GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRK CEZA KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:104
Tarih:17.06.2014

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 92'nci maddesine verdiğimiz değişiklik önergesi hakkında söz almış bulunuyorum, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, on iki yılın sonunda AKP'nin iç ve dış politikada öngörülerinin ve uyguladığı politikaların ne yazık ki hiçbirisi doğru mecrada ilerlememiştir. Adalete onun adaleti, şunun adaleti, benim yakınımın adaleti mantığıyla baktığımız süre içerisinde adaletten bahsetmenin mümkün olmadığı bir süreçle karşı karşıya geliyoruz.

Bundan dört yıl, beş yıl önce birtakım insanlar "Telefonlarımız dinleniyor; devlet olarak, hukuk olarak gereğini yapın." dediğinde, bu telefonları dinlenenleri kendinize muhalif olarak gördüğünüz süreç içerisinde bunların üzerine hiç gitmediniz. Şunu düşünmediniz: Hukukta bu telefon dinlemelerinin yeri var mıdır, hukuka uygun mudur, burada bir suç unsuru var mıdır? Bu noktada, simitçinin bile telefonlarının dinlendiği zamanda, işinize geldiği için bunları -bırakın üzerine gitmeyi- destekleyici birtakım çalışmaların içerisine girdiniz ama ne zamanki 17 ve 25 Aralıkta asrın yolsuzluğu gündeme geldi "Telefonlarımız dinleniyor." diye bas bas bağıran bir sürecin içerisine geçtiniz.

Şimdi, değerli milletvekilleri, ben size buradan açıkça soruyorum: Bir ülkenin Başbakanı, on iki yıldır mutlak çoğunlukla bu ülkeyi yönettiği bir yerde kendisini dahi koruyamıyorsa, Cumhurbaşkanını koruyamıyorsa, devletin kurumlarını koruyamıyorsa, devletin en hassas bilgilerini koruyamıyorsa, bu şahsın bu ülkede Başbakanlık yapması hak mıdır?

Şimdi, televizyonlara çıkıp da... Bir Başbakan düşünün, on iki yıl bu ülkeyi yönetiyor ve televizyonlarda diyor ki: "Ülkenin Başbakanı olarak ben dinleniyorum, Cumhurbaşkanı dinleniyor, Anayasa Mahkemesi Başkanı dinleniyor." Ya, bunu diyen Toroslar'ın eteğindeki falanca köydeki Ahmet Ağa olsa anlayacağım ama bunu söyleyen ne yazık ki bu ülkenin Başbakanı. O zaman, AKP Grubu olarak aklınıza hiç sormak gelmiyor mu: "Ey Sayın Başbakan, biz Meclis grubu olarak senin arkanda dimdik durduk. Bu ülkeyi on iki yıldır muktedir bir şekilde yönetiyorsun. Sen kendini dahi koruyamıyorsan, bu ülkenin Cumhurbaşkanını koruyamıyorsan, Anayasa Mahkemesi Başkanını koruyamıyorsan, devletin en hassas kozmik odalarını koruyamıyorsan, bilgilerini koruyamıyorsan, o zaman Sayın Başbakan, on iki yıldır sen yaptın?" demek aklınıza gelmedi mi?

MEHMET METİNER (Adıyaman) - Çankaya'ya çıkaralım bitsin bu iş.

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Yani, şimdi bugün buradan bas bas bağırarak, Sayın Metiner, yok paralel yapıymış, yok cemaatmiş, yok Haşhaşi'ymiş, bunları geçeceksiniz, bunları geçeceksiniz. Dün, işte orada Adalet Bakanı, Adalet Bakanlığından alınıyor, diyor ki: "Yargının imamı var, yargının imamı." Yani, bunu diyen muhalefet milletvekili olarak ben değilim veya Adana'nın Şakirpaşa Mahallesi'ndeki Ahmet Ağa değil. Adalet Bakanı, yargının imamı varsa çıkar, gereğini yapar. Bugün bir Adalet Bakanı, ucu kendisine dokunduğu zaman, ucu Hükûmete dokunduğu zaman, ucu bakana dokunduğu zaman, Başbakana dokunduğu zaman "yargının imamı" diyorsa, adama sorarlar: "Sen bir yıldır hangi Adalet Bakanlığını yaptın?" veya "Kaç yıl hangi Adalet Bakanlığını yaptın?"

Şimdi, değerli milletvekilleri, şunu düşünün: Ülkeyi getirdiğiniz durum ortadadır. Bugün eğer bir Başbakan kendini koruyamıyorsa Türk Bayrağı'nı koruyamaz.

YUSUF BAŞER (Yozgat) - Hadi be!

RECEP ÖZEL (Isparta) - Hadi oradan!

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Musul'da Türk devleti işgal ediliyor, Türk toprağı işgal ediliyor, bunu hangi mantıkla korumasını beklersiniz?

MEHMET METİNER (Adıyaman) - Ekmeleddin İhsanoğlu'nu koruyacak!

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Ama, şunu unutmayın: Eğer o giden tırlarda bugün Türkmenlerin kanı varsa, onlarda giden silahlarla o Türkmenlerin kanı dökülmüşse, o masum Müslüman milletin kanı dökülmüşse, bunun hesabını bu dünyada da vereceksiniz, ahirette de vereceksiniz. Bunlar ortaya çıkacak, hiçbir şey gizli kalmaz. Biz zamanından beri söylüyoruz: Adil olacaksınız, hakka inanacaksınız, hakikatten yana olacaksınız. Bunlardan olmadığınız müddetçe ister el hareketi yapın, ister şüyu yapın, biat edin, siz biat etmeye devam edin...

MEHMET METİNER (Adıyaman) - Hepsi bizde var.

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Ama, biat edeceğimiz bir yer var, Cenab-ı Allah'ın adaleti ve hakkaniyeti mutlaka yerini bulacaktır.

Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)