GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:100
Tarih:10.06.2014

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Tasarısı'nın 49'uncu maddesinde verdiğimiz değişiklik önergesi hakkında söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, demokrasinin özü ve güvencesi hukuk bilinci ve yargı bağımsızlığıdır. Demokrasiye yönelik tehdidin en genel ifadesi yargının bağımsız olmamasıdır. Türkiye ne kaybediyorsa, bugün yaşanan ne kadar sıkıntı varsa yargının bağımsızlığından ziyade, gücü eline geçirenlerin yargıyı kendilerine bağlamaları, bağlamaya çalışmaları ve yargıyı arkabahçeleri olarak görmelerinden kaynaklanan sıkıntılar bugünkü bu sonucu getirmiştir. Onun için, hepimizin üzerinde durması gereken yargının bağımsızlığıdır. Dün birilerinin iddia ettiği gibi, yargı birilerinin arkabahçesiyse, bir grubun elindeyse onun çözümü yargıyı kendinize bağlamak değil, yargının tam bağımsız olması yönündeki adımları atmanızdır.

Bugün burada söylüyorum: Şu anda, Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı, Başbakan ve MİT'in oluşturmaya çalıştığı, paralel devlet, paralel yargı, yargının içerisindeki paralel yapılanma adı altında yürüttüğünüz soruşturmanın bir benzerini bir sene sonra siz yaşamak zorunda kalabilirsiniz Sayın Bakan. Yapılan uygulamalarla, HSYK'da yaptığınız düzenlemelerle -Anayasa Mahkemesinden bir kısmı döndü- yargı tamamen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a bağlı bir hâle geliyor. MİT'le ilgili yasalarla İçişleri Bakanı olağanüstü yetkilere sahip oldu. MİT Müsteşarı bugün ülkeyi yönetecek bir hâle gelmiş durumdadır. Yarın eğer ülkeyi, ülkede iktidarı ele geçirenler ülkede bir paralel devlet ararsa emin olun bu paralel devletin en önemli aktörleri ve sorumluları başta Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı ve MİT Müsteşarının olduğu bir yapıyla karşı karşıya gelebilirsiniz. Onun için, bugünkü gücünüze güvenerek yargıyı arkabahçeniz hâline getirmeyin, yargıyı kendinize bağlamanın gayreti içerisine girmeyin. Bugün buradan, gecenin bu saatinde Hükûmeti ve AKP Grubunu uyarıyorum, bu konuda dikkatli olsunlar çünkü gün gelir devran döner, hesap dönerse bunun altından kalkamazsınız.

Şimdi, biraz önce Canikli'nin açıklamalarına dayanarak bir şeyi ifade edeceğim. Ülkede 2006 yılında bir "açılım süreci", "çözüm süreci" dediğiniz bir çözülme sürecini başlattınız ve buradaki en önemli argümanınız şuydu: Analar ağlamasın. Şunu ifade etmek istiyorum: Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinin altında, bu bayrağın altında, bu ülkede bağımsız yaşıyorsanız Çanakkale'de bu ülkenin birliği için, bu bayrağın özgürce dalgalanması için 250 bin şehit verdiğimizi unutmayın. Eğer o şehitlerimiz verilmemiş olsaydı bugün burada özgür olarak yaşayamazdınız. Buradan soruyorum: Onların anası yok muydu, onların anası ağlamadı mı? 12-13 yaşındaki vatan evlatları bu ülkede şehadet şerbetini içerken ne için içtiler? Bu bayrak için içtiler, bu vatan için içtiler, milletin birliği için içtiler. Şimdi oradan laf atmak yerine, ben size soruyorum: Analar ağlamasın diye bu ülkenin bir bölümünü PKK'lı teröristlere teslim etme noktasına geldiyseniz, eğer -bayrakla ilgili laf söylüyorsunuz- bu ülkede bu devletin bayrağı hem de nerede, Hava Kuvvetlerinin üssünde indiriliyorsa şapkamızı önümüze alıp düşüneceğiz. Şimdi, oradan çıkıp da orada o bayrağın indirilmesine ses çıkarmayan komutanlara laf söyleyen Sayın Başbakana ve Hükûmet yetkililerine şunu soruyorum: Eğer bir tane asker çıkıp da orada o bayrak direğine tırmanana ateş etseydi veya indirseydi ne olurdu biliyor musunuz? Ona derlerdi ki: "Siz paralel devletin, paralel yapının bir unsurusunuz. Bu, CIA ve MOSSAD ajanı." Gelinen nokta bu.

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Ne alakası var?

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, laf atıyorsunuz ama ben size soruyorum: Askerimizi katleden, çocuğumuzu katleden, kundaktaki bebeği katledenler, askerin, polisin gözünün önünde elindeki silahla gezerken ona asker niye dokunamıyor, ona polis niye dokunamıyor? Bu, sizin bugün getirdiğiniz politikadandır. Ondan sonra çıkıp da buradan, grup başkan vekiliyle ilgili, "Ben burada söz söyledim." deme hakkına sahip değilsiniz.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Maddeye gel, maddeye!

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Siz nasıl bakarsanız taşra öyle bakar ama...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - ...asıl hedefinize ulaşamayacaksınız, açık ve net söylüyorum.