GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:100
Tarih:10.06.2014

TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Evet, öncelikle saygılarımı sunuyorum değerli arkadaşlar.

Şimdi, değerli arkadaşlar, tasarının bu 47, 48 ve 49'uncu maddeleri bizim ceza yargılama sistemimizde yeni bir düzenleme getiriyor yani bugüne kadar -tabii hukukçu arkadaşlarımız çok yakından bilirler, bizi izleyen vatandaşlarımız da bilirler- adliyelerde ceza yargılamaları için gidildiğinde bir sulh ceza mahkemeleri vardır, bir asliye ceza mahkemeleri vardır, bir de ağır ceza mahkemeleri vardır. Şimdi, bu düzenlemeyle sulh ceza mahkemeleri kaldırılıyor yani üç madde arka arkaya bu düzenlemeyi yapıyor. Şimdi, bakıldığında Komisyonda bu konuyu konuşurken niçin kaldırılıyor yani amaç nedir, buradan ne fayda sağlanacak diye mutlaka bizler de uzun uzun konuştuk. Uzman arkadaşlar da vardı, Yargıtaydan da arkadaşlar vardı, benim gördüğüm şu: Bir düzenleme yapılıyor, bir tarafıyla belki uygulamada bir olumluluk olabilir diye düşünüyorum ama diğer taraftan, bu sulh ceza mahkemelerinin kaldırılmasının çok ciddi sakıncaları da olacak. Artı bu mahkemeler kaldırılarak oradaki hâkimler artık sulh ceza hâkimliği görevini üstlenecekler ve onlar sadece, yargılama dışında, yani mahkeme, yargılama yapmayacaklar, koruma tedbirlerini değerlendirecekler, tutuklamaya, işte diğer koruma tedbirlerine bakacaklar. Artı, önemli bir görev daha veriliyor bu tasarıyla, takipsizlik kararlarına yönelik itirazları da bu sulh ceza hâkimleri inceleyecek. Amaç şu: Bu sulh ceza mahkemelerindeki hâkimleri açığa çıkarmak, sulh ceza mahkemelerindeki bu yargılama işlerini asliye ceza mahkemelerine havale etmek, o yargılamaları orada yaptırmak. Tabii, sulh ceza mahkemelerinin -yüz binlerce veya işte ne kadarsa, sayısını tam bilmiyorum ama- sanıyorum, 100 binin üzerinde dosyası vardır. Çünkü yaklaşık 60 bin civarı sulh cezadan görevsizlik verilmiş, "Bunlar asliye cezaya gitmeli." denmiş, işte yaklaşık bir 100 bine yakın asliye ceza görevsizlik vermiş "Benim bakmamam gerekir, sulh cezanın bakması gerekir." demiş; "Bunlar da zaman kaybı oluyor." diye gerekçeler oluşturulmuş.

Değerli arkadaşlar, hâkim kazancı olabilir ama bakın, çok ciddi çelişkiler de var. Çok değil, hatırlayın, şubat ayı içerisinde olabilir, burada yine sizin tarafınızdan gelen o yolsuzluk operasyonları sonrası -geçenlerde de söyledim- bir "yangın var" sendromuna kapıldınız burada ve birtakım düzenlemeler geldi. Onun içerisinde ne vardı biliyor musunuz? Bu telefonların dinlenmesiyle ilgili kararları biliyorsunuz, bu hâkimler veriyordu, sulh ceza hâkimleri veriyordu. Kalktınız, şöyle bir düzenleme yaptınız: Bu telefon dinlemeleri, aramaları yani ev ve iş yerlerindeki aramaları, mal varlıklarına el koymayla ilgili kararları ağır ceza mahkemelerinin bünyesine verdiniz. Ve bu yetmedi, orada da ağır ceza mahkemeleri 3 kişiden oluşuyor biliyorsunuz, oradaki oy çoğunluğu değil... Hatta burada eleştirmiştik "Ya, bu ağır ceza mahkemeleri yeri geliyor, müebbet ağır hapisler veriyor 2'ye 1 oranla ama bu telefon dinlemelerine ilişkin kararları 3 hâkimin oy birliğine bıraktınız." Şimdi düşünebiliyor musunuz, bir telefon dinlemesini 3 hâkimin oy birliğine bırakıyorsunuz ya da bir iş yerinde ya da evde aramayı ama gelin... Bir savcı bir dosyayı inceliyor, bir soruşturma yapıyor ama diyor ki... Çok ciddi bir soruşturma da olabilir. Zaten, bir işi kapatmak istiyorsanız en kolay yolu bu çünkü bir savcı "Ben burada dava açmaya gerek duymuyorum, takipsizlik kararı veriyorum." dediği anda, değerli arkadaşlar, bunun tek yolu itiraz. İtiraz neydi mevcut sistemde? O kararı veren merciye en yakın yerdeki ağır ceza mahkemesine itiraz ediliyordu, hatırlayın, yani bir başka ildeki veya bir başka ilçedeki veya işte, birden fazlaysalar en yakın yerdeki ağır ceza mahkemesine. Orada bir heyet inceliyordu. Şimdi: "Hayır, sulh ceza hâkimi inceleyecek."

Şimdi, düşünebiliyor musunuz, o yerdeki savcı -o adliye binasında beraber çalışıyorlar- dedi ki "Bu deliller yeterli değil, ben davayı açmıyorum." ve kapattı. Çok önemli bir dosya da olabilir. Sulh ceza hâkimi bunu tek başına inceleyecek. Ya, değerli arkadaşlar, telefonla dinleme kararını siz 3 kişilik ağır ceza mahkemesine bıraktınız, daha doğrusu onlara verdiniz ya da bir evdeki bir aramayı ya da bir iş yerindeki aramayı... Böyle bir tuhaflık olabilir mi?

Şimdi, bunları Komisyonda düzeltelim dedik. Tabii, gecenin bu saati -bakıyorum, saat on iki otuza geliyor- bunları anlatınca belki size sıkıcı geliyor ama değerli arkadaşlar, bunlar yanlışlar. Tamam, sulh ceza hâkimleri bir görev üstlensin ama, bu görevleri yapsın ama, ya takipsizlik kararlarına, itiraza bakabilir mi bunlar değerli arkadaşlar? Hele hele aynı binada beraber oturuyorlar, savcı demiş ki "Takipsizlik veriyorum.", oradaki hâkim demiş ki "Sen yanlış yaptın." Mümkün değil. Aralarında bir sosyal ilişki var, bunların diyalogları var.

Bunun mutlaka değişmesi lazım değerli arkadaşlar. Bunun uygulamada yanlışlarını göreceksiniz. Çok değil...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Dibek.

TURGUT DİBEK (Devamla) - Sayın Süha Aldan'ın bir sözü vardı, diyordu ki: "Bu değişikliklerin en yaşlısı on yaşında arkadaşlar."

Bakın, biz bunları bugün de yapıyoruz, kanun yürürlüğe girsin, çok değil, sakıncalarını uygulamada birkaç yıl içerisinde görürüz, birkaç yıl içerisinde. (CHP sıralarından alkışlar)