GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP GRUBUNUN, GRUP BAŞKAN VEKİLİ IĞDIR MİLLETVEKİLİ PERVİN BULDAN TARAFINDAN, SURİYE'DE BAŞTA ROJAVA HALKINA KARŞI OLMAK ÜZERE HALKLARA KARŞI VAHŞET UYGULAMALARI İLE BİLİNEN IŞİD VE EL NUSRA ÖRGÜTLERİNİN ÜLKEMİZ GENÇLERİNİ SURİYE'DEKİ SAVAŞA SÜRÜKLEMELERİ İÇİN YAPTIKLARI FAALİYETLERİNİN ARAŞTIRILMASI AMACIYLA 14/4/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 11 HAZİRAN 2014 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:101
Tarih:11.06.2014

FARUK IŞIK (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; BDP Grup Başkanlığınca verilen Meclis araştırması açılmasına dair önerge üzerine söz almış bulunmaktayım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Suriye'nin ardından Irak'ta da giderek etkinliğini artıran ve ülkenin en büyük ikinci kenti Musul'u işgal eden ve ondan sonra da çeşitli kasabaları ve köyleri işgal altına alıp özellikle Türkmen şehri Tuzhurmatu'yu da ele geçiren bu "IŞİD" denilen örgüt kimdir, kimlerden destek alıyor ve nasıl bu hâle geldi, bilinmesinde fayda var.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; "Irak-Şam İslam Devleti" denilen IŞİD göründüğünden de kirli ve karanlık bir terör örgütüdür. IŞİD, Irak Savaşı'nın ilk zamanlarında kuruldu. 2004 yılında El Kaide'ye biat ettiğini ilan etti ve kurulduğunda amacı Amerikan işgaline karşı direnmek ve Irak'ın Sünni bölgelerinde hilafet kurmaktı. 2013 yılında Suriye'de ilk eylemlerini yapmaya başladı. İç savaşın yoğun olarak yaşandığı Suriye'de savaşın gidişatını değiştirmekte büyük rol oynadı. Savaş konusunda oldukça eğitimli birlikler ve Suriye muhalefeti adına savaşan diğer birliklerin sahip oldukları imkânlarıyla IŞİD, ilk günlerde kendini diğer gruplardan farklılaştırmayı başardı. Özgür Suriye Ordusu adına savaşan örgütler, ekipmanlarında yardımı halktan alırken IŞİD denilen örgüt Esed rejiminden ve diğer yabancı güçlerden yardım almaktaydı.

IŞİD denilen örgüt hızla büyüdü, birliklerini ağırlıklı olarak -çoğu Çeçen- yabancı savaşçılardan, farklı Arap ülkelerinden ve Avrupalı bazı ülkelerin vatandaşlarından ve savaşçılarından oluşturmaya başladı. Özgür Suriye Ordusu altında savaşan küçük grupların önünde zor bir seçim vardı: Ya IŞİD'e katılacaklardı ya da IŞİD'e karşı savaşacaklardı. Maalesef, güçleri olmadığı için IŞİD'in zulmüne boyun eğmek zorunda kaldılar.

IŞİD'in stratejisi de çok farklıydı değerli milletvekilleri, Esed güçleriyle savaşıp rejimin elindeki bölgeleri kurtarmak yerine, genellikle hâlihazırda Özgür Suriye Ordusu tarafından ele geçirilmiş bölgelere girip bu bölgeleri Özgür Suriye Ordusu'nun elinden almayı tercih ettiler. Özellikle kuzey Suriye'de etkinliklerini artırmalarıyla korkunç yüzlerini göstermeye başladılar. Gazetecileri, sivil aktivistleri, yardım görevlilerini kaçırdılar, bazılarını öldürdüler, muhalifler için Suriyelilere işkence ve infaz odalarını kurdular. Amaçları, alan kazanmaktan ziyade hâlihazırda muhaliflerin elinde bulunan bölgeleri kendi anlayışlarına göre yeni bir yönetimle yönetmeyi başarmaktı.

Değerli milletvekilleri, Suriye rejimi ne zaman belli bölgelerde sıkıntıya düşerse IŞİD o bölgede özgür Suriye birliklerine ve hatta son zamanlarda Rojava'daki Kürtlere saldırı düzenliyor ve bazen bu bölgelerde bulunan kentleri alıp rejime teslim ediyordu. Sefira, Hanasır ve Kuveyris askerî havaalanları IŞİD'in rejime teslim ettiği yerlere örnek gösterilebilir.

Sivil yerleşim birimlerine hava yoluyla saldırmaktan çekinmeyen Suriye rejimi, Halep'te her gün ortalama olarak 20 varil bombası atıyor, Rakka'da üs kuran IŞİD hedeflerini hiç vurmadı. Bu, sizin için düşündürücü değil mi? Hatta ve hatta, Mumbuç, Deyrizor'a bugüne kadar rejim tarafından hiç hava saldırısı yapılmadı. Esed'in, Amerika'nın Irak müdahalesi sonrasında, Irak'a El Kaide unsurlarının geçişini organize ettiği bir sır değil yani rejimin El Kaide'yle daha önceden bir iş birliği vardı. Suriye muhaberatının El Kaide bağlantılarının güçlü olduğu bir veridir ve en sonuncu argüman olarak son derece somut bir iş birliğini gösteriyor. Deyrizor bölgesinde IŞİD kontrolünde bulunan bölgelerde çıkarılan petrolün IŞİD tarafından Esed rejimine satıldığı bir gerçek. Birçok kere uluslararası medyada da yer bulan İkinci Cenevre Konferansı sırasında da Batılı istihbaratçılar bunu sık sık dile getirdiler, IŞİD'in rejimle iş birliğini dile getirdiler.

Değerli milletvekilleri, Hükûmetimizin ve devletimizin IŞİD'e yardım ettiği külliyen bir yalan. Biz burada Hükûmeti eleştireceğimize, çok millî bir sorun olan Musul üzerine başımızı elimizin arasına alıp düşünmemiz gerekir. Hükûmete topu atarak bu işin üstünü örtme şansımız yok.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Bugüne kadar gelip burada hiç açıklama yapmadınız ki bu konuda.

FARUK IŞIK (Devamla) - Türkiye devletinin IŞİD'i bir terör örgütü olarak tanıdığı bir gerçektir.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Niye destek veriyorsunuz?

FARUK IŞIK (Devamla) - Bu örgütle mücadele kapsamında Türkiye ordusu, Türkiye devleti...

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Ama, destek veriyordu, destek. Destek vermediniz mi?

FARUK IŞIK (Devamla) - ...defaten IŞİD'in konvoylarını ve hedeflerini vurdu, defaten vurdu; sadece bir kez değil, defaten vurdu.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Giden tırlar kime gitti? Tırlarda ne vardı, tırlarda?

FARUK IŞIK (Devamla) - Bizler IŞİD'in rejim tarafından kullanılan bir terör örgütü olduğunu biliyoruz.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Biliyordunuz da destek veriyordunuz, daha kötü işte.

FARUK IŞIK (Devamla) - IŞİD'in, bölgede Arap, Asuri, Kürtler, Türkmenler ve Ermenilere düşman bir terör örgütü olduğunu biliyoruz. Bunu defaten gerek resmî gerek sivil ortamlarda dile getirmiş bir Hükûmetiz, bir devletiz, bir partiyiz.

Şunun da bilinmesi gerekir ki: Musul'un "IŞİD" denilen terör örgütü tarafından işgal edilmesi bölgesel güvenlik açısından ciddi bir tehlikeyi oluşturmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti devleti güçlü bir devlettir. Herkes şunu bilsin ki: Saniyelik ve anlık birtakım manevralar yapmak suretiyle başarılar kazanan IŞİD terör örgütü, Türkiye'nin damarına bastığı andan itibaren...

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Ya, toprağını işgal etmiş, daha ne damara basacak ya?

FARUK IŞIK (Devamla) - ...çok ciddi bir cevap bulacaktır, herkes bunu böyle bilsin.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Damar kalmamış herhâlde.

FARUK IŞIK (Devamla) - Bu tür şeylere, bu tür saldırılara, konsolosluk saldırılarına, şoförleri gözaltına almalarına, asla ve asla Türkiye Cumhuriyeti devleti buna göz yummayacaktır ve buna karşı kayıtsız da kalmayacaktır. Bu konuda her türlü tedbiri almaya devam edeceğiz, devam edilecektir...

SİNAN OĞAN (Iğdır) - Ya, Türk toprağı işgal edilmiş, sen hâlâ "tedbir almaya devam edeceğiz" diyorsun.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - İşgal edilmiş, işgal ya, sen daha damardan bahsediyorsun.

FARUK IŞIK (Devamla) - ...ve bu bölgede defakto birtakım gelişmelere de, Sayın Cumhurbaşkanının dediği gibi, müsaade edilmeyecektir.

SİNAN OĞAN (Iğdır) - Ne zaman alacaksın?

FARUK IŞIK (Devamla) - Saygılarımla. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

SİNAN OĞAN (Iğdır) - Bu ciğer sökenler Türklerin ciğerlerini söktüğü zaman mı alacaksın?

BAŞKAN - Sayın Oğan, lütfen...

FARUK IŞIK (Devamla) - Saygılarımla.

Bağırmakla olmaz.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

SİNAN OĞAN (Iğdır) - İcraat ne oldu?

FARUK IŞIK (Muş) - Bağırmakla olmaz.

SİNAN OĞAN (Iğdır) - Gösterin icraatınızı.

FARUK IŞIK (Muş) - Senin işin bağırmak, başka bir işin yok senin.