GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRK CEZA KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:104
Tarih:17.06.2014

ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 592 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 91'inci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge hakkında söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bu madde, Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulundaki dairelerin oluşumu, daire başkanlarının seçimi ve görev ve yetkileriyle ilgili maddenin orijinal hâlinde bazı değişiklikler öngören bir madde. Ancak baktığımız zaman maalesef bu düzenleme 11 Aralık 2010 tarihli 6087 sayılı Kanun'da yer alan düzenleme. 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandumun ardından çıkartılan kanundaki bir düzenleme. Referandum döneminde millet iradesi vurgusuyla "Milletten aldığımız gücün gereği olarak bu kanunu değiştiriyoruz." diye buraya getirdiniz. O zaman bunları sizlerle paylaştık, uyardık, "Yapılanlar yanlıştır, yaptığınız yüksek yargının doğrudan siyasallaştırılması ve yürütmenin emrine sokulması yönünde bir düzenlemedir, bu doğru değildir." dedik. İnanmadınız, aradan zaman geçti, üç yıl sonra kendiniz yeniden değiştirdiniz. Ne zaman? İki ay önce. Biraz önce Sayın Köktürk de ifade etti. O zaman da söyledik: "Yapmayın." dedik. Ama o gün böyle bir kargaşanın yaşanması gerekiyordu çünkü kamuoyunun gündeminde tam bugün altıncı ayını dolduran asrın yolsuzluk ve rüşvet iddiaları vardı, üstünün kapatılması gerekiyordu, acilen savcıların ve hâkimlerin görevlerinden alınıp ucu iktidara ve iktidardaki Hükûmet kabinesinde yer alan bazı kişilerin ailelerine dokunan yolsuzlukların kapatılması gerekiyordu, amaç hasıl oldu; Anayasa Mahkemesi bu konuyla ilgili düzenlemenin yanlış olduğunu tescilledi, şimdi geri getiriyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, ya önceki yanlıştı ya şimdiki yanlış ya da her ikisi de yanlış. Gelin, artık yanlış yapmaktan, yanlışları doğrultmak için bu yüce Meclisi sürekli çalıştırmaktan vazgeçelim. Onun için, bu düzenleme bu hâliyle doğru bir düzenleme değildir, yine yargının yürütmenin emrine girmesini ve bağımsızlığını iyice yitirmesini gündeme getirecek bir düzenlemedir. Önergemiz bu amaçla verilmiştir.

Bu vesileyle bugün maalesef medyaya IŞİD yani "Irak-Şam İslam Devleti" adlı terör örgütünün Musul'daki Türk Konsolosluğunu basması ve rehin almasıyla ilgili haberlere yasak getirildiği haberleri geliyor. Bu nasıl bir yargı? Madem yasak gelecekti, o zaman, Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu Savcılığının geçen hafta bu konuda açmış olduğu soruşturmayı niye başlattınız? Madem yasak getirecektiniz, bu yasağı, iki üç gün önce Sayın Başbakanın medyaya hitaben "Aman ha, bu IŞİD'le ilgili fazla yazıp çizmeyin." uyarısından sonra niye getirdiniz?

Değerli milletvekilleri, yargı üzerinde bu kadar oynarsanız, yargıyla ilgili bu kadar sık değişiklik yaparsanız bugün Türkiye Cumhuriyeti devletinin itibarını sıfırlayan, Türk milletinin vicdanını yaralayan bir konuya da yargı kararıyla engel olursunuz ve haber, yayın yasağı getirirsiniz. İnternet'e yasak, televizyona yasak, gazetelere yasak. Ne yapalım? IŞİD beslensin, beslendiği yere silah sıksın, Türk milleti uyumaya devam etsin. Olmuyor, olmuyor, olmuyor! Yine yapılacak yanlışlık, bu düzenlemelerle bundan sonra da bu milletin vicdanı kanamaya devam edecek, yaralar kapanmayacak, daha da büyüyecek. Buradan bir kez de ben uyarıyorum, Türk milletinin tavrı nasıl olması gerekiyorsa, millî irade bizi buraya hangi amaçlar için gönderdiyse Hükûmetin bu doğrultuda çalışması gerekiyor. Bir terör örgütüne yaptığınız yardımların sonucunda bugün bu bu ülke zarar görüyorsa bunun vebalinin kimlerde olduğunu da inanıyorum ki sizler de vicdanlarınıza danıştığınız zaman bulacaksınız.

Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)