şehitlik künyesi, eşyaları ve ikramiyesi bir heyetle bu sabah bana ulaştırıldı. Yedi aydır senden veresiye alırız, borcumuzu verelim de oğlum borçlu yatmasın." der. Selahattin Efendi şöyle cevap verir: "Ayşe Hanım, sen okuma yazma bilmezsin, okuma bilen bir yakınını getir de hesabını o çıkarsın." Bunun üzerine Ayşe Hanım, komşusunun kızı Gülşah'la birlikte dükkâna gider. Selahattin Adil Efendi, "Ahmet Rıfkı" bölümünü açarak veresiye defterini Gülşah'ın önüne koyar. Kız defteri incelerken birden hıçkırıklarla ağlamaya başlar. Bu duruma Ayşe Hanım ve dükkândaki diğer müşteriler de şaşırmışlardır. Gülşah'ın yanına gelirler. Gülşah, onlara veresiye defterindeki kırmızı harflerle yazılmış satırları gösterir. Şöyle yazıyordur defterde: "Bu hesap Ahmet Rıfkı'nın kanıyla ödenmiştir vesselam." O ana kadar hiç konuşmayan bakkal Selâhattin Efendi yaşlı gözlerle şu sözleri söyler: "Ahmet Rıfkı bu vatan uğruna canını feda etti, biz birkaç parça mal vermekten mi çekineceğiz. Katbekat helal olsun. Âlemi berzahta inşallah bizlere şefaatçi olur."

Değerli arkadaşlarım, 1915'te Çanakkale savaşlarında vatanımızı işgal eden düşmanlara karşı mücadele eden kahraman evlatlarımız bir bütünlük içerisinde, etnik kimlik ayrımı gözetmeden, hep birlikte, bu vatanı düşman işgalinden kurtarmak için mücadele verdiler ve 100 binlerce insanımız orada bu vatan toprağı için şehit düştü. Ruhları şad olsun.

Şimdi, elbette ki gelecek olan bu kanunda Çanakkale savaşlarının geçtiği yerde Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı kurulmasını önemsiyoruz ama arkadaşlarımızın da söylediği gibi çekincelerimiz de var. Burayı mutlaka gelecek nesillere aktarmak ve günümüz insanlarıyla buluşturmak ve ona göre tasvir edip değerlendirmek durumundayız çünkü Çanakkale savaşları hepimiz için çok önem taşımaktadır. Bu Çanakkale savaşları, biliyorsunuz, dünya insanlık tarihinde çok önemli mesajlar vermiştir, Dünya Savaşı'nda önemli mesajlar vermiştir. O da şudur: Savaş esnasında her iki taraf karşılıklı istirahat hâlindeyken Türkler Fransızlara ve diğer işgal kuvvetlerine su ikram ediyorlar, onlar da buna karşılık bisküvi ve çeşitli -çikolata gibi- yiyecek maddesi ikram ediyor.

Dünya tarihinde önemli ders olan bu savaşların bir daha tekrarlanmaması için bugün yapılacak kanunun hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)