GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRK CEZA KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:104
Tarih:17.06.2014

FARUK BAL (Konya) - Değerli milletvekilleri, kaldığım yerden devam edeceğim.

Ben konuşurken bazı arkadaşlarımız sohbeti tercih ediyor. Bu dünyada belki rahat edebilirsiniz ama belki öbür dünyanıza yardımcı olmak üzere dinlemenizi tavsiye ediyorum.

Elbette ki insanlık değerlerine büyük katkılarda bulunmuş İslam itikadı mazlumun yanında durmayı emreder, zalimin karşısında olmayı da emreder, her hâl ve şartta emreder. Bu kapsam içerisinde Somali'de, Açe'de ve dünyanın dört bir yerinde birtakım haksızlıklara karşı Türkiye Cumhuriyeti devleti ve onun da hükûmetleri karşı durmuştur. Bu kapsam içerisinde Adalet ve Kalkınma Partisinin hükûmetleri de karşı durmuştur ve zulme karşı her hareketlerini de biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak destekliyoruz.

Ancak, bir şey eksik. Eksik olan şu: Mısır'da Rabia var, Rabia'ya ağıtlar yakılıyor, Rabia'nın işaretleri yapılıyor; bir de Çin mezalimi altında ezilen Doğu Türkistan'da Uygur Türkü'nün Rabia'sı var. Bu Rabia bir iş kadını ve büyük bir refah içerisindeyken Uygur Türkü'nün gördüğü zulme karşı Çin'e bayrak açmış ve bir mücadeleye girmiştir; ülkesini, yurdunu, ocağını terk etmek zorunda kalmış, işini, ailesini terk etmek zorunda kalmış ve Amerika Birleşik Devletleri'ne sığınmıştır.

Daha iki gün önce 3 Uygur Türkü Çin zulmü altında idam edilmiştir; duyanınız, bileniniz var mı AKP milletvekilleri? Ondan önce, 2 Uygur Türkü Çin mahkemesi tarafından idam cezasına mahkûm edilmiş ve idam edilmiştir; duyanınız, bileniniz var mı? Alo hatlarıyla kontrol altına aldığınız basın bunu Türk milletine niye ulaştırmaz? Bunda sizin sorumluluğunuz yok mu?

İşte, Rabialar çift; biri sizin siyaseten sömürdüğünüz Müslüman Rabia, diğeri de Türk milletinin özü, İslam dünyasının da özü olan Uygur Türkü'nün, Doğu Türkistan'ın Rabia'sı.

Gelelim buradan Irak'a. Irak'a giden yolun taşlarını teker teker Suriye'de döşediniz. Esad kardeşinizdi, kardeşiniz Esad'ı düşman hâline getirdiniz, adını değiştirdiniz; "Esed." Ona karşı birtakım mücadele içerisindeyken terör örgütleriyle iş birliği yaptınız, onlara destek verdiniz. 2 bin tır dolusu silahın gittiğini MİT Müsteşarı, Bakanın, Genelkurmay İkinci Başkanının bulunduğu toplantıda ikrar ediyor. Nereye gitti bu silah kardeşim? Ben Türkmenlerin bütün yetkilileriyle görüşüyorum. "Çocuk bezine dahi ihtiyacımız var, gelmedi Türkiye'den. Hiçbir yardım maddesi almadık, bırakın silahı." diyor. Yardıma muhtaç, suya muhtaç, una muhtaç, şekere muhtaç Türkmen, şimdi IŞİD'in silah tehdidi altında;.şakağında IŞİD'in silahı, canıyla hayat arasında bir tercih noktasındadır ve yüz binlerce Türkmen bulundukları alanlardan -Telafer'den, Tuzhurmatu'dan ve diğer yerlerden- kaçarak çöllere sığınmıştır.

Dün gece Türkmen Meclisinin Başkanı -bütün televizyonlarda konuşuldu- "Suya ihtiyacımız var, suya." diyor. Böyle bir zulüm altındaki Türkmenlere AKP'nin verdiği cevap belli. Sayın Bülent Arınç açıklıyor dün Bakanlar Kurulundan sonra: "Türkmenler akıllı insanlardır, Türkiye'nin orada askerî müdahale yapamayacağını bilir, akıllı davranmaları gerekir." Yani akıllıca ya IŞİD'in silahı altında kanını akıtacaktır ya da akıllıca Türkmen kimliğinden vazgeçecektir.

Değerli arkadaşlarım, siz İslam dünyasına elinizi uzatırken diğer taraftan hem Müslüman hem Türk dünyasını niye görmüyorsunuz? Size Cenab-ı Allah iki tane göz vermiştir dünyayı doğru görün diye, tek gözle bakmayın ve bu çığlığa bir cevap verin. Yarın bir gün buradaki sorun Türkiye'ye yansıyacak, bunun için falcı olmaya gerek yok. Orada yaşanan, Suriye'de yaşanan sorun nasıl Irak'a yansıtılıyorsa Irak'ta olan sorun olduğu gibi Türkiye'ye yansıyacaktır. (MHP sıralarından alkışlar)