GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRK CEZA KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:102
Tarih:12.06.2014

TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Değerli arkadaşlar, bu tasarı içerisinde, ben birinci bölüm üzerinde konuşurken bahsettim, üç dört madde var. "Bu üç dört madde, bu tasarıyla hiç alakası olmayan özel maddelerdir." dedim. Bence en önemlilerinden bir tanesi bu. Yani bu vermiş olduğumuz önerge... Ben az önce Sayın Bakana da ilettim, "Bu önergeye lütfen katılın." dedim ve "Bu düzenlemeyi çıkaralım." dedim.

Bu 277'nci maddedeki, Türk Ceza Kanunu'nun 277'nci maddesindeki soruşturma aşamasını suç olmaktan çıkarmamız, değerli arkadaşlar, uygulamada o kadar büyük sorunlar çıkaracak ki. Bir defa, Anayasa'ya aykırı zaten yani ona değineceğim ama şimdi, sözlerimin daha iyi anlaşılması için ben önce bir maddeyi okumak istiyorum. Ondan sonra zaten sizler de beni anlayacaksınız veya bizi izleyen vatandaşlarımız da anlayacaktır diye düşünüyorum.

Bakın, 277'nci madde neyi düzenliyor Ceza Kanunu'muzun? "Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçu." Diyor ki: "Görülmekte olan bir davada veya yapılmakta olan bir soruşturmada, gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek veya bir haksızlık oluşturmak amacıyla, davanın taraflarından birinin, şüpheli veya sanığın, katılanın veya mağdurun lehine veya aleyhine sonuç doğuracak bir karar vermesi veya bir işlem tesis etmesi ya da beyanda bulunması için, yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs eden kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır."

Şimdi, yargı görevi... Yargı görevi, değerli arkadaşlar, sadece kovuşturma aşaması değildir. Şimdi, az önce de konuşmaya çalıştık arkadaşlarımızla, soruşturma aşaması yargı görevinin zaten içerisindedir. Soruşturma aşamasında kimler var? Savcı var, bilirkişi var, tanık var, yine aynı aşamada hâkimler de var, hazırlıkta verilen, soruşturma aşamasında karar veren hâkimler de var. Öyle bir şey yapıyoruz ki veya öyle bir şey yapıyorsunuz ki, yapmaya teşebbüs ediyorsunuz ki bu düzenlemedeki soruşturma aşamasında bu insanların kendilerine karşı yapılacak olan, suç teşkil eden bu eylemleri suç olmaktan çıkarıyorsunuz.

Bakın, ben uygulamadan geldim, örgütten geldim, ilçe başkanlığı ve il başkanlığı, uzun süre bu görevleri üstlendim, yaptım. Ne olacak biliyor musunuz? O savcıların, hâkimlerin odaları siyasilerle dolar. Telefonlar o kadar rahat açılır ki bu saatten sonra, bundan sonra.

Şimdi, bu konuyu böyle çok basit geçirmek mümkün değil. Niçin yapıldığını aslında hepimiz biliyoruz. Yani, bu son olaylardan sonra, zannediyorum, özellikle İzmir Cumhuriyet Başsavcısının tuttuğu bir tutanak var; bunu kamuoyuyla da paylaşmıştık, Genel Başkanımız da paylaştı. İstanbul Emniyet Müdürünün yine benzer açıklamaları var maiyetindeki personele veya diğerlerine, savcılara. Bunların, zannediyorum, soruşturma dışı kalması amaçlanıyor ama değerli arkadaşlar, siz kalkar, mahkeme aşamasındaki yani yargılama aşamasındaki, kovuşturma aşamasındaki eylemleri suç olarak tutmaya devam eder ama soruşturma aşamasında savcıyı, hâkimi, bilirkişiyi bu güvenlikten eğer mahrum bırakırsanız biz özel bir düzenleme yapmış oluruz.

Bakın, sözlerimin başında da söyledim, bu tasarı içerisinde bizim itiraz ettiğimiz çok madde var ama en önemlilerinden bir tanesi budur. Başımıza, başınıza iş açacak maddelerden biridir. Birileri rica etmiş olabilir, birilerinin hakkındaki soruşturmayı işte, "Efendim, savcılar takipsizlik kararı versin, kapatsın." veya işte, müfettişler "Artık eylem suçu olmaktan çıktığı için bu konuyu kapatalım." demiş olabilir ama uygulamada 11 tane hâkim, savcı var. Bunların büyük bir kısmı soruşturma aşamasında görev yapıyor. Şimdi, ben Sayın Bakana sordum, diyor ki: "Ya, işte, etkileme çok fazla önemli olmayabilir. Burada tehdit varsa, şantaj varsa, işte efendim, daha farklı eylemler varsa zaten suçtur diğer hükümlere göre." Tabii ki suçtur. Ama öyle bir noktada olabilir ki bunun... Ya, telefon açtınız veya gittiniz işte efendim, savcıya dediniz ki: "Ya, bu arkadaşı tanıyoruz, iyi bir arkadaş. Bu arkadaşla ilgili olarak bir soruşturma var. İşte efendim, siz bunu takip ediyorsunuz, bu dosya sizde." Bunu bir siyasi yapar. E, ne olacak, ne olacak? Yani bu şimdi tehdit boyutunda değil, şantaj boyutunda değil "Seni şöyle yaparım, böyle yaparım." değil. Burada, Hüseyin Baş, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı diyor ki: -Müsteşar kendisine demiş- "Bu saatte git, cumhuriyet savcısını değiştir, tüm kararları iptal et, bu soruşturmayı durdur, bunu yapmazsanız sonuçlarına katlanırsınız." Nereye girecek bu eylem, nereye girecek? Tehdit mi, şantaj mı? Bu, suça girecek, başka bir yere girmeyecek.

Bu maddeyi tasarı metninden çıkarmamız gerekir.

Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)