GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ÇANAKKALE SAVAŞLARI GELİBOLU TARİHİ ALAN BAŞKANLIĞI KURULMASI HAKKINDA
Yasama Yılı:4
Birleşim:105
Tarih:18.06.2014

MHP GRUBU ADINA SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Kurulması Hakkında Kanun Tasarısı'nın birinci bölümü üzerinde MHP Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, tarihin, eşine az rastlanır, en büyük destanlarından birinin yazıldığı Çanakkale savaşları hiç şüphesiz ki sadece askerî bir zafer değildir. Çanakkale, milletimizin onca yokluk ve yoksulluk içinde eşsiz bir iman ve azimle vermiş olduğu büyük bir mücadelenin adıdır. Türk milletinin belirleyici bir rol oynadığı, milletimizin kahramanlık ve fedakârlığının doruk noktasına ulaştığı bir mücadeledir. Çanakkale Zaferi, sadece geçmişimizin aziz bir hatırası olarak değil, geleceğe yürüyüşümüzün en güçlü ilham kaynağı olarak da Türk milletinin hissiyatında son derece önemli bir yere sahiptir. Bu kahramanlık destanının yaşandığı topraklar Türk milleti için vazgeçilmezdir ve büyük bir anlam ifade etmektedir. Nitekim bu önemden dolayı Gelibolu Yarımadası 1973 yılında millî park ilan edilmiştir. Yine, Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı, Türkiye'de ilk defa, birçok millî park olmasına rağmen, sadece burada aziz şehitlerimizin hatıralarını yaşatmak adına ve onların hatıralarını gelecek nesillere aktarmak adına 17 Şubat 2000 yılında 4533 sayılı Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Kanunu yürürlüğe sokulmuştur. Burası bugüne kadar gerek 2873 sayılı Tarihi Milli Parklar Kanunu gerekse 4533 sayılı Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Kanunu'na göre yürütülmüştür. Zaten 4533 sayılı Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Kanunu'nun amacı da 1915 Çanakkale deniz ve kara muharebelerinin cereyan ettiği Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı'nın tarihî, kültürel değerleri ile orman ve bitki örtüsünün korunması, geliştirilmesi ve yönetimine ilişkin esas ve usullerin düzenlenmesi ile Türk vatan savunmasının ve doğanın güzel bir örneği olarak uluslararası barışa hizmet etmesi için dünya uluslarına tanıtılmasıdır. Belirtilen amaç doğrultusunda yapılacak çalışmalarda uyulacak esasları, alınacak önlemleri, yapılacak denetimleri, sağlanacak eş güdümü ve tabi olunacak hukuki ve cezai hükümleri da kapsamaktadır.

Ayrıca, millî park alanının korunması, iyileştirilmesi, geliştirilmesi ve uzun devreli gelişme planına göre yapılaşmasında uyulacak esaslar da bu kanunla belirlenmiştir. Ayrıca, bu alan 1997 yılında Uluslararası Tabiat ve Tabiat Kaynaklarını Koruma Birliği tarafından "Korunan Alanlar" listesine alınmıştır. Millî park alanının uzun devreli gelişme planı yapılmış ve bu plan bu kanun hükümlerine göre hazırlanan ve millî parkın korunması, geliştirilmesi, yönetimi, tanıtılmasıyla ilgili planlama esaslarını, bu planla öngörülen koruma ve gelişim bölgeleri için hazırlanacak uygulama planlarının yapım esaslarını belirleyen ve Bakanlıkça onanan plandır. Millî park koruma ve gelişme bölgeleri için tasdikli hâlihazır harita üzerinde uzun devreli gelişme planı esaslarına göre, mülkiyet, koruma, kullanma, yapılaşma, altyapı ve ulaşım, dolaşım, ağaçlandırma gibi esasları belirleyen ve onanan planlar da uygulama planlarıdır.

Millî park alanı bu planlar çerçevesinde yönetilmekte ve korunmaktaydı. Şimdi önümüze bir tasarı geldi. Bu tasarıyla birlikte neler yapılmaktadır?

Şimdi, bu tasarıyla birlikte Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı'nın millî park statüsü kaldırılmaktadır. 4533 sayılı Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Kanunu iptal edilmektedir. Tasarıyla alan millî park statüsünden çıkarıldığı için 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu'na da tabi olmayacaktır. Tasarıyla alanın yönetimi Orman Bakanlığından alınarak Kültür ve Turizm Bakanlığına devredilecektir. Tasarıyla, Orman Kanunu'ndaki izinlerin aranmayacağı, bazı görevlerin ifasında 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'na tabi olmayacağı düzenlemeler getirilmiş ve birçok muafiyetler tanınmıştır. Millî park içerisindeki ormanlık alanlar dâhil, tüm alanlar bedelsiz olarak, kurulacak başkanlığa verilmektedir.

Tasarıyla alanın millî park statüsü kaldırılmaktadır. Bunun sebebi nedir? Alan 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu, 4533 sayılı Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Kanunu ve hazırlanan uzun devreli gelişme planıyla korunmamakta mıdır, yönetilememekte midir? Bu tasarıyla amaçlanan, alanın millî park statüsü kaldırılarak, 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu ve 6831 sayılı Orman Kanunu'nun korumacı ve kısıtlayıcı hükümlerinden kurtulmak ve alanı istedikleri gibi yönetmek midir? Orman ve Su İşleri Bakanlığı millî park alanını koruyamamakta mıdır, yönetememekte midir ki bu alanın yönetimi Kültür ve Turizm Bakanlığına verilmektedir?

Birçok gelişmiş ülkede olduğu gibi, ülkemizde de millî park alanları ve diğer korunan alanlar doğa koruma ve millî parklarla ilgili genel müdürlük, kuruluş ve bakanlıklarca yönetilmektedir. Bu tasarıyla amaçlananın ise bu alanın korunması, geliştirilmesi ve sürdürülebilir yönetim olmadığı aşikârdır; bu alanı tamamen kullanıma açmak istedikleri şeklindeki yapılaşmalara göz yummak mıdır? Tasarıda yapılan düzenlemelerde bu konu çok açık olarak ortaya konmamaktadır.

Tasarıyla, Orman Kanunu'ndaki izinlerin aranmayacağı, bazı görevlerin ifasında 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'na tabi olmayacağı düzenlemeleri getirilmiştir. Şimdi, burada Bakanlığın savunmasına baktığınızda "Burada bir eş güdümü sağlayarak bunların tek elden yönetilmesini amaçlıyoruz." diyorlar. Peki, öyleyse, Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı'na baktığınız zaman, yaklaşık 30 bin hektar alanın yüzde 53 veya 55'e yakın kısmı ormanlık alan. Burada Orman ve Su İşleri Bakanlığı, dolayısıyla Milli Parklar Genel Müdürlüğü, elli yıllık tecrübesiyle, buranın korunması, yaşatılması, değerlerine sahip çıkılması noktasında çok ciddi çalışmalar yapmıştır. Bunu Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlayana kadar, bu kanunu... Eğer amacınız burada kurumlar arasındaki birliği, beraberliği sağlamaksa, Orman ve Su İşleri Bakanlığı bünyesindeki Milli Parklar Genel Müdürlüğünü güçlendirirsiniz, organizasyonu onun bünyesinde yaparsınız. Zaten orada elli yıllık bir geçmişiyle buraya hâkim olan bir yapıya sahip. Orada kalanların birçoğu Orman ve Su İşleri Bakanlığının uhdesinde. Tasarıya baktığınızda, zaten yüzde 53'lük kısımda olabilecek bütün çalışmaların yine bu Bakanlık tarafından yürütüleceği söyleniyor.

Yine, Çanakkale milletvekilleri burada, hepiniz biliyorsunuz ki rüzgârın en güçlü olduğu yer ve o bölge Türkiye'nin yangına en hassas bölgelerinden bir tanesi. 1994 yılında, yanılmıyorsam, yaklaşık 40 bin dönüm alan orada yangında kaybedilmiştir ve her yıl Türkiye'deki en önemli yangınların çıktığı bölgelerden bir tanesi o bölgedir. Şimdi, siz Orman ve Su İşleri Bakanlığına güvenmiyorsunuz da bunu Kültür ve Turizm Bakanlığına ifa ediyorsunuz? Eğer Orman ve Su İşleri Bakanlığına güvenmiyorsanız -doğrudur, kendisiyle ilgili birçok iddialarda bulunduk- değiştirirsiniz, o Bakanlığı yapabilecek daha iyi birisini getirirsiniz.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Biz güveniyoruz.

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - O zaman, güveniyorsanız bu tasarıyla beraber şunu söyleyeyim: Geçen yıl dile getirdim. Bakın, niyetlerin iyi olması bir şey ifade etmiyor. Oraya biliyorsunuz geçen yıl Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi yapıldı ve hepimiz destekledik, dedik ki: "Oranın ruhunu yaşatmak adına uygun bir şeydir." Ama ne oldu biliyor musunuz? Orada yapılan bu çalışmaya ne yazık ki Orman ve Su İşleri Bakanlığı gölge düşürdü. Bunu ben söylemiyorum. Kendi kitabında diyor ki: "Bu ihale 58 trilyonluk bir ihale." Değerli arkadaşlar, 58 trilyonluk ihaleye 5 firma katılıyor. Alan firma işe başlıyor ama GİNTAŞ firması dava açıyor ve sonuçta davayı kazanıyor. Davayı kazanınca ne yapıyorlar biliyor musunuz? Bunu kitaplarında yazıyor Orman ve Su İşleri Bakanı, diyor ki: "Davayı kazanan firmanın masraflarını karşılattırdık firmaya ve kâr mahrumiyetini de istedi, onu da verdik." Peki, bu masraflar ve kâr mahrumiyeti ne kadar baktığınızda? En azından 6-7 trilyon. Sonuçta ne oluyor biliyor musunuz? Burada, sözleşmede olmayan birtakım düzenlemelere o komisyona imza atın diye memurlara baskı yapılıyor. O memurlar...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - ...bu hak edişleri imzalamadığı için hepsinin tayini çıkıyor. Buna cevap verebilecek bir tane AK PARTİ'li bakan veya yetkili var mıdır veya Bakan cevap verebildi mi? İşte güvendiğiniz Bakan bu.

Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)