GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:100
Tarih:10.06.2014

ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 592 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın çerçeve 50'nci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge hakkında söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi bir kez daha saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri -bu maddede de görüldüğü gibi- söz konusu "yargı paketi" adıyla tartıştığımız bu tasarı da, maalesef, iktidarın kendi yaptığını bozan, bozduğunu tekrar yapmaya çalışan bir düzenlemeye şahit olduğumuzu göstermektedir. Nitekim, bu madde, 2004 yılında yine Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetleri döneminde çıkarılmış olan 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'da yeni bir düzenlemeyi getirmektedir.

Bu kanunda eski hâliyle var olan bu madde aynen şöyledir: "Bölge adliye mahkemesi başkanı birinci sınıf; daire başkanı birinci sınıfa ayrılmış ve Yargıtay üyeliğine seçilme hakkını yitirmemiş, daire üyeleri birinci sınıfa ayrılmış adlî yargı hâkim ve savcıları arasından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca atanır. Bunlar, dört yıldan önce başka bir yere veya göreve atanamazlar, ancak meşru mazeretleri durumunda muvafakatları alınarak veya haklarında yapılacak soruşturma sonunda görev yeri veya görevlerinin değiştirilmesine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verilebilir." Maddenin orijinali bu. Getirilen yeni düzenlemede ne değişmiş diye baktığınız zaman "Dört yıldan önce başka bir yere ve göreve atanamazlar." hükmü kaldırılmış, diğerleri yeniden düzenlenmiş.

Yani, yeni düzenlemeyle denilmek isteniyor ki: "2010 referandumunda 'ileri demokrasi' nutuklarıyla değiştirdiğimiz düzenleme sonucu ortaya çıkan yapıyı değiştireceğiz." Niye? Çünkü 17 ve 25 Aralık tarihlerinde ortaya çıkan rüşvet ve yolsuzluk soruşturması sonucunda birilerine dokunan ve kamuoyunda ciddi rahatsızlıklara yol açan gelişmeler sonunda yargıyla hesaplaşma zamanı geldi. Yani, "Sen 'Dört yıl süreyle değiştirilemezsin.' hükmüne göre burada bu soruşturmaları yürütmeye devam edemezsin kardeşim. Senin yapın paralel, senin yapın üçgen, senin yapın yamuk. Şimdi bunu değiştiriyorum." diyorsunuz. Bunun sonucu: Türkiye'de yargıya güvenin hızla düşmesine ve bu azalan güven sonucunda da kaosun artmasına yol açan bir yeni Türkiye demektir.

O nedenle, yapılacak düzenlemelerin birilerini rahatlatma adına değil, gerçekten hukuk devleti oluşturma ve toplumu rahatlatma adına yapılması gerekmektedir. Maalesef, bu yeni düzenleme de kendi içerisinde bir çelişki içinde bulunan Hükûmetin kendi kararlarıyla yeni kargaşa ortamına yol açacak düzenlemeleri amaçladığını göstermektedir. Nitekim, Osmanlı İmparatorluğu döneminde kırk yıl uygulanan istinaf mahkemelerinin cumhuriyetin kuruluşuyla beraber kaldırılmasının ardından, bugün yeniden doksan bir yıl öncesine dönülmeye çalışılması başka amaçları taşımaktadır.

Değerli milletvekilleri, bu tasarıdaki yeni düzenleme Türkiye Cumhuriyeti devletinin üniter yapısının bozulmasına ve eyalet sistemine geçişe bir hazırlıktır. O nedenle, yaptığınız iş doğru bir iş değildir. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne Ek 7 No.lu Protokol'le de bu düzenlemelerin bir ilgisi bulunmamaktadır. Yapılan düzenleme, 1.500 civarında birinci sınıf hâkim ve savcının bulunamayacağı ve bu nedenle de yeniden Türkiye'de ayrı bir kaosun yaşanacağı bir düzenlemedir.

Bu uyarıları yapmayı bir görev biliyoruz. Tabii ki takdir yüce Meclisindir diyor, tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)