GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:100
Tarih:10.06.2014

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Diyarbakır'da indirilen ve ayaklar altına alınan, ayaklarla çiğnenen bayrak olayıyla ilgili düşüncelerimi söylemek istiyorum: Bu, çok çirkin bir olay ancak bu olayın tek sorumlusu vardır: Hükûmettir, Başbakandır.

Şimdi, onu da söyleyeceğim, çünkü hemen diyorsunuz ki: "Ya, hep Hükûmet mi sorumlu, hep Hükûmet mi sorumlu?" Evet, hep Hükûmet sorumlu, hep Başbakan sorumlu. Çünkü, Anayasa'nın 8'inci maddesi çok açık bir şekilde yürütme görevini ve yetkisini Hükûmete vermiştir. Yani, yasama yetkisi ve yargı yetkisi verilmişken burada bir de görev verilmiştir, yürütme görevi verilmiştir. Dolayısıyla, bugün, Adalet ve Kalkınma Partisinin dışındaki herhangi bir parti iktidarda olsaydı, o Başbakan sorumlu olacaktı. Nitekim, bir AKP'li arkadaşım bana dedi ki: "Farz et ki bu olay CHP döneminde oldu, Başbakan da CHP'li, ne olacak?" CHP'li Başbakan sorumludur. Burada, bu Hükûmetin izlediği politikalar buraya getirmiştir.

Yalnız, şunu söylemek istiyorum, bu, bayrak çiğnenme olayı üzerinden kışkırtıcılık yapmaya yönelik siyasetleri çok doğru bulmadığımı söylüyorum. Sayın Başbakanın bu olayı açıklarken Tokat'ı örnek göstermesi bence çok kötü olmuştur arkadaşlar. Bu şu demektir: Kürt-Türk çatışmasına prim vermektir, bunu kışkırtmaktır. Bu doğru değildir. Orada Türk Bayrağı'nın ayaklar altına alınması sadece Türk vatandaşlarının değil, aynı zamanda Kürt kökenli yurttaşlarımızın da, Kürtlerin de onurunu zedelemiştir. Orada bayrağın ayaklar altına alınma olayını Kürtlere, Kürt halkına yıkamayız, ondan dolayı onları suçlayamayız. Dolayısıyla, herhangi bir ilde, başka bir ilde, başka bir ilçede Kürtlere yönelik şiddet hareketini de tasvip etmemiz mümkün değildir.

Ben düşünüyorum, hem muhalefet hem iktidar özellikle dünden bugüne kadar bu bayrak üzerinden siyaset yapıyorlar, bu çok doğru değildir; hatta çok değil, hiç doğru değildir. Bunu bırakmamız gerektiğini ben düşünüyorum. Kötü olaydır. Bayrak ilk defa da inmemiştir, bundan önce de bayrak indirildi ama bunun bir tek nedeni vardır, PKK terör örgütüyle "çözüm süreci" adı altında yürütülen süreçte yaşanan yanlışlıklardır.

Şimdi, arkadaşlarımız konuşuyor: "Efendim, PKK terör örgütüyle görüşmeyelim de terör devam mı etsin? E, dünyada bu nasıl olmuşsa Türkiye'de de öyle olur." E, tamam, olur. Mesela, İspanya'da nasıl olmuşsa, İrlanda'da nasıl olmuşsa Türkiye'de de öyle olur ama İrlanda'da ve İspanya'da terör örgütleri silahı bıraktıktan sonra müzakereler başlamıştır. Ben size onun listesini getiririm diğer dünya ülkelerinden, bayağı da inceledik, çalıştık. İspanya'da, hatta, 2009 yılında parlamentodaki Batasuna milletvekillerinin hepsi hapse girdi, o ETA'nın şeydeki temsilcileri de hapse girdi. Dolayısıyla, hiç kimse silahı bıraktıktan sonra bu terör örgütü mensuplarıyla görüşmeyelim falan demiyor.

Bu terörle pazarlık konusunda itiraz ettiğimiz konu şudur: "Çözüm süreci" adı altında ne olduğu belli olmayan... Yani, ben onu söyledim, Sırrı Süreyya Önder çözüm sürecini biliyor, ben bilmiyorum; ben de milletvekiliyim, o da milletvekili. O zaman, ne alınıp verildiğini, ne konuşulduğunu bizim milletvekili olarak bilmemiz en doğal hakkımızdır -biz neye karşı çıkacağız, neye destek vereceğiz- şahsen ben bilmek isterim. Bunların burada açıklanması gerektiğini düşünüyorum. O nedenle, ben diyorum ki bu ülkede yaşanan her türlü sorundan Başbakan sorumludur. Yani, güzel şeyler sizin oluyor, çirkin şeyleri devlet yaptı diyor. Arkadaşlar, devleti hükûmet yönetiyor. Yani, devlet dediğiniz mekanizma bir otomobil, içerisindeki şoför de hükûmettir. Yani, devleti hükûmet yönetiyor. Dolayısıyla, devlet aygıtı vasıtasıyla zaten hükûmet politikalarını uygular. Burada terör örgütüyle Hükûmet başından beri görüşme yapıyor. "Efendim, bizden önce de yapıyordu." E, yapıyordu, sizden önce de yapıyordu zaten. Eğer bu doğru olsaydı yani bu görüşmeler yasal görüşme olmuş olsaydı bundan önce çıkardığımız bu MİT Yasası'nda herhâlde terör örgütü ile MİT'in görüşmesi yasallaştırılmış olmazdı. Demek ki o yasa çıkarılmadan önce terör örgütü ile MİT'in yaptığı görüşmeler bile yasa dışıymış ki...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - ...böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyuldu. Bunu Abdullah Öcalan da söyledi zaten "Biz yasa dışı iş yapıyoruz." diye. Yasa dışı iş yapan aynı zamanda Hükûmettir.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)